Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2021/5660 E. 2022/6259 K. 26.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5660
KARAR NO : 2022/6259
KARAR TARİHİ : 26.10.2022

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Bayburt Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.07.2015 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve tazminat talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince kaldırılmasına, ilk derece mahkemesi kararının davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmiştir. Yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair verilen hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesi 18.01.2019 tarihli ek karar ile davacının istinaf talebinden vazgeçmiş sayılmasına karar vermiş, ek kararın davacı vekili tarafından istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesi 24.03.2021 tarihli kararı ile ek kararı kaldırarak davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Davacı … vekili ve davalı … vekili tarafından hükmün temyizi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
KARAR
Dava, elatmanın önlenmesi ve tazminat istemlerine ilişkindir.
Davacı vekili, Bayburt İli, Merkez İlçesi, Zahit Mahallesi 844 ada 37 parsel sayılı taşınmazın müvekkili adına kayıtlı olduğunu, yanındaki 844 ada 36 parsel sayılı taşınmaz üzerine yapılan binanın imar ve şehircilik mevzuatına aykırı olduğunu, komşuluk hukukunu ihlal ederek müvekkilin taşınmazına müdahalede bulunduğunu, belediyece yola terk işlemi yapıldıktan sonra inşaata başlanması gerektiği halde bunun yapılmadığını, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 36. maddesinin E bendine göre kapalı çıkmaların parsel içerisinde olması gerekirken davalının yola ve müvekkilin taşınmazına müdahalede bulunduğunu, ayrıca davalıya ait taşınmazın çekme mesafesininn 5,75 cm olması gerekirken 3,50 cm yapıldığını, iki taşınmaz arasına yapılması gereken istinat duvarının yapılmadığını, binanın da yüksek yapıldığını ve müvekkilinin bu durumdan dolayı zarar gördüğünü ileri sürerek yapılan müdahalenin men’ine ve bu müdahale nedeni ile ortaya çıkan 50.000,00TL zararın, müdahale tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili; dava konusu binanın müvekkili tarafından gerekli tüm yasal yollara başvurulup izin alındıktan sonra yapıldığını, binanın temelinden çatısına kadar Bayburt Belediyesi ekiplerince kontrol edildiğini, açılan davada hukuki bir menfaatin bulunmadığını, yapılan binanın kat karşılığı yapıldığını, bu binanın orta katının davacıya ve kızına ait olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Dava konusu 844 ada 36 parseldeki kat malikleri davaya dahil edilmiş, ancak davaya cevap vermemişlerdir.
İlk derece mahkemesinin, “hükme esas bilirkişi raporunda davacı parseline taşkınlık olmadığı gerekçesiyle davanın reddine” karar vermesi üzerine davacı vekili, istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi, “davacının, dava dilekçesi kapsamında davalı yapının aynı zamanda kadastral yola da tecavüzlü olduğunu belirttiği ve yapılan ölçümde ana yapının yola 6,78 m2 tecavüzlü olduğu belirlendiği, yola müdahalenin önlenmesi talebi yönünden davacının hukuki menfaati bulunduğu, yerel mahkeme hükmünün bu yönüyle isabetli olmadığı belirtilerek davacı vekilinin istinaf itirazının kısmen kabulüyle HMK 353-(1)/b-2 maddesince yeniden hüküm tesisine, fen bilirkişisinin 24/11/2016 tarihli raporu uyarınca ekli krokide (A) harfiyle gösterilen 6.78 m2’lik tecavüzlü alan yönünden davalının yola vaki müdahalesinin önlenmesine, sair taleplerin reddine” karar vermiştir.
Hükmü, davacı … vekili ve … vekili temyiz etmişlerdir.
1-…, dava konusu taşınmazda hissedar olmadığı ve aleyhine hüküm kurulmadığından temyiz dilekçesinin hukuki yarar yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı … vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
Hükme esas raporda, davalılara ait parseldeki yapının davacıya ait 844 ada 37 parsele bir taşkınlığı olmadığı ancak bu yapının bir kısmının yola … olduğu belirtilmiştir. İlk derece mahkemesi, davanın reddine karar vermiş; davacı vekilinin istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesi, yola müdahalenin bilirkişi raporu ile sabit olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak davanın kısmen kabulü ile yola müdahalenin men’ine karar vermiştir. Davacı, dava konusu 37 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazın maliki olup 844 ada 36 parselin taşınmazına müdahalesinin men’ini talep etmiş ayrıca yola müdahaleye ilişkin herhangi bir talebi bulunmamaktadır. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından açıkça bir yola müdahaleye ilişkin bir talep olmamasına rağmen yanlış değerlendirme sonucu talep aşılmak suretiyle yola müdahalenin men’i konusunda karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle … vekilinin temyiz dilekçesinin reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371. maddesi uyarınca Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/2. maddesi gereğince dosyanın Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 26.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.