Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/1289 E. 2023/4379 K. 03.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1289
KARAR NO : 2023/4379
KARAR TARİHİ : 03.10.2023

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/505 E., 2022/24 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/106 E., 2020/406 K.

Taraflar arasındaki muhdesatın tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 03.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davacılar vekili Av. … ile karşı taraftan davalılar vekili Av. … geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İşin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili; müvekkillerinin paydaşı olduğu taşınmazla ilgili ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, dava konusu taşınmazın zemin katında bulunan işyerinin 100 m²’lik kısmının muris tarafından 1973 yılında yapıldığını, davacı …’ın askere gitmeden önce bu işyeri alanının 150 m²’ye çıkarttığını, askerden geldikten sonra ise kaba inşaatının babasının yaptığı işyerinin üstünü 1982 yılında tamamladığını ve 1990 ve 1991 yıllarında 2 ve 3 üncü katların davacılar tarafından yapıldığını belirterek dava konusu taşınmazda bulunan, zemin kat 150 m² işyerinin 50 m²’lik sonradan eklenen kısmı, l inci katın ince işçiliği, 2 ve 3 üncü katın tamamının davacılar tarafından yapılmış olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar vekili; davacılar tarafından iddia edilen 150 m² dükkan ve diğer 3 katın tamamının muris … tarafından yaptırıldığını, davacıların belirtilen tarihlerde yaşlarının küçük olduğunu ve geçici işlerde çalıştıklarından bu inşaatları yaptırmalarına imkan olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen esas ve karar … kararı ile; dosya kapsamından; dava konusu taşınmazın zemin katındaki 100 m²’lik bölümün muristen geldiği konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı, keşif mahallinde dinlenen tanıklardan …, … ve …’ın vermiş oldukları beyanlar doğrultusunda dava konusu taşınmazın inşaatına 1972’de başlandığı, davacılardan …’ın 1962, …’in ise 1965 doğumlu olduğu dikkate alındığında 50 m²’lik müştemilat bölümünün inşa etmelerinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, ayrıca Yargıtay içtihatları doğrultusunda davacıların zemin kattaki 100 m²’lik ihtilafsız fabrika binasına, 50 m²’lik WC-duş ve işçi soyunma odaları ilavesine dair mevcut bölüme müştemilat ilave edilmesi niteliğinde olduğu, iyileştirici nitelikteki giderlerin TBK’nın 77 nci maddesine göre sebepsiz zenginleşme teşkil edeceği ve eda davasıyla talep edilebileceği, davacıların hukuki yararları bulunmadığı, yine tanık beyanları doğrultusunda ikinci ve üçüncü katın inşaatının 1991-1992 yıllarında yaptırıldığı, dosya kapsamından o tarihlerde davacıların bu katları yaptırmaya yeterli maddi güçlerinin bulunmadığı, söz konusu katların muris … ile eşi davalı …’nin yaptırdığının sabit olduğu gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme gerekçesiyle davanın reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalılar 12.04.2017 tarihinde vermiş oldukları cevap dilekçelerinde “muris …’in 1982 yılında 100 m²’lik zemin kısım üzerine 100 m² büyüklüğünde daire inşa ettirdiğini, 1988 yılında oğlu …’ı evlendirdiğini, 1990-1991 yıllarında 2. Katı inşa ettirerek oğlu …’i yerleştirdiğini ve 1990-1991 yıllarına 3. katı inşa ettirdiklerini” beyan ettiklerini, mahkemece “inşaatların başlama tarihinin 1972 yılı olduğu” kabul edilerek yanlış değerlendirildiğini, net ispat vasıtası kabul edilmesi gereken davacı tanık beyanlarının hükme esas alınmadığını ve kurulan hükümde mahkemece hiçbir şekilde değerlendirilmediğini belirtmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen esas ve karar … kararı ile, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili duruşmalı olarak temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkeme gerekçesinin çelişkili ve dayanaksız olduğunu, dava konusu yerdeki 100 m2’lik dükkanın 150 m2’ye çıkarıldığı zamanda davacıların küçük bir çocuk olmadığını, 2 ve 3 üncü katın yapıldığı 1990-1991 yıllarında ise davacılardan …’in 25, …’ın ise 28 yaşında, adlarına vergi kaydı bulunan ve tekstil şirketleri olan kişiler olduğunu, tanıklardan …’ın 1979 doğumlu olması nedeniyle 1972 yılında 7 yaşında olan bir kişinin beyanının esas alındığını, davalıların cevap dilekçesinde de 1 inci katın 1982, 2 ve 3 üncü katların 1990-1991 yıllarında inşa ettirildiğinin belirtilmesine karşın mahkemenin tek imalat tarihinin 1972 olarak esas almasının doğru olmadığını, murisin o tarihlerde emekli olup yeterli gelirinin olmadığını, davacıların dokuma işini babalarının gözetiminde yaptığı şeklindeki mahkeme gerekçesinin yanlış olduğunu, yalnız davalı tanık beyanlarını hükme esas alınarak davacı tanıklarının değerlendirilmediğini belirtmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muhdesatın tespiti talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 … Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 … Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 … Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

17.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.