Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2021/7935 E. 2023/2666 K. 18.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7935
KARAR NO : 2023/2666
KARAR TARİHİ : 18.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/277 E., 2021/46 K.
KARAR : Asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın kabulüne

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ecrimisil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince davanın kabulüne dair İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili; tarafların maliki oldukları 1959 ada 2 parselde zemin katta bulunan 4 ve 5 No.lu bağımsız bölüm maliklerinin projeye aykırı olarak balkonları iptal ederek, ortak alandaki ön bahçeyi de işgal eder şekilde kaçak nitelikte eklentiler yaptıklarını, davalı ….bağımsız bölümün davalı …’a kiraya verildiğini, … ve … adına kayıtlı 5 No.lu bağımsız bölümün ise davalı Şirket tarafından seyahat acentası olarak işletildiğini açıklayarak, ortak alana yapılan müdahalenin önlenemesini, eski hale getirilmesini ve 10.000,00 TL ecrimsil bedelinin ödenmesini talep etmiş, ıslahla ecrimisil talebini artırmıştır.

II. CEVAP
1. Davalı … ve davalı şirket vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde; davacı tarafın haksız ve her türlü hukuki dayanaktan yoksun davasının öncelikle husumet ve zamanaşımı nedeniyle reddine, olmadığı takdirde ise 5 No.lu bağımsız bölümün ruhsatlı iş yeri olduğunu, davacının zımni olarak muvafakat verdiğini, intifadan men koşulunun oluşmadığını belirterek, yapılacak yargılama neticesinde davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacı yanın açıkça kötü niyetli olduğunu, ruhsatsız ilave yapının yıkıldığını, davalı …’ in 5 No.lu bağımsız bölümün işletilmesi ile hiçbir bağlantısının olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

3. Davalılar … mirasçıları vekili, zamanaşımı süresinin dolduğunu, davalı …’nın 4 No.lu bağımsız bölümdeki yeri muris Halil’den 2009 yılında kiraladığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.12.2013 tarihli 2009/852 Esas, 2013/1162 Karar sayılı kararı ile iddianın sabit olması nedeniyle davanın kabulüne, el atmanın önlenmesine, eski hale getirme ve ecrimisil bedelinin tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 2014/18295 Esas, 2015/1736 Karar sayılı kararıyla, ”Ecrimisil davası yönünden; 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası’nın Ek 1. maddesinde, bu Kanunun uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde çözümleneceği hükme bağlanmıştır. Ecrimisil davası Kat Mülkiyeti Yasası’nın uygulanmasından kaynaklanmayıp, anılan Yasa maddesi hükmünün bu istem yönünden uygulama olanağı bulunmamaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesine göre dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Ecrimisil istemi de malvarlığı haklarına ilişkin olduğundan davanın bu niteliğine ve genel hükümlere göre davaya asliye hukuk mahkemesinde bakılmak üzere ecrimisil davasının tefriki ile görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın esası hakkında hüküm kurulmasının doğru olmadığı” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

3. Bozma ilamına uyularak ecrimisil istemi yönünden dava tefrik edilerek Sulh Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı sonrasında eldeki esasa kaydedilmiştir.

4. Davacı vekili 24.04.2015 havale tarihli dava dilekçesi ile 24.04.2010 ila 24.04.2015 tarihleri arası için ecrimisil istemiş, açılan davanın eldeki dava ile birleştirilmesine karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen esas ve karar sayılı kararı ile; ”dava konusu yerlerin projesinden aykırı kullanıldığı ve ortak alan olduğu ancak davalılar ve mursileri tarafından iş yeri olarak kullanıldığı, miras payları oranında kullanımdan sorumlu olmaları gerektiği ayrıca davalı şirketin hiç bir hakka dayanmaksızın ortak alanı iş yeri olarak işlettiği tespit edildiği” gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile; dava konusu 1959 ada 2 parsel 4 No.lu bağımsız bölüm önünde yer alan ortak alana ilişkin 2.711,51 TL, 1959 ada 2 parsel 5 No.lu bağımsız bölüm önünde yer alan ortak alana ilişkin 25.627,58 TL ecrimisil bedelinin ödenmesine, birleştirilen davanın kabulü ile dava konusu 1959 ada 2 parsel 4 No.lu bağımsız bölüm önünde yer alan ortak alana ilişkin 15.192,14 TL ecrimisilin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; önceki raporların aksine hükme esas alınan rapordaki hesaplamada balkon alanının düşüldüğünü, kira sözleşmesindeki mesken alanı da düşülerek bulunan m² üzerinden hesaplanma yapıldığını, bu suretle müvekkilinin zarara uğratıldığını, 4 No.lu yerin kirasının m² birim fiyatının %50 ile çarpılmasının doğru olmadığını dile getirerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Bir kısım davalılar vekili temyiz dilekçesinde; 5 No.lu mesken açısından intifadan men koşulunun gerçekleşmediğini, zamanaşımı itirazlarının dikkate alınmadığını, 4 No.lu bağımsız bölüm önündeki ruhsatsız ilavenin kaldırıldığının tespit edildiğini, müvekkillerinin fili kullanımlarının olmadığını, 5 No.lu meskeninin kullanıcısının davalı … olduğunu, şirketinde Oğuz’a ait olduğunu, kendileriyle bir ilişkisinin bulunmadığını, müvekkilleri yönünden davalı …’un fiili kullanımında olan yer için davanın husumetten reddinin gerektiğini belirterek, hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, “İyiniyetli olmayan zilyet bakımından” başlıklı 995 inci maddesi,

2. 6100 sayılı Kanun’un 297 nci maddesinin ikinci fıkrası,

3. Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, hak sahibinin hak sahibi olmayan zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK’nın 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı Kararı).

3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; asıl davada davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 6100 sayılı Kanun’un 297 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bunların yanında hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebilir.

3. Somut olayda, davalıların dava konusu alana haklı ve geçerli bir neden olmadan el attıkları saptanarak hesaplanan ecrimisile hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmasa da, davalıların belirlenen ecrimisilden birlikte sorumlu olduğu yönünde hüküm kurulduktan sonra parantez içinde infazda tereddüt uyandıracak biçimde davalılar için ayrı ecrimisil bedellerinin belirtilmesi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297 nci maddesine aykırıdır.

Ne var ki bu husus bozmayı gerektirir ise de; yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 1086 sayılı HUMK’nın 438/7 nci maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir.

VI. KARAR
1. Yukarıda V-C-3-1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle;
Taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Yukarıda V-C-3-3 numaralı bentte açıklanan nedenlerle;
Temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 1 inci bendinde yer alan ”(davalı …’in en fazla 677,88 TL davalı …’in en fazla 1.016,82 TL, davalı …’in en fazla 1.016,82 TL üzerinden davalı …’ın tüm bedel üzerinden sorumluluğu olacak şekilde)” ifadelerinin hüküm fıkrasından çıkartılmasına, 2 nci bendinde yer alan ”(davalı …’in en fazla 3.203,45 TL, davalı …’in en fazla 4.805,17 TL, davalı …’in en fazla 4.805,17 TL, davalı …’in 12.813,79 TL üzerinden ve davalı … Kuhnke Ltd. Şti.’nin tüm bedel üzerinden sorumluluğu olacak şekilde)” ifadelerinin hüküm fıkrasından çıkartılmasına, hükmün 6100 sayılı HMK’nın Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’nın 438/7 nci fıkrası gereğince DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Peşin yatıralan harcın istek halinde yatıranlara iadesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.