Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/1535 E. 2023/2535 K. 11.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1535
KARAR NO : 2023/2535
KARAR TARİHİ : 11.05.2023

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bandırma 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 617. maddesine göre mirasçının alacaklılarının korunması için açılan mirasın reddinin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalı …’nın müvekkiline borcunun olduğunu, davalının murisi ….’nın 01.10.2017 tarihinde vefat ettiğini, davalıya intikal işlemlerinin yapıldığını ve birtakım taşınmazların davalının da dahil olduğu mirasçıların adına tescil edildiğini, müvekkili tarafından taşınmazların üzerine 29.01.2018 tarihinde haciz konulduğunu, intikal sebebiyle davalının mirasın reddi hakkının düştüğünü, davalının terekedeki başka malvarlığı unsurlarını uhdesine geçirmiş olup olmadığına yönelik araştırmaların yapılması gerektiğini ve eldeki davanın amacının müvekkilini zarara uğratmak olduğunu belirterek Gönen Sulh Hukuk Mahkemesinin 29.03.2018 tarihli ve 2018/70 Esas, 2018/346 Karar sayılı mirasın reddi kararının iptalini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davanın 6 aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bandırma 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.10.2019 tarihli ve 2019/171 Esas, 2019/233 Karar sayılı kararı ile davacının davasının hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 21.01.2022 tarihli ve 2020/1302 Esas, 2022/64 Karar sayılı kararıyla; davacı vekilinin istinaf başvurusunun “…muris …’nın 01.10.2017 tarihinde vefat ettiği, davalı mirasçının 15.01.2018 tarihinde Gönen Sulh Hukuk Mahkemesine müracaat ederek “mirası kayıtsız şartsız reddettiğine” dair beyanda bulunduğu, anılan mahkemece bu beyanın 29.03.2018 tarihinde tesciline karar verildiği, eldeki mirasın reddi kararının iptali davasının ise 15.05.2019 tarihinde açıldığı, mirasın kayıtsız şartsız reddedildiğine ilişkin beyanın tutanakla tespit edilmiş olması (TMK.md. 609/3) koşuluyla sulh hakimine ulaştığı andan itibaren sonuç doğurduğu ve mirasın bu tarihten itibaren reddedilmiş sayıldığı, reddeden mirasçının bu tarihten itibaren mirasçı sıfatını kaybettiği, ret tarihinin buna ilişkin beyanın sulh hakimine ulaştığı tarih olduğu, Türk Medeni Kanununun 617/1. maddesinin açık hükmü karşısında ret tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 6 aylık hak düşürücü sürenin geçtiğinin anlaşıldığı…” gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı vetili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davalıya intikal işlemlerinin yapıldığını,

2. Davalının taşınmazlardaki hisseleri üzerine müvekkili tarafından 29.01.2018 tarihinde haciz konulduğunu,

3. Haczin konulduğu tarihte davalının murisinin vefat tarihi itibariyle mirası ret süresinin dolmuş olmasına rağmen, yapılan intikal sebebiyle mirasın reddedilmediğinin kabul edildiğini,
4. Hak düşürücü süre kanunda 6 ay olarak belirtilmişse de ret hususunun taraflarına bildirilmediğini,

5. Mahkemece ret talebi üzerine alacaklılara bildirimde bulunulmadığını,

6. Ret kararının ret tarihinden itibaren 5 ay sonra kesinleştiğini, daha sonra ret kararına uygun veraset ilamı çıkarılmadığını ve davalı tarafından durumun saklanıldığını,

7. Davalının kötü niyetli olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 617. maddesine göre mirasçının alacaklılarının korunması için açılan mirasın reddinin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 617 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Mirasın reddinin iptali talebinde alacaklıların korunması, muris mirasçısının alacaklılarının korunması ve murisin kendi alacaklılarının korunması şeklinde iki durumda mümkün olmaktadır. Eldeki dava, muris mirasçısının alacaklılarının korunmasına yönelik olup TMK’nın 617. maddesinde, “Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflâs idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilir. Bu suretle tasfiye edilen mirastan reddeden mirasçının payına bir şey düşerse bundan, önce itiraz eden alacaklıların, daha sonra diğer alacaklıların alacakları ödenir. Arta kalan değerler ise, ret geçerli olsa idi bundan yararlanacak olan mirasçılara verilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
3. Somut olayda, dosyada yapılan incelemede, davalı …’nın murisi …..’dan geriye kalan mirası reddetmesi için verdiği dilekçenin tarihi ile dilekçenin havale tarihi, 29.12.2017’dir. Öte yandan, eldeki davanın tarihinin ise 15.05.2019 olduğu görülmekle yukarıda belirtilen hükme göre davanın açılmasına yönelik 6 aylık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmıştır.

4. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı görülmüştür.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davacı kurum harçtan muaf olduğu için yeniden alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.