Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/1034 E. 2023/3524 K. 21.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1034
KARAR NO : 2023/3524
KARAR TARİHİ : 21.06.2023

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 12. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki önalım hakkında dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin hissedar olduğu Antalya ili, …. ilçesi, ….. Mahallesi, 26759 ada 8 parsel taşınmazda diğer hissedar olan … tarafından, 16.08.2018 tarihinde davalı …’e hisse satışı yapıldığını, müvekkilinin bu satış nedeniyle kanundan doğan önalım hakkını kullanmak istediğini belirterek davalı adına kayıtlı payın iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; her ne kadar tapuda yapılan işlem satış olarak görülse de söz konusu işlemin esasen satış olmadığını ve müvekkilinin dayısı … tarafından taşınmazın bedelsiz (hibe) olarak temlik edildiğini, taraflar arasında bir para alışverişi olmadığını, hibe- bağış nedeniyle yapılan işlem sonucu önalım hakkının kullanılamayacağını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; satışın mirasçılık/akrabalık ilişkisinden kaynakladığının kanıtlanması gerektiği gibi ispat külfeti de davalı tarafın üstünde olduğunu, satıcının alacaklılarından, elde edeceği nakiti kaçırmak saiki ile taşınmazı banka dışında ödeme ile sattığını, inşaat için sözleşme imzaladıktan sonra, oturduğu evi inşaat için yıktıktan sonra bağış yapılmasının hayatın olağan akışına, akla, sosyal hayata uymayacağını, davalının bağış iddiasını ispatlayamadığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 27.03.1957 günlü ve 1956/12 Esas, 1957/2 Karar sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararı dikkate alınarak satış işleminin tarafları dayı-yeğen olmaları nedeniyle yapılan satışın gerçekte bağış olduğu, dayı-yeğen arasındaki pay devrinin satış niteliğinde kabul edilemeyeceğinden bahisle davanın reddine ilişkin İlk Derece Mahkeme kararında, usul ve yasaya aykırılık tespit edilemediğinden, davacı tarafın istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerle temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davanın reddi kararının eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 732, 733 ve 734 üncü maddeleri, 27.03.1957 günlü ve 1956/12 Esas, 1957/2 Karar sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararı.

3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.