Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2021/6982 E. 2022/5986 K. 17.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6982
KARAR NO : 2022/5986
KARAR TARİHİ : 17.10.2022

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 04/05/2005 gününde verilen dilekçe ile tenkis talebi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09/07/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
1.DAVA
1.1.Davacılar vekili, mirasbırakanın 4167 parseldeki 2/10 hissesini davalıların murisi … Basri …’ya saklı pay kurallarını ihlal kastıyla karşılıksız devrettiğini belirterek muris muvazaası nedeni ile tapu iptal tescil isteğiyle açtığı davasındaki talebini daraltarak müvekkili lehine tenkis alacağına hükmedilmesini istemiştir.
2.CEVAP
2.1.Davalılar vekili, devir işleminin gerçek bir satış olduğunu, bağış olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
3. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
3.1.Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, Yargıtay 1. Hukuk Dairesince bozulmuş; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü karar verilmiştir. Yargıtay 1. Hukuk Dairesince hüküm, mirasbırakana ait 469 parselin temlik dışı terekeye dahil edilmeden tenkis hesabının yapılması ve talep olmadan faize hükmedilmesi nedenleriyle ikinci kez bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak fakat gereği tam olarak yerine getirilmeksizin davanın kabulüne karar verilmiştir.
4.TEMYİZ
4.1. Davalılar vekili, kararı temyiz etmiştir.
4.2. Temyiz Nedenleri
4.2.1.Davalılar vekili, Yargıtayın bozma ilamının gereğinin yerine getirilmediğini, 469 parselin temlik dışı tereke kapsamında kabul edilerek tenkis hesabının yapılması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

5.YARGITAY KARARI
5.1.Dava, tenkis talebine ilişkindir.
5.2.Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (tebberru) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul;miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile  kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile, iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin bir aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tesbiti gerekir. (MK.565) Miras bırakanın Medeni Kanunun 564. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez.
5.3.Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1,2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.
5.4.Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (SABİT TENKİS ORANI) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (MK.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.
5.5.Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih … gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih … doğmadan davalının tercihinin kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca sür’atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, tercih hakkının kullanıldığı gündeki fiatlara göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir.
5.6.Somut olayda, mahkemece uyulmasına karar verilen Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozma ilamında, aktif terekenin tespiti sırasında temlik dışı tereke kısmına mirasbırakanın geriye bıraktığı Kocaeli ili, Körfez ilçesi, Hereke Köyünde bulunan 469 sayılı parselin dahil edilmemesinin hatalı olduğu, nitekim bu taşınmaz dahil edildiğinde sabit tenkis oranının değişeceği açıkça belirtilmiş olmasına karşın 469 parselin kamulaştırma bedelinin tüm mirasçılar tarafından tahsil edilmesi gerekçe gösterilerek bozma ilamının gereği yerine getirilmemiş olması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, peşin alınan harcın ilgiliye iadesine, 17/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.