Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2021/8016 E. 2023/294 K. 18.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8016
KARAR NO : 2023/294
KARAR TARİHİ : 18.01.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : …Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki asıl davada ölünceye kadar bakım sözleşmesinin feshi ile tapu iptali ve tescil, karşı davada tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-karşı davalı vekili, davacı ile dayısının kızı arasında 05.07.2012 tarihli ölünceye kadar bakma sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme uyarınca 225 ada 2 parsel 4. kat 22 No.lu bağımsız bölümün kullanım hakkı bakım alacaklısında kalacak şekilde mülkiyet hakkının davalıya devredildiğini ancak davalının özellikle son 5-6 aydır yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirterek sözleşmenin feshi ile dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydının iptalini davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı-karşı davacı vekili; davalının 2009 yılından beri akrabası olan davacıyı bakıp gözettiği, davanın açıldığı tarihe kadar zorunlu haller dışında davacının yanından ayrılmadığını, davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı vekili karşı davasında; davalının 2009 yılından bu yana davacıyı bakıp gözetmesi karşılığında oluşan bakım giderlerinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’nin davacıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, “davacı tanıklarının beyanları; somut, görgüye dayalı olduğundan bu beyanlara itibar edilerek davalının yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, kendi kusuru ile yükümlülüklerini yerine getirmeyen davalının tazminat talep hakkının da olmayacağı gerekçesiyle karşı davanın reddine” karar vermiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı vekili, davalının davacının onayı ile Gümüşhane’de kızının yanında kaldığını, ilk derece mahkemesince davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilerek yanılgıya düşüldüğünü, davalının 2009 yılından 04.12.2018 tarihine kadar olan bakım ve gözetim hizmetleri karşılıksız kaldığından ilk derece mahkemesi kararının esastan incelenerek kaldırılmasını, öncelikle asıl davanın reddine karar verilmesini, asıl davanın kabulüne karar verilmesi halinde ise karşı davanın da kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi, davalı-karşı davacı vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı vekili, davalının 2009 yılından davanın açıldığı tarihe kadar davacıya devamlı baktığını, davalının sadece 02.10.2017 tarihinde kalp rahatsızlığı geçirdiği dönemde 10 gün hastanede kalması nedeniyle davacıya bakamadığını, 2018 yılında da 3 ay kadar süre ile davacının onayı alınarak Gümüşhane’de kaldığını, davalının emeklerinin karşılıksız kalması nedeniyle davacının sebepsiz zenginleştiğini belirterek hükmün bozulmasını karşı davanın kabulüne, asıl davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ölünceye kadar bakım sözleşmesinin feshi ile tapu iptali ve tescil; karşı dava tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.Ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi basitçe, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen, bazı yönleri itibarıyla talih ve tesadüfe ayrıca şekle bağlı bir sözleşme olarak tanımlanabilir. Nitekim, söz konusu sözleşme Türk Borçlar Kanununun 611 inci maddesinde, ölünceye kadar bakma sözleşmesi bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşme olarak tarif edilmiştir.

2.Anılan Kanunun bu ve devamı maddelerinin açık hükümlerinde belirtildiği gibi, ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile bakım alacaklısı sözleşmeye konu olan mamelek veya bazı mallarının mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme, bakım borçlusu da kural olarak bakım alacaklısını kendi ailesi içerisine alıp ona özenle ölünceye kadar bakıp gözetmek yükümlülüğü altına girer.

3.Bakım borçlusunun bakıp gözetme yükümlülüğü aksi kararlaştırılmadığı sürece, bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp ikametgâh temini, besleme-giydirme, hastalığında tedavi, manevi yönden de her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri kapsar. Bu görevlerin yerine getirilmesi halinde ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflarına kişisel hak sağladığı için tapu iptali ve tescil davasını bakım borçlusu ya da onun külli halefleri bakım alacaklısının mirasçılarına karşı açabilirler.

4.TBK’nın 617 nci maddesinde, sözleşmeden doğan ödevlere aykırılık nedeniyle ilişki çekilmez olmuşsa ya da başka önemli nedenlerle ilişkinin sürdürülmesi aşırı ölçüde güçleşmiş veya olanaksız hale gelmişse taraflardan her birinin tek yanlı olarak sözleşmeyi feshetme, verdiği şeyi geri alma hatta karşı tarafın kusurlu olması halinde tazminat isteme hakkı tanınmıştır. O halde yükümlülüklerini yerine getirmeyen bakım borçlusuna karşı bakım alacaklısı her zaman fesih hakkını kullanabilmekte, fesih geçmişe etkili olmak üzere sözleşmeyi sona erdirdiğinden verdiği şeyi de geri isteyebilmektedir.

3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararda ve kararın gerekçesinde, hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı-karşı davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü hususların kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı görüldüğünden hükmün onanması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.