Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2021/7869 E. 2023/96 K. 11.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7869
KARAR NO : 2023/96
KARAR TARİHİ : 11.01.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : …Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın el atmanın önlenmesi isteminin kabulüne, ecrimisil isteminin reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili, … Mahallesi 225 ada 26 parselde kayıtlı gayrimenkulde davacının murisi… kızı …T.C. No.lu …’ın 1089/3072 hissesi (44,75 m²) bulunduğunu, davalının haksız olarak gayrimenkulün tamamını kullandığını, gayrimenkul içerisinde bulunan iki adet dükkan ile evin kirasını da tamamen davalının aldığını, muris Rüveyde mirasçılarına kira gelirinden paylarına düşen kısmını ödemediğini belirterek, davalının …Mahallesi 225 ada 26 parsel no.lu gayrimenkule tapu maliki muris … hissesine vaki müdahalesinin men’ine, davalının beş yıl süre ile gayrimenkulden elde ettiği kira gelirinden murisin hissesine düşen kısmının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili, davalının … ilçesi, 225 ada 26 parsel sayılı taşınmazın hissedarlarından olduğunu, tapu kayıtlarında …’nin hissedar göründüğünü, bu hissenin kayıp hisse olarak görünmekte olduğunu, …’nin … olduğunu ve davacının mirasçısı olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını, bu güne kadar hiçbir kimsenin hak iddiasında bulunmadığını, iki adet dükkan ile evin kirasını almış olsa bile kötü niyetli olmadığını, davacının rızasının olmadığının ispatlanamadığını, davacının hissesinin 144 payda 3 pay olduğunu, murisin birden fazla mirasçısı olması hâlinde aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğunu, birlikte dava açması gerekirken sadece davacının bu davayı takip etmesinin usul ve yasaya aykırı olacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İskilip Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yukarıda belirtilen sayı ve tarihli karar ile “Davacıların müdahalenin men’i taleplerinin kabulü ile davaya konu … Mahallesi, 225 ada, 26 parselde kayıtlı ahşap dükkan niteliğindeki gayrimenkule davalı tarafından yapılan davacılar murisi”… hissesine’ vaki müdahalenin men’ine, davacıların ecrimisil tazminatı taleplerinin reddine” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde;
Tapunun … Mahallesi 225 ada 26 parselde kayıtlı gayrimenkulde davacıların murisi… Demircan’ın 1089/3072 hissesi bulunduğunu, hissedar maliklerden davalının evi mesken olarak, iki adet dükkanı ise üçüncü şahıslara kiraya vermek ve kira gelirini almak suretiyle kullandığını, davalının aslında gaip olarak bildirdiği … kızı … hissesinin davacıların murisi … olduğunu bildiğini, tapu kaydında muris…. isminin… kızı …olarak düzeltilmesi için… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/56 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, taşınmaz kiraya verilerek semere elde edilen işyeri ve konut gibi yerlerden olması nedeniyle intifadan men koşulu aranmadığını, ecrimisil tazminatı tutarının taraflarına ödenmesine karar verilmesi için davalının kötü niyetli olmasının şart olmadığını, davalının iyi niyetli olsa bile almış olduğu kira gelirinden muris …kızı …. hissesinin kendisine ait olmadığını, mirasçılarına ödemesi gerektiğini, bu sebeple ecrimisil taleplerinin kabulü ile bilirkişi raporunda …hissesine tekabül eden 14.991,20 TL ecrimisil bedelinin dava tarihinden itibaren yürütülecek kanuni faizi ile birlikte taraflarına ödenmesine karar verilmesi gerekirken ecrimisil talebinin ret olunmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde;
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; men’i müdahale talebinin kabulü yönündeki kararın haksız olduğunu, davanın açıldığı tarihte, tapuda kayıp hisse olarak görülen…’nin davacının murisi … olduğunun bilmesinin mümkün olmadığını, kendi payına istinaden kullandığını, el atmanın önlenmesi davasının da ret edilmesi gerektiğini belirtmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin dosyadaki delillerle çelişmeyen tespit ve değerlendirmesine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, HMK’nın 355 inci maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve re’sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varıldığından; taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Dava açıldığı tarihde malik bilinmediği için haksız müdahalenin olmadığını,
2. Taşınmazın değerinin fahiş belirlendiğini,
3. İstinaf talebinin gerekçesiz reddedildiğini, bu nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine işkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 683 üncü maddesinde; malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü el atmanın önlenmesi davası açabileceği öngörülmüştür.

2. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki el atmanın önlenmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine el atmanın önlenmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı el atmanın önlenmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu el atmanın önlenmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.

3. Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, el atmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibarıyla da, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali hâlinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.

4. Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, hak sahibinin hak sahibi olmayan zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; “Fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarıyla haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir.” (YHGK’nin 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).

3. Değerlendirme
1. Davacılar 225 ada 26 parsel sayılı taşınmazda 1089/3672 pay sahibi Rüveyde Demircan’ın mirasçılarıdır. Davalı ise iştirak halinde maliktir. Taşınmaz kargir dükkan vasfında olup dükkanların davalı tarafından kullanıldığı anlaşılmaktadır.

2. Dava tarihinde tapuda … hissedar olarak bulunmaktadır. Bu kişinin davacıların murisi …olduğu, açılan tapuda isim düzeltilmesi davası sonucu tespit edilmiş ve tapu kaydı Temmuz 2019 tarihinde düzeltilmiştir. Yargılama aşamasında tapu kaydının düzeltilmesinden sonra malik ve mirasçıları tespit edilmiştir. Bu nedenle hisseye vaki el atmanın önlenmesine karar verilmesi yerinde görülmüştür. Ayrıca ecrimisil talebi yönünden davalının kötü niyetli olduğu yukarıda açıklanan nedenlerle ispatlanamadığından reddinde de bir hukuka aykırılık görülmediğinden hükmün onanması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.