Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2021/8400 E. 2023/2269 K. 25.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8400
KARAR NO : 2023/2269
KARAR TARİHİ : 25.04.2023

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki temliken tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 25.04.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden asıl ve birleştirilen dava davacısı …..Konut Yapı Kooperatifi vekili Avukat … ile asıl ve birleştirilen dava davalısı…..Konut Yapı Kooperatifi vekili Av. ….geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra açık duruşmanın bittiği bildirildi. İşin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davada davacı vekili; taraflar arasında 01.10.1996 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılarak 14424 ada 12 parsel ve 15438 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar üzerine davacı yüklenici kooperatif tarafından inşaat yapılmasının kararlaştırıldığını, daha sonra sözleşmenin feshi için dava açıldığını, inşaat değerinin arsa değerinden fazla olması nedeniyle davalı adına kayıtlı taşınmazın tapusunun iptali ile davacı kooperatif adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili; taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğunun kesin hüküm ile belirlendiğini, davacının taahhüt ettiği 102 dairenin ancak 48 tanesini %70 oranında bitirdiğini, yıllardır hiçbir faaliyet yapmadığını, bu 48 dairenin davacının üyeleri tarafından işgal edildiğini, 1 numaralı parsel üzerinde hiçbir yapılaşma olmadığını, müvekkiline verilmesi gereken 33 dairenin hiçbirinin verilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda Esas ve Karar numarası belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazlardan 12 parsel sayılı taşınmaz üzerinde tamamlanmış binalar olduğu, 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde ise sadece binanın temeli atılmış olup üzerine yapı yapılmadığı, taraflar arasında başlangıçta sözleşme bulunsa da sonradan mahkeme kararı ile geçersizliğine karar verildiği, kararın 06.06.2013 tarihinde kesinleştiği, temliken tescil için aranan iyi niyet şartının gerçekleştiği, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre 12 parsel sayılı taşınmazın arsa değerinin 1.697.111,98 TL, üzerindeki yapının ise 2.313.517,18 TL olduğu; 1 parsel sayılı taşınmazın arsa değerinin 1.990.747,25 TL, üzerindeki yapının 100.000,00 TL olduğu, yapı değerinin arsa değerinden fazla olma şartının 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden gerçekleşmediği, 12 parsel sayılı taşınmaz yönünden gerçekleştiği, söz konusu parsel için davacı tarafa 02.12.2020 tarihli celsede, arsa değerinin depo edilmesi için süre verildiği, yatırılmaması üzerine 13.01.2021 tarihli celsede ihtaratlı kesin süre verildiği, davacı tarafından arsa bedeli depo edilmediğinden asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, arsa bedelinin doğru belirlenmediğini, arsa bedelinin depo edilmesi için uygun sürenin verilmediğini, kararın Kooperatifler Kanunu’nun emredici hükümlerine aykırı olduğunu belirtmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen Esas ve Karar numaralı kararı ile; eldeki davada dava konusu 1 parsele ilişkin kanunda belirtilen koşullara ilişkin tüm bilirkişi raporlarında yapı değerinin arazinin değerinden fazla olmadığı anlaşıldığından arazi mülkiyetinin edinimi koşulları oluşmadığı; davaya konu 12 parsele ilişkin ise mahkemece 02.12.2020 tarihli duruşmada davacı tarafa bilirkişi raporunda belirlenen arazi değerinin depo edilmesi için süre verildiği, müteakip 13.01.2021 tarihli duruşmada davacı vekilinin de rapora itirazlarının reddine karar verildiği, ayrıca daha önce verilen süredeki bedelin depo edilmesi için tekrar süre verilip verilen sürenin kesin süre olduğu, kesin sürenin sonuçlarının da ihtar edildiği, dava tarihi ile kesin sürenin verildiği tarih arasında geçen zaman da nazara alındığında davacı kooperatifin depo kararı verilen bedelle ilgili genel kurul toplanması için yeterli süre istemi yerinde olmadığı gibi her ne surette olursa olsun kararın kesinleşmesinden sonra arazi bedeline ilişkin depo kararının infaza elverişli nitelikte olmadığı anlaşılmakla davanın reddine ilişkin verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili duruşmalı olarak temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili yukarıda IV-B bölümünde belirtilen sebeplerle kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleştirilen davalar, 4721 sayılı Tük Medeni Kanunu’nun 724 üncü maddesine dayalı tapu iptali ve tescili talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

2. 4721 sayılı Tük Medeni Kanunu’nun 724 üncü maddesi.

3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

8.400,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.