Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/1045 E. 2023/4384 K. 03.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1045
KARAR NO : 2023/4384
KARAR TARİHİ : 03.10.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/265 E., 2021/2031 K.
KARAR : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/403 E., 2019/607 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 03.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı vekili gelmedi. Diğer taraftan davalı … vekili Av. … geldi. Açık duruşmaya başlandı. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra açık duruşmanın bittiği bildirildi. İşin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının 1960’lı yıllarda ağabeyi İbiş ile birlikte ailece Arnavutluktan göç ederek Türkiye’ye geldiğini, dava konusu taşınmazın üzerindeki metruk gecekonduya yerleşerek yaşamaya başladıklarını, 30.04.1969 tarihinde ağabeyinin haklarını noter senedi ile satın alarak taşınmazı kullanmaya devam ettiğini, 1987 yılında gecekonduyu yıkarak üzerine iki katlı ev yaptığını ve bugüne kadar malik sıfatıyla zilyetliğinin kesintisiz olarak sürdüğünü, vergilerini de ödeyen vekil edeninin bilinçli olmaksızın taşınmaza kayyım olarak atanan Defterdarlığa kira ödemek zorunda kaldığını, davalı idare tarafından vekil edenine karşı ecrimisil davası açıldığını, davalı vakıftan önceki maliklerin tapu kaydından bilinemediğini-anlaşılamadığını, 2762 … Yasa’nın 28 inci maddesindeki taviz bedeli yatırma süresini düzenleyen 10 yıllık sürenin 4755 … Yasa ile 13/12/1955 tarihine kadar uzatıldığını, müvekkili yararına TMK’nın 713/2 maddesi uyarınca mülk edilme koşullarının 03/12/1975 tarihi itibariyle sağlandığını ileri sürerek, … Alem … Vakfı adına oluşan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili, mülkiyeti vakfa ait taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanımın mümkün olmadığını, tüzel kişi statüsüne sahip vakfın ölümü ya da gaipliği söz konusu olamayacağı için TMK’nın 713/2 nci maddesinin vakıf taşınmazlarında uygulanamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla özetle; davacının, taşınmazın mutasarrıfı yada maliklerinden olmaması, kuru mülkiyet sahibi vakfın sahih ve ortada olması, davalı idare tarafından vakfın temsil edilmesi, evvelki kayıt maliklerinin gaiplikleri ile birlikte taşınmazın ilgili vakıf adına tescil edilmiş oluşu hep birlikte değerlendirildiğinde taşınmaza ait tapu kaydının hukuki kıymetini yitirdiğinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili özetle; dava dilekçesi ve dosya kapsamındaki beyanlarını da tekrarlayarak, mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığını, taşınmaz mülkiyetinin 13.12.1955 tarihi itibariyle mutasarrıfına geçtiğini, malik sıfatıyla zilyet olan davacı lehine TMK’nın 713/2 maddesi uyarınca mülk edinme koşullarının gerçekleştiğini, tapunun hukuki değerini yitirdiğini, maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan ve de gaip olan kişilerin 13.12.1955 sonrasında kendiliğinden mülkiyeti elde ettiğini, vakıf hakkının bu tarih sonrasında ayni bir hak olmaktan çıkarak taviz bedeline dönüştüğünü ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle ;
1. Tapu malikleri …, … kızları …, … ve …’nin bilinen kişilerden olduğu,

2. Taşınmaz üzerinde … Alem … Vakfı icareli şerhi mevcut iken hükmen vakıf adına tescil edildiği,

3. Taşınmazın zilyetlikle iktisabı mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesi, dosya kapsamındaki beyanlar ve istinaf dilekçesini tekrarlayarak, Bölge Adliye Mahkemesinin maddi vakıalarını doğruladığını, dava konusu taşınmaza yönelik TMK’nın 713/2 maddesinin uygulanabileceğini, tapu kaydından maliki anlaşılamayan ifadesinin Yargıtay tarafından geniş yorumlandığını, tapu maliklerinin kimliğini ortaya koyacak gerekli bilgi ve belgelere tapuda ulaşılamadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, TMK’nın 713 üncü maddesine göre maliki tapu kütüğünden anlaşılamaması sebebine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

2. 4721 … … Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 … Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 … Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Yargıtay duruşma vekâlet ücreti 17.100,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Kesin olmak üzere,

03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.