Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/112 E. 2023/1576 K. 16.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/112
KARAR NO : 2023/1576
KARAR TARİHİ : 16.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : …Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki mirasın hükmen reddi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı … vekili, … vekili ve … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı … vekili ve … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar dava dilekçesinde; ortak murisleri olan …’nın 02.10.2013 tarihinde vefat ettiğini, murisin sahibi bulunduğu şirketin … ve …’ne borcu olduğunu öğrendiklerini, terekesinin borca batık olduğunu ileri sürerek, mirasın hükmen reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.

II. CEVAP
1. Davalı … Belediye Başkanlığı vekili; davalıların murisinin 39.726,05 TL borcu bulunduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, davanın Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerektiğini, murise ait malvarlığının araştırılması gerektiğini, davacıların bu malvarlığına ilişkin herhangi bir edinimde bulunup bulunmadıklarının araştırılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı … vekili; davanın murisin ölümünden itibaren 3 ay içinde Sulh Hukuk Mahkemesinde açılması gerektiğini, murisin restoran işinden dolayı faaliyetine 12.04.2006 tarihinde son verdiğini, faaliyette bulunduğu döneme ait 98.599,28 TL vergi aslı ile 223.923,42 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 322.522,70 TL vergi borcu olduğunu, terekenin borca batık olduğunun tespiti halinde dahi davacıların mirası kabul sayılabilecek işlemleri var ise mirasın reddini talep edemeyeceklerini, murisin malvarlığının tüm Türkiye’de araştırılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

3. Dahili davalı …. vekili; davanın 3 aylık süre içinde açılmadığını, müteveffanın ölüm tarihi itibarıyla borca batık olduğunun araştırılması gerektiğini, mirası kabule yönelik işlemler var ise tespit edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

4. Dahili davalı SGK vekili; muris hakkında kurum kayıtlarının incelenmesinde “Kıyı Restaurant 4595 Sokak No: 13 Çeşme/ İzmir” adresinde kurulu bir iş yerinin olduğunun tespit edildiğini, bu iş yerinin 31.07.2006 tarihinde kapsam dışına gayri faal olarak çıkartıldığının anlaşıldığını, iş yeri ile ilgili olarak 2008 yılında kuruma olan prim vb borçları nedeniyle işveren hakkında toplam 49.761,07 TL amme alacağının tahsilini teminen icra takipleri açıldığını, mirasbırakanın ölüm tarihi itibarıyla tüm aktif ve pasiflerinin araştırılması gerektiğini, davacıların borçtan kurtulmak için davalı kurumun zararına hareket ettiğinin ortada olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan Türkiye Halk Bankası vekili, davalılardan SGK vekili ve davalılardan … vekili ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davalılardan Türkiye Halk Bankası vekili; davanın yasal süre içinde görevli mahkemede açılmadığından davacı tarafın murisin borçlarından sorumlu olduklarını, yeterli araştırma yapılmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalılardan SGK vekili; mirasçıların terekeyi benimseme anlamına gelecek işlemlerinin araştırılmadığını, terekenin aktif ve pasifleri ile birlikte ayrıntılı bir inceleme ile ortaya konulmasına ilişkin yeterli araştırmanın yapılmadığını, dava kapsamında sadece ölüm tarihi itibarıyla araştırma yapıldığını oysa ki murisin ölümünden önceki dönemi de içerir şekilde araştırılması gerektiğini, murisin işlettiği restaurantın akıbetinin araştırılmadığını, davacılardan … yönünden 23.12.2015 tarihli celsede dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği halde davacı … tarafından davanın yenilenerek takip etmek istediğinin mahkemeye bildirilmediğini, tekrar işleme konulmasına ilişkin talepte bulunulmadığını, mahkeme tarafından da dosyanın yeniden işleme konulmasına ilişkin karar verilmemiş olmasına karşın davanın her iki davacı yönünden kabulüne karar verilmesinin usul hukukuna aykırı olduğunu, Makbule hakkında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Davalılardan … vekili; mirasçıların terekeyi benimseme anlamına gelecek işlemlerinin araştırılmadığını, terekenin borca batık olduğunun ispatlanamadığını, terekenin yeterince araştırılmadığını, davacı … yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “Somut olayda; davacı … tarafından dosyanın takipsiz bırakılmasının ardından yenileme talebi olmaksızın yargılamaya devam edilerek davacı … yönünden açılan davanın kabulüne yönelik karar verildiği istinaf nedeni olarak ileri sürülmüş ise de; dosyanın davacı … yönünden 23.12.2015 tarihli celsede işlemden kaldırılmasına müteakip 05.01.2016 tarihli dilekçe ile davacının yenileme talebinde bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmakla davalı vekillerinin bu yöne ilişkin istinafları yerinde görülmemiştir. Görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğuna yönelik itirazda bulunulmuş ise de; dava TMK’nın 605/2 nci maddesi gereğince terekenin borca batık olduğunun tespiti (hükmen ret) isteğine ilişkin olup mirasın hükmen reddine ilişkin davalara bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemelerine aittir. Bu nedenle davalı vekillerinin görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğuna yönelik istinafları da yerinde değildir. Mahkemece TMK’nın 605 ve devamı maddelerinde belirtilen yasal düzenleme ve Yargıtay kararları ile benimsenen ilke ve esaslara uygun olarak murisin ölüm tarihi itibarıyla terekesinin aktif ve pasifi belirlenmiş, mahkemece yapılan araştırma ve delillerin değerlendirilmesi dikkate alınarak davacıların terekeyi kabul edecek anlamda bir davranışının bulunmadığı, murisin terekesinin aktifinin borcu ödemeye yeterli olmadığı anlaşılmakla verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.” gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan SGK vekili ile davalılardan … vekili ayrı ayrı temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri
Davalılardan SGK vekili ile … vekili ayrı ayrı sundukları temyiz dilekçelerinde, istinaf dilekçesi ile ileri sürdükleri hususları tekrarlamışlardır.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
Türk Medeni Kanunu’nun 605 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 610 uncu maddesi.

3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılardan SGK vekili ile davalılardan … vekilinin ayrı ayrı temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı kurumlar harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.