Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2021/7791 E. 2023/38 K. 09.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7791
KARAR NO : 2023/38
KARAR TARİHİ : 09.01.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davacının davalı …’a yönelik davasının reddine, davalı … yönünden davasının kabulüne karar verilmiştir.

… Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 501 ada 26 parsel sayılı taşınmaza müvekkili ile davalıların paydaş olduğunu, davalılardan … tarafından diğer paydaşlar aleyhine …. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/204 Esas sayılı dosyası ile ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, davanın derdest olduğunu, ortaklığın giderilmesi istenilen dava konusu taşınmazın üzerinde müvekkili tarafından yapılan ve kullanılan bina olduğunu, dava konusu 501 ada 26 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki muhdesatın mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı … cevap dilekçesinde; taşınmazı 2017 yılında satın aldığını, taşınmazı satın aldığı tarihte söz konusu binanın mevcut olduğunu, binayı gezerek taşınmazı satın aldığını, ortaklığın giderilmesi davasını uzatmak için eldeki davanın açıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne; 501 ada 26 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki zemin (86,50 m²), 1 inci kat (100,00 m²) ve 2 nci kat (105,00 m²)’tan oluşan muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Taşınmazı satın aldığında, dava konusu muhdesatın mevcut olduğunu, taşınmazda pay satın alırken hissesi oranında muhdesattan da pay satın aldığını, muhdesatın davacıya ait olduğuna ilişkin herhangi bir şerh bulunmadığını, tanık beyanlarından anlaşılacağı üzere davacının taşınmazda pay satın aldığı tarihte de muhdesatın var olduğunu, yargılama giderlerinden tarafların payları oranında sorumlu tutulmaları gerektiğini belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf talebinin kabulüne İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davacının davalı …’a yönelik davasının reddine; davalı … yönünden davasının kabulü ile 501 ada 26 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki zemin (86,50 m²), 1 inci kat (100,00 m²) ve 2 nci kat (105,00 m²)’tan oluşan muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi eldeki davada davalıların, taşınmazda muhdesat meydana getirildikten sonra satın alma yoluyla taşınmazda paydaş olduklarını, bu satın alma ile üzerindeki muhdesatın da bedelini ödeyerek taşınmazın maliki olduklarının tartışmasız olduğunu mahkemenin bu olguları dikkate alarak hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar vermesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek ve yasal düzenlemeler gözardı edilerek, eksik araştırmaya dayalı biçimde yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığını belirtmiştir.

3. Kararda, aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan davalıların taşınmazdaki payları oranında yargılama giderlerinden sorumlu olmalarına rağmen davalıların toptan sorumluluğuna karar verilmesi ve harcın davacı payı da gözetilerek fazla hesaplanmasının doğru olmadığı belirtilmiştir.

4. İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalılardan … yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunmamış olup davalılar zorunlu dava arkadaşı olmadıklarından, davacının diğer davalı …’e yönelik davasının kabulüne dair İlk Derece Mahkemesi kararı istinafsız kesinleşmiş olmakla Dairece sadece istinaf başvurusunda bulunan davalı … bakımından İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın anılan nedenlerle reddine, diğer davalı … hakkındaki kesinleşen hükmün ise aynen karara yansıtılmasına karar vermiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde, taşınmazda müvekkiline pay satışı yapan …’in müvekkilinin baldızı olduğunu, dava konusu muhdesatın yapılması için gereken bedelin tamamının davacı tarafından …’e gönderildiğini, tanık beyanlarının da bu yönde olduğunu ifade ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

2. Davalı … vekili temyiz dilekçesinde, muhdesat aidiyetinin tespiti davasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğunu bu nedenle yargılama giderleri, harç ve vekâlet ücretinden davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olmaları gerektiğini ancak, Bölge Adliye Mahkemesi kararında yargılama giderlerinin sadece müvekkiline yüklenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ifade ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 684 ve 718 inci maddesi uyarınca, bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur. Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer. 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK md. 722, 724 ve 729), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.

3. Paylı ya da elbirliği mülkiyetine konu olan taşınmazlar üzerinde bulunan muhdesat, pay sahiplerinden biri tarafından meydana getirilebileceği gibi, pay sahibinin bayii ya da miras bırakanı tarafından da meydana getirilmiş olabilir. Muhdesatın, davacı pay sahibi tarafından meydana getirilmesi durumunda, muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verileceği gibi, davacı pay sahibinin bayii ya da murisi tarafından meydana getirilmesi durumunda da muhdesatın davacıya aidiyetine karar verilmesinde bir duraksama bulunmamaktadır.

4. Öte yandan; TMK hükümlerine göre bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların mülkiyeti kural olarak arzın mukadderatına tâbidir. Taşınmazın arzının maliki olan paydaşlar tapu payları oranında taşınmaz üzerindeki muhdesatların da maliki sayılırlar.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili ve davalı … vekilince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple ;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.