Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2021/8565 E. 2023/685 K. 07.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8565
KARAR NO : 2023/685
KARAR TARİHİ : 07.02.2023

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine, kamu düzenine aykırılık nedeniyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabul kısmen reddine, tapu iptali ve tescil isteminin davalılardan Niyazi yönünden kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine ve tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin miras bırakanı Remzi’nin dava konusu 1716 parsel sayılı taşınmazı 10.11.1969 tarihinde harici satış senedi ile satın aldığını, o tarihten itibaren miras bırakanları Remzi ve vefatı ile mirasçılarının zilyet olmaya devam ettiğini, kayıt malikinin ölümünden itibaren 20 yıllık süre geçmesi nedeniyle tapunun hukuki değerini yitirdiğini belirterek; öncelikle tapu iptal ve tescile, aksi halde 12.000,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalılardan Şerife Balçak vekili cevap dilekçesinde davanın reddini savunmuştur.

2. Davalılardan …, açılan davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16.07.2020 tarihli ve 2016/224 Esas, 2020/181 Karar sayılı kararıyla; harici satış tarihi itibariyle taşınmazın tapu olduğu, kayıt malikinin ölüm tarihi ile intikal tarihi arasında 20 yıllık kazanma süresinin dolmadığı, davacıların murisleri Hakkı’nın satış senedinin tarafı olmadığı ancak davalılardan Niyazi’nin davayı kabul ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine, tapu iptali ve tescil talebinin davalı … yönünden kabulüne, diğer davalılar açısından reddine ve tazminat talebinde reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili; mahkemenin davanın reddine yönelik verdiği kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazın ilk tapu maliki …’ın 29.02.1980 yılında vefat ettiğini, tapu malikinin ölmeden önce 1969 yılında Hüseyin Fenercioğlu’na sattığını, davacının murisinin ise taşınmazı 10.11.1969 tarihinde harici satış senedi ile satın aldığını, taraflar arasında TMK’nın 713 üncü maddesinde belirtilen anlamda bir davanın olmadığını, davacılar yönünden kazanılmış bir hakkın söz konusu olduğunu, davacılar için müdahalenin men’i davasının açılmadığını, davalıların taşınmazın muris dedeleri tarafından satıldığını duruşmada kabul ettiklerini, taşınmazın değeri kadar davalıların sebepsiz zenginleştiklerini, tapu iptali ve tescil isteminin reddi halinde denkleştirici adalet ilkesine göre tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesindeki gerekçe yerinde görülerek davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, hükmün infazından tereddüt oluşacağı belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kamu düzenine aykırılık nedeniyle kaldırılmasına, davanın kısmen kabul kısmen reddine, tapu iptali ve tescil talebinin davalı … yönünden kabulüne, diğer davalılar açısından reddine ve tazminat talebinde reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacıları vekili, istinaf dilekçesine benzer sebepler ile temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, haricen satın alma ile TMK’nın 713/2 nci fıkrasında yer alan; “… maliki 20 yıl önce ölmüş …” hukuki sebebine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemine ilişkin olup uyuşmazlık, davanın kısmen kabul kararının eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, “Hukukî işlem” kenar başlıklı 706 ncı maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
“Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olması, resmî şekilde düzenlenmiş bulunmalarına bağlıdır…”

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Şekil” kenar başlıklı 237 nci maddesi söyledir:
“Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için, sözleşmenin resmî şekilde düzenlenmesi şarttır.
Taşınmaz satışı vaadi, geri alım ve alım sözleşmeleri, resmî şekilde düzenlenmedikçe geçerli olmaz.
Önalım sözleşmesinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlıdır”

3. 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26 ncı maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
“Mülkiyete, mülkiyetin gayrı ayni haklara ve müşterek bir arzın hissedarları veya birbirine muttasıl gayrimenkullerin sahipleri arasında bunlardan birinin veya bir kaçının o gayrimenkul üzerinde mevcut veya inşa edilecek binanın, muayyen bir katından veya dairesinden yahut müstakillen istimale elverişli bir bölümünden munhasıran istifadesini temin gayesiyle Medeni Kanun’un 753 üncü maddesi hükümlerine göre irtifak hakkı tesisine veya tesisi vadine mütedair resmi senetler tapu sicil müdürü veya tapu sicil görevlileri tarafından tanzim edilir…”

4. Davacı, iptal ve tescile ilişkin isteğinin kabul edilmemesi halinde ödediği bedel yönünden tazminat talebinde bulunmuştur. Kural olarak, 10.07.1940 tarihli ve 2/77 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre harici satışın hüküm ifade etmemesi durumunda taraflar verdiklerini geri alabilirler. Bilindiği üzere geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri vermek zorunda olduğunu ve eski hale getirmede mal varlığında artış olan tarafın yükümlülüğünün bulunduğunu ifade eder.

5. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, “Olağanüstü zamanaşımı” başlıklı 713 üncü maddesi şöyledir:
“Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.

Aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan veya yirmi yıl önce (…) hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Davacılar vekili harici satış sözleşmesi ile taşınmazın satın alındığını, o tarihten bu yana davacıların murisi ve davacılar tarafından kullanıldığını, ancak tapuda devrin yapılmadığını ve kayıt malikinin ölümünden itibaren 20 yıllık sürenin geçtiğini ileri sürmüştür.

3. Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu taşınmazın12.10.1961 tarihinde yapılan kadastro çalışmalarında senetsizden Ali oğlu … adına tespit edildiği, tutanağın 23.08.1963 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edildiği, kayıt maliki olan Ali oğlu …’ın 29.02.1980’de öldüğü, tapuda mirasçıları adına intikalin 10.12.1996 tarihinde yapıldığı ve davacıların 10.11.1969 tarihli basit yazılı harici satış sözleşmesine dayanmakta olup resmi satışa yönelik dosya kapsamında bir iddia ve ispat bulunmadığı anlaşılmaktadır.

4. Dava konusu 1716 parsel sayılı taşınmazın harici satış tarihi itibariyle tapuya kayıttı olduğu, kayıt malikinin ölüm tarihi ile intikal tarihi arasında 20 yıllık kazanma süresinin dolmadığı ve davacıların murisleri Hakkı’nın satış senedinin tarafı olmadığı görülmektedir.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Yukarıda açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.