YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7199
KARAR NO : 2022/7944
KARAR TARİHİ : 21.12.2022
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Ünye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.01.2020 tarihinde verilen dilekçeyle el atmanın önlenmesi ve ecrimisil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda el atmanın önlenmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve ecrimisil talebinin reddine dair verilen 08.06.2021 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi’nce istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Dava, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin dava konusu 13 no’lu bağımsız bölümün maliki olduğunu, davalının taşınmaza tecavüzde bulunduğunu ileri sürerek el atmanın önlenmesi ve ecrimisil talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı vekilinin, davalı ile davacı arasında kira sözleşmesi olmadığı, emlakçı ile yapılan sözleşmenin davacıyı bağlamayacağı iddiasına karşın, davalı vekili de kira sözleşmesinin emlakçı vasıtası ile davalı ve davacı arasında yapıldığını iddia etmiş ve dosyaya celp edilen Akbank A.Ş’ye ait TR 58000…80554 ıban numaralı hesabın davacının kardeşine ait olduğu ve bu hesaba “… kira” açıklaması ile 5 ay boyunca düzenli olarak para gönderildiği, davalının davacının kardeşine kira açıklaması ile EFT yolu ile göndermiş olduğu para ve 3 yıl boyunca davacının evinde kalan davalıdan davacının haberinin olmaması veya haberi olmasına rağmen haksız kullanıma ses çıkartmaması durumu fiili karine olarak davacı ve davalı arasında kira sözleşmesinin var olduğunu göstermiş, fiili karine ispat yükünü ters çevirmiş, davacı taraflar arasında kira sözleşmesi olmadığı ve davalının haksız bir şekilde evini işgal ettiği iddiasını ispatlayamamış, dava dilekçesinde yemin deliline dayanılmasına rağmen davacı vekili 4 no’lu celsede alınan imzalı beyanı ile yemin deliline dayanmayacaklarını beyan ettiğinden fiili karinenin aksi ispatlanamamış ve davalının, davacının evinde davacının bilgisi dahilinde kira sözleşmesi kapsamında oturduğu anlaşılmış ve ecrimisil talebi yönünden davanın reddine, men’i müdahale talebi yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle, el atmanın önlenmesi yönünden dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebi yönünden davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
6100 sayılı HMK’nın 137. maddesi: “(1) Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir. (2) Ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez ve tahkikat için duruşma günü verilemez.” hükmünü ihtiva etmektedir.
Somut olayda, dava dilekçesinde davacı, cevap dilekçesinde de davalı ididalarının ispatı için tanık deliline dayanmış olup, mahkemece 08.09.2020 tarihli ön inceleme-tensip tutanağında taraflara tanıklarını bildirmeleri için kesin süre verilmişse de bu husus usule uygun değildir. HMK’nın 137. maddesine göre ön inceleme duruşmasında tarafların uzlaştığı-uzlaşamadığı hususların tespiti ile, uyuşmazlık hakkında taraflara tanıklarının isim ve adreslerini bildirmeleri için süre verilmesi gerekmekte olup mahkemece 03.11.2020 tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasında davacı tarafa tanıklarının isim ve adreslerini bildirmesi için süre verilmemiş, usulüne aykırı şekilde tarafların inisiyatiflerine bırakılarak tanıkların keşifte dinlenilmesi bildirilmiştir.
Davalı taraf, taşınmazı geçerli kira kontratına dayalı olarak kullandığı iddiasında olup, öncelikle taraflar arasında yazılı ya da sözlü kira kontratı olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca taraflar arasında geçerli kira sözleşmesi bulunmasa dahi davacının, davalının taşınmazı kullanmasına yönelik benimseme kabul edilebilecek davranışlarının bulunup bulunmadığının da belirlenmesi gerekmektedir.
O halde, mahkemece tarafların dayandıkları deliller toplandıktan sonra yapılacak araştırma sonucunda yazılı veya sözlü kira sözleşmesi bulunduğu ya da davacının kendisi dışında yapılan sözleşmeyi benimsediğine dair tutum ve davranışı bulunduğunun ortaya konulması halinde ecrimisil talebinin reddedilmesi; geçerli bir kira sözleşmesi ya da davacının, davalının kullanımını benimsediğine dair delillerle desteklenmiş somut durum tespit edilememesi halinde ise davanın ecrimisil talebi yönünden kabulüne karar verilmesi; el atmanın önlenmesi ve ecrimisil talebi hakkında hasıl olacak sonuca göre karar verilirken de tarafların dava açıldığı aşamadaki haklılık durumuna göre bir değerlendirme yapılarak yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeyle hüküm tesis edilmiş olması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle HMK 373/1. maddesi gereğince temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, karardan bir örneğin Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 21.12.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.