Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2021/562 E. 2021/2409 K. 27.10.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/562
KARAR NO : 2021/2409
KARAR TARİHİ : 27.10.2021

7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15/08/2013 ve 06/09/2013 günlerinde verilen dilekçeler ile asıl davada elatmanın önlenmesi ve ecrimisil, birleşen davada tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne dair verilen 23/12/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava konusu 723 ada 18 parsel sayılı taşınmazın davacı adına tapuda kayıtlı olduğunu, davacının 3 katlı binayı 14/12/2012 tarihinde devraldığını, davalının ise bu taşınmazda haklı nedene dayanmadan ve hiç bir bedel ödemeden oturduğunu, taşınmazı tahliye etmesi için ihtarname gönderildiğini, buna rağmen taşınmazları işgale devam ettiğini belirterek, elatmasının önlenmesini ve her bir daire için aylık 600,00TL olmak üzere şimdilik 3.600,00TL ecrimisil davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, dava konusu Sürsürü Mahallesi 723 ada 18 parsel sayılı taşınmazda dava dışı … adına tapuda kayıtlı iken 15/04/2007 tarihinde davalı …’a satıldığını, sözleşmede belirtilen bedelin satıcıya ödendiğini, davalının taşınmazın maliki olup kendi taşınmazında oturduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleştirilen aynı mahkemenin 2013/502 Esas, 2014/247 Karar sayılı dosyasında davacı … vekili, davalılar …, … ve … aleyhine açtığı davada, 723 ada 18 parsel sayılı taşınmazı 15/04/2007 tarihli sözleşme ile …’ndan satın alındığını ve bedelini ödedeğini, ancak TOKİ’nin arsaları 775 sayılı Kanunun 34. maddesine göre 10 yıllık süre ve taksitle vatandaşlara satması nedeniyle davacı taşınmazı resmi yoldan almasının mümkün olmadığını, sözleşmede belirtildiği gibi bedel ödenip kurum lehine konulan ipotek işlemi kaldırıldıktan sonra kayıt maliki tapuda satış yapabileceğinden davacının sözleşme tarihinde tapu tescilini kendi adına yaptıramadığını, ancak daha sonra davacının haberi olmadan kardeşinin gerekli bedeli TOKİ’ye ödeyip kayıt malikinden davacının yerine aldığı vekaleti kötüye kullanarak davacıya ait taşınmaz ve üzerindeki inşaatın devrini muvazaalı olarak kendi eşi olan davalı … üzerine 14/12/2012 tarihinde çok düşük bir bedelle tapuda tescil ettirdiğini belirterek, 723 ada 18 parsel üzerinde davacı tarafından yapılan inşaatın dubleks dairesi dışında kalan dairelerden bodrum 1 No’lu bağımsız bölüm ve zemin 2 No’lu bağımsız bölüm ve bunlara tekabül eden arsa paylarının tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.
Birleştirilen dava dosyasında davalı … davayı kabul ettiğini, olayların iddia edilen şekilde gerçekleştiğini beyan etmiş, diğer davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, asıl davada ve birleştirilen davada davacı vekilleri temyize getirmiştir.
Asıl dava mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil, birleştirilen dava ise haricen satın almaya dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Dava konusu taşınmaz Hazine adına tapuda kayıtlı iken 02/04/2007 tarihinde ifraz ve satış suretiyle … adına tapuya tescil edilmiş, … da tapuda tescil edilen mülkiyet hakkına dayalı olarak bu taşınmazı 14/12/2012 tarihinde taraflardan …’a resmi şekilde tapuda devretmiştir. …’nun …’a temliki resmi şekil koşuluna uygun olarak yapılmış ve mülkiyet geçmiştir. (Tapu Kanunu 26. madde) … ile önceki kayıt maliki … arasında 15/04/2007 tarihinde yapılan sözleşme resmi şekil koşuluna uyularak yapılmadığından mülkiyetin naklini sağlamaz. Sözleşmenin tarafına ancak şahsi hak sağlar. Ayni hak ile şahsi hakkın birlikte olduğu durumlarda ayni hakka üstünlük tanımak gerekir. Bu nedenle …’ın açtığı davanın reddine karar verilerek, bu dosyadaki ret hükmü esas alınmak suretiyle … tarafından açılan elatmanın önlenmesi talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, birleştirilen dava davacısı … vekilinin temyiz itirazlarının bozma sebebine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.