YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1027
KARAR NO : 2023/3526
KARAR TARİHİ : 21.06.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin 976 ada 1 parsel sayılı arsa nitelikli taşınmazın üzerindeki müstakil evin 1/2 hissesinin maliki olduğunu, müvekkilinin söz konusu hisseyi kardeşi … ile aralarında yapmış oldukları, iki şahit huzurunda imzalanan 28.11.1992 tarihli adi satış sözleşmesiyle iktisap ettiğini, bahsi geçen binanın bulunduğu arsanın mülkiyetinin Sarıyer Belediyesi’ne ait olduğunu, taşınmaz üzerinde bulunan yapıdaki müvekkiline ait daire ile ilgili muhdesatın taraflarına aidiyetinin tespiti davası açma mecburiyeti doğduğunu bildirerek 976 ada 1 parsel sayılı arsa nitelikli taşınmazın üzerindeki müstakil evin 1/2 hissesinin müvekkiline ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında dava konusu muhdesata ilişkin herhangi bir sözleşme düzenlenmediğini, sözleşme olduğu varsayılsa bile iddia edilen sözleşme tarihi 28.11.1992 olup zaman aşımına uğradığını, muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılmasında hukuki yarar olmadığını, taşınmazın mülkiyeti Sarıyer Belediyesi’ne ait olup muhdesatın müvekkili Muhlis tarafından 01.01.1976 tarihinde inşaa ve iktisap edildiğini, müvekkilinin 1983 yılında Sarıyer Belediyesi’ne başvurduğunu, taaşınmazın 08.07.2011 tarihinde müvekkili Muhlis tarafından müvekkili Fatih’e satıldığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda derdest ortaklığın giderilmesi davası, kentsel dönüşüm uygulaması veya kamulaştırma işlemi bulunmadığına göre davacının, muhdesatın aidiyeti isteği bakımından hukuki yararının varlığından söz edilemeyeceği, bu nedenle davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı bildirilerek davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, müvekkilinin 976 ada 1 parsel sayılı arsa nitelikli taşınmazın üzerindeki müstakil evin 1/2 hissesi üzerindeki menfaatlerini korumak amacıyla dava açtıklarını, davanın 6100 sayılı Kanun’un 114/1-h maddesi uyarınca davacının davayı açmada hukuki yararının olmadığından sebeple usulden reddedilmesinin yerinde olmadığını, açmış oldukları dava sonucunda yapılacak tespitle müvekkilinin müstakil ev üzerindeki aidiyetinin ortaya çıkacağını, davaya konu (tapuda kamunun mülkiyetinde bulunan arsanın) üstündeki gayrimenkul için taraflarca yapılan satım sözleşmesi ile müvekkilinin güvence altına alınması gereken haklarının işbu dava ile korunacağını bildirerek kararın kaldırılmasına ve taşınmazın üzerindeki müstakil evin 1/2 hissesinin müvekkile ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler ile temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davanın reddi kararın eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 684 üncü, 718 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.