YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6963
KARAR NO : 2022/7703
KARAR TARİHİ : 13.12.2022
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.05.2012 tarihinde verilen dilekçeyle tenkis talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.11.2020 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalılar vekili ve katılma yoluyla davacılar vekili tarafından talep edilmiştir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili ve katılma yoluyla davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 13.12.2022 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekilleri Av. … ve Av. … … ile karşı taraftan davacılar vekili Av. … geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
1.DAVA
Davacılar vekili, 07.05.2011 tarihinde ölen mirasbırakan …’ın mal kaçırmak amacıyla ve saklı payı ihlal kastıyla Aydınlıkevler Mahallesinde bulunan 4363 ada 1 parsel, 4456 ada 1 parsel, 2740 ada 10 parsel ve 2740 ada 11 parsel sayılı taşınmazları parasını ödeyerek davalılar …, … ve diğer davalıların babası olan ölü … Işık adına satın aldığını, …, … ve … Işık’ın mirasbırakanın erkek çocukları olduğunu, satış tarihinde davalıların bu taşınmazları alacak ekonomik güçte ve yaşta olmadıklarını belirterek saklı payları oranında tapu iptal tescil uygun görülmezse ikinci kademede tenkisini istemiştir.
2.CEVAP
Davalılar vekili, müvekkillerinin taşınmazları kendi paraları ile aldıklarını, mirasbırakan ile dava konusu taşınmazların bir alakasının olmadığını, mirasbırakanın ölümünden çok uzun yıllar önce çalışmayı bıraktığını, müvekkillerinin ise çocuk yaşlardan itibaren inşaatlarda çalıştıklarını, müteahhitlik yaptıklarını ve para kazandıklarını, sadece 1975 yılında ilk taşınmaz alınırken mirasbırakanın cüzi bir katkısının olduğunu, diğer dava konusu taşınmazları ise müvekkillerinin tamamen kendi paraları ile aldıklarını, dava konusu taşınmazların üzerindeki binaların da müvekkilleri tarafından yapıldığını, yasal koşulları oluşmadığından davanın reddini savunmuştur.
3.İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesi, davanın kabulüne karar vermiştir.
4.BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
4.1.Hükmün istinaf yolu ile incelenmesi davalılar vekili ve katılma yolu ile davacılar vekili tarafından talep edilmiştir.
4.2.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
5.TEMYİZ
5.1.Kararı, davalılar vekili duruşma istemiyle ve davacılar vekili katılma yolu ile temyiz etmiştir.
5.2 .Temyiz Nedenleri
5.2.1.Davalılar vekili, müvekkillerinin taşınmazları kendi paraları ile aldıklarını, mirasbırakan ile dava konusu taşınmazların bir alakasının olmadığını, mirasbırakanın ölümünden çok uzun yıllar önce çalışmayı bıraktığını, müvekkillerinin ise çocuk yaşlardan itibaren inşaatlarda çalıştıklarını, müteahhitlik yaptıklarını ve para kazandıklarını, sadece 1975 yılında ilk taşınmaz alınırken mirasbırakanın cüzi bir katkısının olduğunu, diğer dava konusu taşınmazları ise müvekkillerinin tamamen kendi paraları ile aldıklarını, dava konusu taşınmazların üzerindeki binaların da müvekkilleri tarafından yapıldığını, bilirkişi raporlarında çelişkiler olduğunu, çelişkiler giderilmeksizin karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
5.2.2.Davacılar vekili, her bir davacı yönünden ayrı tenkis bedeline hükmedilmiş olması nedeniyle her bir davacı yönünden ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden bahisle kararın vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasını istemiştir.
6.YARGITAY KARARI
6.1.Dava, tenkis isteğine ilişkindir.
6.2.Tenkis (indirim) davası, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır.
6.3.Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise, kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile, iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin bir aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tespit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir. (MK.565) Miras bırakanın Medeni Kanunun 564. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez.
6.4.Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.
6.5.Diğer taraftan; tenkis davalarında ileri sürülen iddia gizli bağış (para bağışı) niteliğinde ise, bir başka ifade ile mirasbırakan tarafından davalıya kayda dayalı bir devir yapılmamış ise, mirasbırakanın davalıya para bağışladığı gözetilerek, elden bağışlanan bu paranın mirasbırakanın ölüm tarihinde ulaşacağı miktarın denkleştirici adalet ilkesi uyarınca tespit edilmesi ve tespit edilen bu değer üzerinden tenkis hesabının yapılması gerekmektedir.
6.6.Zira murisin bedel vermek suretiyle temlikte bulunduğu hallerde davalıya kazandırılan malların bedelleri de tenkise tabi olacaktır, ancak bu halde tenkise tabi tutulacak miktar, miras bırakan tarafından davalılara verilen paranın, mirasın açıldığı tarihte ulaştığı değerdir. Miras bırakan tarafından davalıya mal alınırken verilen paranın miktarını saptamak, bu paranın mirasın açıldığı tarihte ulaştığı değeri, paranın satın alma gücündeki değişimleri usulünce belirli kriterler dikkate alınmak suretiyle hesaplamak, gerektiğinde bu konuda uzman bilirkişiden rapor almak, bu yolla belirlenen değerin tenkis hesabında dikkate alınacağını gözetmek (H.G.K’nun 30.11.2005 gün, ve 2005/2-581 Esas, 2005/672 sayılı Kararı ) bu şekilde davalı yararına yapılan kazandırmaların mirasın açıldığı tarihteki değerlerini doğru olarak tespit edip, bu değerler dikkate alınarak tenkis edilecek bedeli bulmak ve bu bedele taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek dava tarihinden itibaren faiz uygulamak gerekir.
6.7.Somut olayda, dava konusu 4363 ada 1 parsel sayılı taşınmaz satın alınırken bedelinin mirasbırakan tarafından ödendiği ve (terekede başka aktif malvarlığı bulunduğu da iddia ve ispat edilmediğine göre) mirasbırakanın saklı payı ihlal kastıyla hareket ettiği ispatlanmış ise de diğer taşınmazların bedelinin mirasbırakan tarafından ödendiği ispatlanamamıştır. Hal böyle olunca, diğer taşınmazların bedelinin de tenkis hesabına dahil edilmesi doğru görülmediği gibi 4363 ada 1 parselin mirasbırakan tarafından davalılara devredilmediği; taşınmazın satış bedeli açısından gizli bağış iddiası bulunduğundan, murisin davalılara para bağışladığı gözetilerek bağışlanan bu paranın murisin ölüm tarihinde ulaşacağı miktarın denkleştirici adalet ilkesi uyarınca tespit edilmesi ve tespit edilen bu değer üzerinden tenkis hesabının yapılması gerekmektedir.
6.8.Öte yandan, davacılar tarafından davalıya kazandırıldığı iddia olunan payın akitte gösterilen bedelden daha yüksek bir bedel ödenerek temlik alındığı hususu iddia ve ispat edilmediğine göre akitte gösterilen satış bedelinin dikkate alınması, murisin ölüm tarihinde ulaşacağı miktarın denkleştirici adalet ilkesi uyarınca tespit edilmesi, tespit edilen miktar üzerinden tenkis raporunun alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ve HMK 371. maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, Yargıtay duruşma vekalet ücreti 8.400,00 TL’nin davacılardan alınarak davalılara verilmesine, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE, karardan bir örneğin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 13.12.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.