YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7055
KARAR NO : 2022/3055
KARAR TARİHİ : 21.04.2022
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22/01/2014 gününde verilen dilekçe ile muhdesatın aidiyetinin tespiti talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/01/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, muhtesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir.
Davacı vekili, ortaklığın giderilmesi davasına konu 7351 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 4 katlı binanın vekil edeni davacı tarafından inşa edildiğini belirterek, bahse konu binanın davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan … ile … vekili, dava konusu edilen binanın davacı tarafından yapılmadığını, tarafların ortak mirasbırakanları olan anne ve babaları tarafından yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuş, diğer bir kısım davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 7351 ada 2 nolu parsel (imar uygulaması öncesi 607 ada 98 nolu parsel) olarak tapuda kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan 4 katlı betonarme evin, bilirkişi kurulunun 19/01/2016 havale tarihli raporda belirtildiği gibi yeni yapı oranı olan 0,8374’lik kısmının davacı tarafından yaptırıldığı tespit edildiğinden, binanın 0,8374’lik kısmının davacının mülkiyetinde olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Hükmün davalılar … ve … vekili ile davalılar … ve müşterekleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 19/03/2019 tarih 2017/3181 Esas 2019/2920 Karar sayılı ilamı ile; ‘’Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dinlenen tanık beyanlarının yetersiz olduğu gibi, taraf tanıklarının taşınmazın bulunduğu yerde keşifte değil, duruşmada dinlenmeleri, diğer yandan beyanları arasındaki çelişkilerin de giderilmemesi hatalı olup, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının yeniden yapılacak keşifte dinlenip çelişkiler giderilerek dava konusu binanın yapımı sırasında davacıya ait gelirlerin mi, yoksa davacı ile davalıların ortak murislerinin gelirlerinin mi kullanıldığı, ortak murislerin dava konusu binayı yapabilecek maddi gücü olup olmadığı hususları saptandıktan sonra bütün deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı’’ gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre bir kısım davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Bir kısım davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hükmün kapsamı” başlıklı 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu hükme bağlanmıştır.
Somut olayda; mahkemece davanın kısmen kabulü ile, dava konusu 7351 ada (imar öncesi 607 ada 98 parsel) 2 nolu parsel olarak tapuya kayıtlı arsa üzerinde bulunan ve tapuda kaydı bulunmayan zemin, 3 normal kat ile çatı katından oluşan betonarme (karkas) binanın zemin + 2. katta tek gözlü 2 bölümden oluşan, binanın 0,1626 lık kısmının taraf miras bırakanları … tarafından yapıldığının, binanın zemin + zemin üstü tek odalık bölümünden oluşan yapı üzerinde bulunan katlar ile çatı katının 0,8374 lük kısmının ise davacı … tarafından yapıldığının tespitine karar verilmiştir.
Davacının istemi muhtesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkin olup, bu konuda kurulacak hükümde oranlama yapılması gerekmediği gibi hükmün infazında da tereddüte neden olabileceğinden, hükmün sonuç kısmında muhtesat oranlaması yapılması doğru görülmemiş ve bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiş ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm sonucunun 1. paragrafında yer alan, “2. katta tek gözlü 2 bölümden oluşan binanın” ibarelerinden sonra gelen “0,1626 lık kısmının” ibareleriyle, “yapı üzerinde bulunan katlar ile çatı katının” ibarelerinden sonra gelen “0,8374 lük kısmının” ibarelerinin hükümden çıkartılmasına, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.