YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1570
KARAR NO : 2023/861
KARAR TARİHİ : 15.02.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ….Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali tescil olmaz ise tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
1. Müvekkili ile davalılar arasında ….. Noterliğinin 27/05/1996 tarihli 17172 yevmiye No.lu Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Sözleşmesi ile … Mahallesi, 113 ada, (eski: 92-93-94 parsel) yeni 151 parsel sayılı taşınmaz üzerine yapılacak binadan davalıların kendi hisselerine isabet eden 2. bahçe katında bulunan B dairesini 15.000,00 TL bedelle müvekkiline sattıklarını,
2.Yine müvekkili ile davalı … arasında …. Noterliğinin 27/05/1996 tarihli 17173 yevmiye No.lu Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Sözleşmesi ile….Mahallesi, 113 ada, (eski: 92-93-94 parsel) yeni 151 parsel sayılı taşınmaz üzerine yapılacak binadan davalıların kendi hisselerine isabet eden 2. bahçe katında bulunan A dairesini 15.000,00 TL bedelle müvekkiline sattığını,
3.Davalı arsa maliklerinin dava dışı Tasfiye Halinde İhlas İnş. Taahhüt .. Şti. ile KKİS düzenlendiğini ve binanın yapıldığını, sözleşme gereğince dairelerin sözleşme tarihinden 2 yıl sonra teslim edilmesi gerektiğini ancak, davalıların sözleşme konusu edimi yerine getirmediklerini, arsa paylarını devir etmediklerini belirterek, kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulursa taşınmazdaki davalılara ait payların iptali ile davacı adına tescili ya da arsa payının tescili, olmazsa sebepsiz zenginleşmeye göre 2. bahçe katındaki B dairesinin değeri olan 100.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen, A dairesi için 75.000,00 TL’nin davalı …’tan avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının satış vaadi ile aldığı her iki bağımsız bölümü taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi ile İBB’ye sattığını, her iki daireyi de devir ve teslim ettiğini, davacı tarafın mülkiyet hakkının sona erdiği ve aktif taraf ehliyeti bulunmadığı için bu davayı açamayacağını, davalıların kaçak olarak inşa edilmiş ve yıkılacak olan binada Belediyeye ait iki bahçe katını Belediye’ye teslim etmesi ve Belediyenin yerleştirdiği şahısların halen o binada oturmaları nedeniyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ”Davacının açmış olduğu terditli davada davacının aktif taraf olma ehliyetinin bulunmadığı anlaşıldığından davanın bu nedenle husumetten reddine” karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi; ”Davacının, davalılardan aldığı iki adet (A ve B rumuzlu) daireyi bir gün sonra dava dışı İBB’ye satmakla mülkiyet hakkını sona erdirdiği, daireleri satın alan İBB tarafından 1998 yılından beri ihtiyaç sahibi kişilere tahsis edildiği, böylelikle hakkın özü bakımından davacının üçüncü kişiye (İBB’ye) sattığı dairelerde mülkiyet hak sahibi olmadığı, devir ettiği hak nedeniyle davalıların arsa payından pay ya da bedel isteme hakkının bulunmadığı, davacı sıfatıyla aktif taraf olma ehliyetinin olmadığı kabul edilerek tapu iptali ve tescile yönelik davası ile terditli olarak ileri sürdüğü bedel davasının bu nedenle husumetten reddine” şeklinde karar vermiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili;
Bağışlama ya da satış vaadi sözleşmesi yapmış olması davalıların devir yükümlülüklerini ortadan kaldırmayacağını, İstanbul Büyükşehir Belediyesine yapılan satış vaadi sözleşmesini 15.05.2018 tarihli ihtarname ile feshettiklerini belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Gerekçesinde;
1.Davacının dava konusu bağımsız bölümü 27.05.1996 tarihinde davalıdan satın alma konusunda satış vaadi sözleşmesi düzenlemiş ise de, daha sonra 28.05.1996 tarihinde bu taşınmazdaki şahsi hakkını yine noterlikte İBB’ye satmayı vaat ederek temlik ettiği anlaşılmıştır.
2.Hukuki bir işlem olan alacağın temliki sonrasında alacak üçüncü kişi niteliğindeki dava dışı İBB’ye intikal etmiş bulunmaktadır. Bu andan itibaren üçüncü kişi alacaklı sıfatını kazanacaktır ve temlik eden ilk alacaklının da alacaklı sıfatı kalmayıp borç ilişkisinde taraf olmaktan çıkacağı sonucu doğmaktadır. Bu nedenle, dava konusu alacakta sıfatı bulunmayan davacının davada aktif husumet olarak isimlendirilen taraf sıfatı ve tasarruf yetkisi bulunmamaktadır.
3.Her ne kadar davacı istinaf itirazlarında temlikin iade edildiği, temlikten döndüğüne ilişkin İBB’ye 15.05.2018 tarihinde ihtarname çektiğini beyan etmiş ise de, eldeki davanın açılış tarihi 30.10.2014 olup her davanın açıldığı tarihteki hukuki duruma göre değerlendirilmesi ilkesi gereğince davanın açıldığı tarih itibariyle davacının aktif husumeti olmadığı kanısına varılmıştır.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili satış vaadi ile aldığı taşınmazları İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına yaptığı temlik işlemini feshettiğini, davalıların devir yükümlülüğünün bulunduğunu, hükmün bozulması gerektiğini belirtmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil olmaz ise tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri şahsi hak doğuran sözleşmelerdendir. Böyle bir sözleşme ile alacaklı duruma gelen kimse, sözleşmeden doğan bu şahsi hakkını, devir yasağı söz konusu olmadığı sürece borçlunun rızasını aramaksızın üçüncü bir kişiye yine taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile devir ve temlik edebilir. Bu durumda, alacağı temellük eden kimse, temlik edenin yerine geçerek onun haklarını kullanabilir. Bu hakkını da tapu kayıt maliki görünen kişiye veya mirasçılarına karşı ileri sürebilir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, davacının şahsi hakkını temlik etmiş olmasına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.