Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/1046 E. 2023/2399 K. 08.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1046
KARAR NO : 2023/2399
KARAR TARİHİ : 08.05.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki mirasın hükmen reddi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı Bakırköy ve Kasımpaşa Vergi Daireleri vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına yeniden hüküm tesisi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili; müvekkillerinin murisi olan …’ın 06.06.2016 tarihinde vefat ettiğini, müteveffanın vefat tarihinden sonra mirasçıları tarafından mirasın reddi süresi kaçırıldığını, Sivas ili, … ilçesinde kayıtlı üç adet tarla, Bursa ili, İznik ilçesinde beş adet tarla bulunduğunu, ancak bu tarlaların müteveffanın borçlarını karşılayacak ekonomik değerde olmadığını belirterek, mirasın borca batık olduğunun tespiti ile mirası hükmen reddedildiğinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Bir kısım davalılar vekilleri ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davanın yasal hak düşürücü süre içinde açılmadığını, murisin ölümünden uzun bir süre sonra açılan davanın iyi niyetli olmadığını, murisinin vefat tarihinde terekenin borca batık olmadığını, müteveffanın vefat ettiği dönemdeki maddi durumu araştırıldığı takdirde bu durumun açıkça ortaya çıkacağını belirtilerek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, ölüm tarihi itibariyle terekenin borca batık olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, davacıların mirası hükmen reddettiklerinin tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Bakırköy ve Kasımpaşa Vergi Daireleri vekili ile davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı Bakırköy ve Kasımpaşa Vergi Daireleri vekili istinaf dilekçesinde özetle; murisin ölümü nedeniyle mükellefiyetinin terk ettirildiğini, murisin borçlarına ilişkin belgeleri dosyaya sunduklarını, mirasın reddi için gereken yasal sürenin davanın açıldığı tarihte dolmuş olduğunu, ölüm tarihinde miras bırakanın aczinin açıkça belli olduğuna veya resmen tespit edilmiş olduğuna dair davacı tarafından dosyaya herhangi bir delil sunulmadığını, mirasçıların mirası kabul etmiş sayılacağı yönünde karine oluşturacak tutum ve davranışlarda bulunup bulunmadığı hususunun tespitini talep ettiklerini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; eldeki davanın mirasın hükmen reddi niteliğini taşımadığını, davacıların talebinin mirasın gerçek reddi olduğunu ve davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davanın bu sebeple usûlden reddinin gerektiğini, icra dosyalarında davacıların murisine usûlüne uygun tebligat yapılarak takibin kesinleştiğini, takip aşamasında murisin vefatı üzerine mirasçılarına dosya borcunu bildirir muhtıra çıkarıldığını, borca ilişkin herhangi bir bildirimde bulunmayan davacıların bu davayı açtığını, murisin ölüm tarihine kadar borcunu ödemekten kaçındığını, borca batıklığın mirasın açıldığı anda mevcut olması gerektiğini, davacıların tereke işlemlerine karışıp karışmadığının ve tereke mallarını kullanıp kullanmadıklarının araştırılması gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı … vekili ve Bakırköy Vergi Dairesi Müdürlüğü ve … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/545 Esas, 2020/142 Karar sayılı, 08.09.2020 tarihli kararının HMK’nın 353/1-b.2 nci maddesi gereğince kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisi ile davanın reddine karar verilmiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesince; “Güngören Tapu Müdürlüğü’nden gelen tapu kayıtlarına göre, İstanbul İli, Güngören İlçesi, 3126 parsel 2. Kat 7 numaralı bağımsız bölümün, muris …’ın babası … adına kayıtlı iken, malikin 20/11/1996 tarihinde vefatıyla mirasçılarına kaldığı, söz konusu mirasçılar arasında muris …’ın da bulunduğu, muris …’ın 06/06/2016 tarihinde ölümü sonrası ve iş bu mirasın hükmen reddi davasının açıldığı 22/12/2017 tarihi sonrasında, tapuda 20/07/2018 tarih 7937 yevmiye numaralı işlemle mirasçıların talebi üzerine birden fazla ölüm halinde intikal işlemi yapılarak taşınmazın malik …’dan, mirasçı …’ın mirasçılarının da içinde bulunduğu mirasçılara intikal ettirildiği, mirasçılar tarafından aynı tarihli 7938 yevmiye numaralı işlemle taşınmazın üçüncü kişiye satıldığı, bu şekliyle davacı-mirasçıların tereke mallarını kendisine malettiği/benimsediği anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir” gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın satışından mirasçıların elde ettiği tutarın oldukça düşük olduğunu, mirasçıların mal kaçırma kastı olmadığının açık olduğunu, müvekkillerini mal kaçırma kasıtları olsaydı Bursa İznik’te bulunan beş adet tarla ve Sivas …’daki üç adet tarla niteliğindeki taşınmazları da devretmiş olmaları gerektiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık çözümünde; mirasın hükmen reddi talebine ilişkin olarak Türk Medeni Kanunu’nun 605/2 ve 610 uncu maddesi esas alınmıştır.

2. İlgili Hukuk
1. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanunu’nun 610 uncu maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu’nun 606 ncı maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz.

2. Miras bırakanın ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, miras bırakanın tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanunu’nun 610/2 nci maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez.

3. Terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü vb. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı göz önünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.

4. Ayrıca tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanunu’nun 610/2 nci maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez.

3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.