Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2021/8174 E. 2023/61 K. 10.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8174
KARAR NO : 2023/61
KARAR TARİHİ : 10.01.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tespit, alacak ve muhdesatın aidiyetinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince taşınmazın taraflar arasında fiilen taksim edildiğinin ve kamulaştırma kararı alınan bölümün davacının fiili taksim ve kullanımına bırakılan alana isabet ettiğine dair tespit istemlerinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine, kamulaştırma bedelinin tahsili ve muhdesatın aidiyetinin tespiti taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; vekil edeni ile davalının dava konusu 512 numaralı parselde 1/2’şer oranda paydaş olduklarını, taşınmazın taraflar arasında fiilen taksim edildiğini, dava dışı … Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaştırma işlemleri yapıldığını, kamulaştırma işlemine konu yerin taksim sonucu müvekkiline düşen kısımda kalmasına rağmen acele kamulaştırma bedelinin paydaşlara eşit şekilde ödendiğini ve kamulaştırma bedelinin davacıya ödenmesi gerektiğini belirterek; taşınmazın davacı ile davalı arasında fiilen taksim edildiğinin tespiti, taşınmazın kamulaştırma kararı alınan bölümünün fiili taksim neticesinde davacının kullanımına bırakılan alana isabet ettiğinin tespiti, fiili taksim neticesinde taşınmazın davacıya isabet eden kısmının bir bölümünde acele kamulaştırmadan kaynaklı kamulaştırma bedelinin tamamının davacıya ödenmesi gerektiğinin tespiti, davalı tarafın hesabına yatırılan kamulaştırma bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi ve taşınmazın fiili taksim neticesinde müvekkili davacıya isabet eden kısmı üzerinde bulunan zirai unsurların mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tespit istemleri yönünden hukuki yararın bulunmadığı, kamulaştırma bedelinin tahsili talebinin haksız olduğu ve fındık ocaklarının kendisi tarafından meydana getirildiği iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle taşınmazın taraflar arasında fiilen taksim edildiğinin ve kamulaştırma kararı alınan bölümün davacının fiili taksim ve kullanımına bırakılan alana isabet ettiğine dair tespit istemlerinin hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine, kamulaştırma bedelinin tahsili ve muhdesatın aidiyetinin tespiti taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde;
1. Yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu,
2. Acele kamulaştırmaya konu yerin fiili taksim sonucunda müvekkiline düşen kısımda kaldığını,
3.Kamulaştırma bedelinin tamamının müvekkiline ödenmesi gerektiğini,
4. Muhdesatların müvekkilinin mülkiyetinde olduğuna dair aidiyet kararı verilmesi gerektiğini,
5. Mahkemece, fiili taksim olgusu ve fiilen taksim sonucunda müvekkilinin kullanımına düşen yerde acele kamulaştırma yapıldığı kabul edilmesine rağmen davalının tapuda ½ oranında malik olduğu gerekçesi ile aleyhe karar verilmesinin hatalı olduğu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekilince, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kararının eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı, hükmün fer’ilerinde usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Mevzuat
2.1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

2.2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun, “Dava şartları ” başlıklı 114 nci maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
“…
h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması….”

2.3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun, “Dava şartlarının incelenmesi ” başlıklı 115 nci maddesi şöyledir:
“(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3) Dava şartı noksanlığı, Mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.”

2.4. Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 sayılı TMK 684/1.md). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını da kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718.md). 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK 722, 724 ve 729.md) sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tespit istemleri yönünden hukuki yarar bulunmadığı, davacının kamulaştırma kapsamında kalmayan bölüm yönünden ½ oranında paylı malik olmaya devam ettiği ve muhdesatların davacı tarafından meydana getirildiği hususunun ispatlanamadığı anlaşılmaktadır.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılarca temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerle kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Yukarıda açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.