Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2021/8094 E. 2023/2544 K. 15.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8094
KARAR NO : 2023/2544
KARAR TARİHİ : 15.05.2023

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mudanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; mirasbırakan …’ın 29.09.2009 tarihinde vefat ettiğini, mirasbırakanın eşi …’ın kendisinden önce vefat etmesi ile geriye davalılar ile müvekkillerinin kaldığını, mirasbırakan … sağlığında önce Bursa ….Noterliği’nin 25.04.2000 tarih 8556 sayılı vasiyetnamesi, daha sonra da Gemlik Noterliğinin 06.04.2009 tarih ve 2357 sayılı vasiyetnamesi olmak üzere 2 adet vasiyetname düzenlediğini, bu vasiyetnameler ile davalılar ve davacılara bir kısım taşınmazları vasiyet ettiğini, murisin hayatta iken düzenlediği vasiyetnameleri ile vefat eden oğlu ve müvekkillerinin babası …’a vasiyet ettiği taşınmazların diğer vasiyet olunan kişilere verilen taşınmazların konum ve değerleri göz önüne alındığında saklı payını ihlal ettiğini, kaldı ki ikinci vasiyetnamenin ilkini ortadan kaldırır nitelikte olduğunu, mirasbırakanın vasiyetname ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelediğini, vasiyete konu taşınmazlar arasında fahiş derecede fark bulunduğunu ve en değersiz taşınmazların müvekkillerinin babası …’a vasiyet edildiğini, kendisinden önce vefat eden murisin eşi, davalıların babaları ve müvekkillerinin dedesi …’ın da aynı şekilde vasiyet düzenleyerek müvekkillerinin saklı paylarını zedelediğini, bu hususla ilgili olarak da Mudanya Asliye 2. Hukuk Mahkemesinin 2009/480 Esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını, mirasbırakan …’tan intikal, müvekkillerine ait saklı payın tenkisine ve fazlaya ilişkin dava açma hakları saklı kalması kaydı ile işleyecek yasal faizili ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; vasiyetnamelerin açılması sırasında vasiyete itiraz edilmediğini, mirasbırakan …’ın sağlığında, davacıların mirasbırakanı…’a davalılar aleyhine bazı edinimler sağladığını, bunların bir kısmı gayrimenkul olup, büyük olasılıkla davacılar tarafından miras yolu ile edindiğini, dava sırasında bu durumun ispat edileceğini, vasiyetnamelerde düzenlenen paylaşımla saklı payın davacılar aleyhine zedelenmediğini, bu nedenle de davacıların davada hukuki menfaatlerinin bulunmadığından bahisle davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tenkis hesabı raporuna esas teşkil edecek taşınmaz değerlerinin hesabına ilişkin 24.04.2017 tarihli üçüncü bilirkişi heyeti raporu ve bu üçüncü bilirkişi heyeti raporu esas alınarak hesaplanan 16.10.2017 tarihli tenkis hesabı raporunun bilimsel denetlenebilir ve gerekçeli olduğu anlaşılarak hükme esas alındığı, bu raporlara göre mirasbırakan …’ın dava konusu iki ayrı vasiyetnamesiyle tasarruf nisabını aşmamış olduğunu, davacıların mahfuz hisselerine tecavüz etmemiş olduğunun bildirildiğini, saklı paya tecavüz bulunmadığı hükme esas alınan rapor ile tespit edildiğinden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; tenkis hesabına esas alınacak taşınmaz değerlerine ilişkin bedeller konusunda bilirkişilerin birbiri ile çelişen raporlar verdiklerini, 24.04.2017 tarihli bilirkişi raporunun önceki vefat ve tercih tarihi itibariyle alınan raporlardaki bedelleri alt üst eder nitelikte olduğunu, raporda tespit edilen değerlerin gerçek değerlerle yakından uzaktan alakası bulunmadığını, bu raporda tespit edilen ….. 112 ada 63 No.lu parsel ve Aydınpınar 1352 No.lu parsel sayılı taşınmaz değerlerine 22.05.2017 tarihli dilekçeleri ile yaptıkları itirazları sonrası bilirkişiden ek rapor alınmasını istemelerine rağmen bu itirazlarının dikkate alınmayarak bu bedellerle tenkis hesabı için bilirkişiye gönderildiğini,12.10.2017 ve 16.10.2017 tarihli raporlarda Aydınpınar 111 ada 44 parsel sayısında kayıtlı 6250 m2 zeytinliğin 1/4 eş …’tan intikal edeceği bu nedenle de tamamının tenkis hesabına konu edilemeyeceğine dair kanaat bildirildiği, bu kanaat mahkemeye ait olması gerekirken raporun bu yönüyle usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira bu taşınmazın tamamının daha önce murisin eşi … tarafından vasiyet edildiğini, bilirkişi ve rapora uyan mahkeme kararına göre vasiyetname lehtarı … ile …’e taşınmazın (…’dan murise intikal eden eş payı olarak) (1/4) dörtte biri intikal etmeli ve tenkis hesabı buna göre yapılmalı şeklinde olduğunu, bu taşınmazın tamamı mirasbırakanın eşinin vasiyetnamesi ile tapuda mirasbırakan … adına tescil edildiğini, bu halde davadan sonra vasiyetname lehtarı … ve …’in davaya konu vasiyetnamenin tenfizi ile bu taşınmazın tamamına birlikte malik olacaklarını, bu şekilde yapılan tenkis hesabının müvekkilleri ve diğer mirasçıların hak kaybına neden olduğunu, …’ın vasiyetnamesine ilişkin tenfiz davasının 25.09.2009 tarihinde Mudanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/359 Esas, 2015/115 Karar sayılı dosyası ile sonuçlandığını ve vasiyetnamenin tenfizine karar verildiğini, tenfizin tapuda tescil edildiğini, tapudaki tenfiz ile Aydınpınar 111 ada 44 parselde kayıtlı taşınmazın tamamının muris …’a tescil edildiğini, bu nedenlerle 111 ada 44 parselin tamamı tenkis hesabı yapılırken hesaplamaya dahil edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mirasbırakan … tarafından vasiyet alacaklısı olduğu muris …’a ait Bursa…. Noterliğinin 18.10.1993 tarih 29722 yevmiye sayılı Düzenleme Vasiyetnamenin yerine getirilmesi (tenfizi) talebiyle açılmış bir dava ile bu dava sonucunda 111 ada 44 parselin muris … adına tesciline dair bir mahkeme kararı mevcut olmadığından, muris … adına 17.10.2018 tarihinde tescil edilen 111 ada 44 parsel taşınmazın tamamı tenkis hesabında dikkate alınamayacağı, bu duruma göre İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporu ile yapılan tenkis hesabında dava konusu vasiyetnameye konu 111 ada 44 parselin 1/4 hissesinin değerlendirilmeye alınmasında bir isabetsizlik bulunmamakta olduğu, davacılar vekilinin bu yöne ilişkin bilirkişi raporuna itirazları ile istinaf sebepleri yerinde görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tenkis istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 563 üncü ve 564 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.