YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8464
KARAR NO : 2023/944
KARAR TARİHİ : 16.02.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :… Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Hüseyin’in anne ve babasının bakımıyla ilgilenip maddi-manevi ihtiyaçlarını karşıladığını, müvekkilinin kardeşlerinden Züleyha dışındakilerin anne ve babalarıyla ilgilenmediklerini, aksine babaları …’ın tüm malını satarak parasını almak istediklerini, müvekkilinin yardımlarını karşılıksız bırakmak istemeyen babalarının ise halen hayatta olup dava konusu Kilis ili, Polateli ilçesi, Yeniyapan Köyündeki 267, 269, 273, 275, 278, 291, 297 ve 673 parsel sayılı taşınmazları davacıya vermeyi teklif ettiğini, ancak diğer kardeşlerinin müvekkili Hüseyin’e tescil dava açmalarının ihtimal dahilinde olması nedeniyle babası …’ın müvekkiline verdiği vekaletname üzerine dava konusu taşınmazların müvekkili tarafından davadışı Ahmet Ekici’ye tapuda devredildiğini, ancak bu devri haber alan diğer kardeşlerin baskı ve tehdit yoluyla bedelsiz ve muvazaalı olarak davadışı Ahmet Ekici’den bu taşınmazı devralarak müvekkilinin kardeşlerinden … adına taşınmazın tecsil edildiğini, babası tarafından taşınmazların müvekkiline devredilmek istenmesinin satış vaadi sözleşmesi olarak nitelendirilmesi gerektiğini beyan ederek, 07.09.2017 tarihli muvazaalı tescil işleminin ve taşınmazların davalı adına olan kayıtlarının iptal edilerek davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın muris muvazaası nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olup babaları …’ın hayatta olduğunu, bu durumda mirasçılıktan da bahsedilemeyeceğini, dava konusu taşınmazlar hiçbir zaman davacı … adına kayıtlı olmadığından davacının taraf ehliyetinin olmadığını beyan ederek; davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı dava konusu taşınmazlarda hiçbir zaman malik durumunda bulunmayıp taşınmazın ilk maliki … hayatta olduğundan, dava konusu taşınmazların satışlarının iptalini isteme yetkisinin davacıda olmadığı gerekçesiyle; davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; müvekkili Hüseyin’in anne ve babasının bakımıyla ilgilenip maddi-manevi ihtiyaçlarını karşıladığını, müvekkilinin yardımlarını karşılıksız bırakmak istemeyen babalarının ise halen hayatta olup dava konusu taşınmazları davacıya devretmeyi teklif ettiğini, ancak diğer kardeşlerinin müvekkili Hüseyin’e karşı dava açmalarının ihtimal dahilinde olması sebebiyle babası …’ın müvekkiline verdiği vekaletname üzerine dava konusu taşınmazların müvekkili tarafından davadışı Ahmet Ekici’ye tapuda devredildiğini, babasının vekalet vermekteki gerçek maksadının noterlikte CD’ye de kaydedildiğini, devri haber alan diğer kardeşlerin baskı ve tehdit yoluyla bedelsiz olarak davadışı Ahmet Ekici’den taşınmazları geri devralarak müvekkilinin kardeşlerinden … adına taşınmazın tecsil edildiğini, oysaki babası tarafından taşınmazların müvekkiline devredilmek istenmesinin satış vaadi sözleşmesi olarak nitelendirilmesi gerektiğini, babanın oğluna verdiği ilk vekaletmenin delil başlangıcı niteliğinde olması nedeniyle HMK’nın 202 nci maddesi uyarınca davada tanık dinletilmesi mümkün iken bu hususların mahkemece dikkate alınmadığını beyan ederek; istinaf isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; özellikle dava konusu taşınmazların önceki maliki …’ın sağ olduğu, muris sağ iken davacının eldeki davayı açma hakkının bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru olduğu gerekçesiyle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesindeki başvuru nedenleriyle hükmü temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkinin varlığı usul hukuku anlamında “sıfat” olarak tanımlanmaktadır ve bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin o dava ile ilgili kimseler olması zorunludur. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olmasına karşın, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. Sübjektif bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine ait olduğundan, anılan hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da hakkın sahibine aittir ve buna aktif husumet denilmektedir. Bir sübjektif hak kendisinden istenebilecek olan kişi ise o hakka uymakla yükümlü olan kimsedir ve bu da pasif husumet (davalı sıfatı) olarak adlandırılmaktadır. Sübjektif hakkın sahibi olan kimse ile o hakka uymakla yükümlü bulunan kişinin kimler olduğunun saptanması, bir başka anlatımla davada, davacı ve davalı sıfatlarının kimlere ait olduğu hususu, dava konusu (sübjektif) hakkın özüne ilişkin maddi hukuk sorunudur. Dava açan veya aleyhine dava açılan kişiler o davada davacı veya davalı olarak taraf sıfatına sahip değillerse, mahkemece dava konusu hakkın esası (var olup olmadığı) hakkında inceleme yapılmadan dava sıfat yokluğundan reddedilir ve bu karar davanın dinlenemeyeceğine ilişkin değil, esasına yönelik bir karardır. Dava konusu hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olan taraf sıfatı (husumet) ve sıfat yokluğu, davada taraf olarak görünen kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itiraz niteliğindedir ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 116 ncı maddesinde yer alan ilk itirazlardan olmadığındant Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, yargılamanın her aşamasında, isteme gerek kalmaksızın mahkemece kendiliğinden gözetilmesi zorunludur.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Yukarıda “Gerekçe ve Sonuç” paragrafındaki gerekçeyle Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesinin ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.