YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8003
KARAR NO : 2023/350
KARAR TARİHİ : 19.01.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : …Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu kaydındaki haciz şerhlerinin terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının hissedarı olduğu … Mahallesi, 1923 ada, 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde yapılacak bina için davadışı… Yapı Ltd. Şti. ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıklarını, sözleşme gereğini yerine getirmeyen şirketin muvazaalı olarak davadışı …’a taşınmazları devretmiş olması nedeniyle… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/118 Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkilince adı geçen şahıslara karşı açılan tapu iptal ve tescil istemli davada verilen kabul hükmünün kesinleştiğini, ancak söz konusu tapu iptal ve tescil davası henüz devam ederken … adına kayıtlı 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydına davalı idarelerce haciz uygulandığı için tescil hükmü sonrasında taşınmazların davacı adına hacizli olarak tescil edildiğini beyan ederek; taşınmazlar kaydında davalılar lehine bulunan hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili kurumların vergi alacakları sebebiyle kayıt maliki/vergi borçlusu …’a ait taşınmazlara uygulanan haciz işlemlerinin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tapu iptali ve tescili davasının devamı sırasında … adına kayıtlı taşınmazların tapu kaydına davalı … tarafından 05/08/2019 tarihinde, davalı … tarafından 11/09/2019 tarihinde haciz uygulandığı, davacının açtığı 2016/118 Esas sayılı tapu iptal ve tescil davasında verilen kabul hükmünün 17/04/2019 tarihinde kesinleşmesiyle davacının hissesini geri aldığı, tapu iptal ve tescil istemli davanın tarihinin davalı idarelerce konulan haciz tarihlerinden önce olduğu, davacının hissesini geri almasıyla bu hacizlerden sorumlu olmayacağı, “ayni hakkın üstünlüğü ilkesi” uyarınca dava konusu 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazlarda davacı …’in hissesi üzerindeki 05/08/2019 ve 11/09/2019 tarihli hacizlerin terkini gerektiği gerekçesiyle; davanın kabulüne, davacının hissesi üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili kurumların vergi alacağından dolayı kayıt maliki görünen vergi borçlusu …’a ait taşınmazlara haciz uygulanması işleminde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığını, davanın açılmasına sebebiyet vermeyen davalılar aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin ise doğru olmadığını beyan ederek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
TMK’nın 1009 uncu maddesi uyarınca; bir hakkın tapu kütüğüne şerh edilmekle üçüncü kişilere karşı ileri sürülme imkanına kavuşacağı, tapu iptali ve tescil davasının tarihinin davalı idarelerce konulan hacizlerden daha önceki tarihli olup davacının hissesini geri almasıyla bu hacizlerden sorumlu olmayacağı ve “ayni hakkın üstünlüğü ilkesi” gereği davalıların TMK’nın 1023 üncü maddesinden yararlanma imkanları bulunmayacağı, anılan hüküm uyarınca tapu sicilindeki tescile iyiniyetle dayanılarak ayni hak kazanabileceği, şahsi hak sahiplerinin iyiniyet ilkesine dayanarak hak iddiasında bulunamayacakları, mevcut delillerin takdirinde ve hükmün dayandığı gerekçede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davalıların istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
Davalıların aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğine dair istinaf itirazlarının değerlendirilmesi neticesinde; vekalet ücretinin HMK’nın 323/1-ğ maddesinde yargılama gideri kapsamında belirtildiği, yargılama giderlerinden sorumluluğun HMK’nın 326 ıncı maddesinde düzenlendiği, ilgili yasa maddeleri uyarınca, davanın açılmasına sebebiyet vermeyen davacının davasında haksız da çıkmadığı, bu sebeple davacı lehine vekalet ücreti takdirine yönelik hükmün usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davalılar vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun da reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili; istinaf dilekçesindeki başvuru nedenleriyle hükmü temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu kaydındaki haciz şerhlerinin terkini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1009 uncu maddesi uyarınca; “… şerhedilebileceği kanunlarda açıkça öngörülen diğer haklar tapu kütüğüne şerhedilebilir. Bunlar şerh verilmekle o taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir.”
2.4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1023 üncü maddesi uyarınca; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.”
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Davacı tarafından açılan 2016/118 Esas, 2019/96 Karar sayılı tapu iptal ve tescil istemli davanın tarihinin 01.02.2016 olup bunun hemen sonrasında taşınmazın tapu kaydına anılan dava dosyası üzerinden 12.02.2016 tarihinde “davalıdır” şerhinin konulduğu, buradan hareketle hem tapu iptal ve tescil istemli davanın tarihinin hem de söz konusu şerhin tarihinin davalı idarelerce konulan haciz tarihlerinden önce olduğu hususu ile eldeki davada davalı idarelere karşı davanın açılması üzerine davalı tarafın hemen davanın daha başında davayı kabul etme imkanı var iken davayı kabul etmediği gibi yargılama neticesinde ise davada haksız çıktığı hususları birlikte değerlendirildiğinde; Bölge Adliye Mahkemesince Kanunun somut olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği anlaşıldığından, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
3.Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile bölge adliye mahkemesi kararında belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.