Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/162 E. 2023/2631 K. 16.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/162
KARAR NO : 2023/2631
KARAR TARİHİ : 16.05.2023

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 16.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davacı adına vekili Av. … geldi. Karşı taraftan davalı adına vekili Av. … ve vekili Av. … geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen gününde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu 5 ada 7 parsel sayılı taşınmazın vekil edenine ait olduğunu, davalının ayni veya şahsi hakka dayanmadan taşınmaz üzerinde yer alan 2 ve 3 No.lu yerleri haksız şekilde tasarruf ettiğini açıklayarak el atmanın önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili, vekil edeninin davacı şirketin önceki ortağı olduğunu, dava konusu taşınmazın 01.01.2007 tarihli sözleşme ile dava dışı …. Gıda Pazarlama Ltd Lti’ye devredildiğini, davalının söz konusu yerleri kullandığını, davacı ile davalı arasında kira ilişkisinin bulunmadığını, şirket yetkilisi …’in (kendi ve firması adına) imzaladığı 29.09.2018 tarihli sözleşmenin 4. maddesine göre binanın 201 m² alanlı üst katının 10 yıl boyunca (bedelsiz şekilde) …’in kullanımına bırakıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının mülkiyet hakkı karşısında davalının gerek ayni haktan gerekse sözleşmeden kaynaklı üstün hakkı olduğunu ispatlayamadığı, davalının dava konusu taşınmazdaki kullanımının haksız olduğu ve davacı şirket tarafından 10 yıl süre ile oturulacağı konusunda taahhütte bulunulmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının dava konusu parselde bulunan 5 katlı binanın 2. ve 3. katlarına yönelik el atmasının önlenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf sebepleri; cevap dilekçesi ve dosya kapsamında izah ettiği itirazlara benzer gerekçeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
1. Taraflar arasında 01.01.2007 ve 29.09.2018 tarihli anlaşmaların yapıldığı,
2. 29.09.2018 tarihli sözleşmeye göre, dava konusu 5 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki binanın üst katında bulunan depo ve dairelerin 10 yıl boyunca (bedelsiz şekilde) …’in kullanımına bırakıldığı,
3. Bu sözleşmenin 6098 sayılı TBK’nın 379 uncu maddesi gereğince süreli ariyet hakkına ilişkin olduğu,
4. 6098 sayılı TBK’nın 383 üncü madddesi gereğince işbu sürenin (10 yıl) dolması halinde son bulacağı,
5.Davaya konu taşınmazın …. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ye ait olup 29.09.2018 tarihli yazılı anlaşmada imzası bulunan …’in söz konusu şirketin temsilcilerinden ve de ortaklarından biri olduğu,
6. Davaya konu bölümlerinin davacı şirket tarafından davalıya kullandırıldığı,
7. Kullanımının muvafakate dayandığı,
8. Davalı tarafın 29.09.2018 tarihli yazılı anlaşmaya dahil olarak bu hususu kanıtladığı,
9. Davacı şirket temsilcisinin yemin eda etmiş olmasının hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisi ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu,

2. Davacı şirketin 29.09.2018 tarihli sözleşmenin tarafı olmadığı gibi dava dışı …’in de şirket adına imza attığının ispatlanamadığını,

3. Dava konusu taşınmazın davacı şirkete ait olduğunu,

4. …’in ilgili anlaşmada temsilci sıfatıyla davacı Şirket namına ve hesabına hareket ettiğine dair bir ibarenin bulunmadığını, sözleşmede şirket kaşesinin de olmadığını,

5. Şirket kaşesi altında atılan bir imza olmadığına göre davacı Şirket ortağının attığı imzanın şirketi bağlamayacağını,

6. 29.09.2018 tarihli sözleşmenin davalı ile kardeşleri arasındaki anlaşmazlıkları çözmek adına düzenlenmiş olup dava dışı Yusuf’un tanık olarak imzaladığını,

7. Şirket veya şahsi adına taahhüt eden sıfatı ile imzaladığına ilişkin bir kayıt veya beyan(şerh) bulunmadığını,

8. Davalı tarafın yemin teklif etmesi üzerine davacı şirket temsilcisinin hangi sıfatla imzaladığı konusunda yemin ettiğini,

9. Şirket adına yapılan yemin ile davalının iddia ettiği vakıaların doğru olmadığının tespit edildiği ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, “Mülkiyet hakkının içeriği” başlıklı 683 üncü maddesi,

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Yargıtay duruşma vekâlet ücreti 8.400,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

TL :
179,90 O.H.
59,30 P.H.
120,60 Kalan