Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2021/8585 E. 2023/2274 K. 25.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8585
KARAR NO : 2023/2274
KARAR TARİHİ : 25.04.2023

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 25.04.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı vekili Avukat ….ile diğer taraftan davalı vekili Avukat … geldiler. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra açık duruşmanın bittiği bildirildi. İşin incelenerek karar bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; davalının tarafların ortak murisinden kalan dava konusu taşınmazdaki hissesinin satışı için dava dışı Muhittin’e noterden vekaletname verdiğini, daha sonra kendi el yazısıyla yazıp imzaladığı ibranamede bu taşınmaz bakımından “gayrimenkul satış bedelinin tamamını almış olduğum bu hususta alacağımın kalmadığını bu mezkur vekaletnameden dolayı zimmetini tamamen ibra ettiğimi beyan ve kabul ederim” dediğini, bu haliyle miras hissesinin tamamının davacı tarafından ödendiğini belirterek davalının payının iptaliyle davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili; dava dışı ….’in davacının eşi olduğunu, müvekkili tarafından satış vekaletnamesi verilmiş ise de miras hak ve hisselerinin satılmadığını, bedelinin de ödenmediğini, müvekkilinin bu taşınmazla ilgili ibraname vermediğini, dosyaya sunulan ibranamenin bu taşınmazla bir ilgisinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda esas ve karar numarası belirtilen kararı ile; tapulu taşınmazların mülkiyet devrine ilişkin sözleşmelerin resmi şekle tabi olup yapılan harici sözleşmelerin geçerli olmadığı, somut olayda da davacı taraf, davalının satış için eşine vekaletname verdiğini belirtmiş ise de verilen vekaletnamenin taşınmaz mülkiyetinin satışına ilişkin satış sözleşmesi yerine geçemeyeceği, davacının davalıdan tapu iptali ile tescil talep edebileceği resmi yazılı sözleşme bulunmadığı, dayanılan “ibraname” başlıklı belgenin taşınmaz mülkiyeti için geçerliliği bulunmayan adi yazılı bir belge olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yargıtay’ın Yerleşmiş İçtihatlarına göre paydaşlar ve mirasçılar arasında yapılan harici sözleşmelerinin uzun süre benimsenmesi halinde ahde vefa kuralı ve TMK’nın 2 nci maddesi uyarınca iyiniyet kuralı gereği geçerli sayılacağının belirlendiğini, 20 yıl boyunca taşınmazın emlak vergilerinin davacı tarafından yatırıldığını, davalının ibraname altındaki imzayı ve ibraname içeriğini inkâr etmediğini, kardeşler arasında tanık dinlenmesinin mümkün olmasına rağmen tanıkların dinlenmediğini, eksik incelemeyle karar verildiğini belirtmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen esas ve karar numaralı kararı ile; eldeki davada ibraname başlıklı belgenin dava konusu taşınmaz ile ilgili olmaması, davacı tarafından davalıya bedel ödendiği iddia edilmiş ise de, ödemeye ilişkin belge ibraz edilmemiş olması, davacı tarafın talebinin bedele ilişkin olmayıp, tapu iptaline yönelik olması, taşınmaz devrine ilişkin sözleşmelerin resmi şekilde yapılmasının kanuni zorunluluk olması, taraflar arasındaki ilişkinin tanık ile ispatının mümkün bulunmaması, bilirkişi raporlarının denetime elverişli olması nedeniyle davanın reddine ilişkin verilen kararda usul ve Yasa’ya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili duruşmalı olarak temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili yukarıda IV-B bölümünde belirtilen sebeplerle kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 677 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Somut olayda davacının, tapu maliki Fazıl’ın mirasçısı olan davalıdan pay satın aldığını belirterek tapu iptal ve tescil talebinde bulunması karşısında, mahkemenin davayı harici satışa dayalı tapu iptali ve tescil niteliğinde değerlendirerek davanın reddine karar vermesi doğru değildir.

2. 6100 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesi uyarınca hâkim Türk Hukuku’nu re’sen uygular. Bu ilke uyarınca olayları belirlemek taraflara, bu olayların hukuki sonuçlarını tayin etmek hâkime düşer. Dava konusu taşınmazların sahibi ve tarafların kök murisi olan….’ın dosyada bulunan veraset ilamının incelenmesinde; davacı ve davalıların mirasçı olduğu saptanmış olduğundan, dava, mirasçılar arasında açılan miras payı devri sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

3. 4721 sayılı Kanun’un 677 nci maddesine göre, terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında tapulu taşınmazlar bakımından yapılacak sözleşmeler, yazılı olması koşulu ile geçerlidir. Dosyaya ibraz edilen ibraname başlıklı belge miras payı devrine ilişkin sözleşme niteliğinde değildir. Taraflar arasında akdedilen yazılı bir sözleşme bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle karar verilmiş ise de, bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca hükmün gerekçesinin düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca gerekçesi DÜZELTEREK ONANMASINA,

Peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Yargıtay duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.