YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2962
KARAR NO : 2023/692
KARAR TARİHİ : 07.02.2023
Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 07.02.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davacı vekili Av. …, diğer taraftan davalılar vekili Av. … geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı … arasında icra dosyalarına konu borcun tahsil ve tasfiyesi hususunda 11.12.2013 tarihli protokol düzenlendiğini, bu protokol uyarınca davalının 11.12.2013 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle 33702 ada 2 parsel sayılı taşınmazda bulunan 18 kapı numaralı muhdesatta yer alan 1 ve 2 numaralı iş yerlerindeki hak hisselerinin %50’sini müvekkiline satmayı vadettiğini, davalının protokol hükümlerine aykırı davranarak borcunu ödemediğini, bu nedenle 23.03.2015 tarihli ihtarname ile müvekkilinin davalıya fesih bildiriminde bulunduğunu, bu tarihten sonra davalı …’in taşınmazları diğer davalı …’a muvazaalı olarak kiraladığını, bunun üzerine davalılara 24.12.2015 tarihli ihtarname keşide edildiğini ancak, davalıların kullanımlarına son vermediklerini belirterek, davalıların dava konusu taşınmazlardan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar Hüseyin ve Adnan cevap dilekçesinde; protokolün ihlâlinin söz konusu olmadığını, protokolün davacı tarafından ihlâl edildiğini, yapılan ödemeleri almadığını, taşınmazların satış vaadi sözleşmesi alacaklısı tarafından tahliyesinin istenemeyeceğini, satış vaadi sözleşmesinin teminat amacıyla yapıldığını, protokolün ihlâli kabul edilse bile, ihlâlin alacaklıya talep hakkı vermeyeceğini beyan ederek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı protokole uyup borcunu ödemediğine göre davacının korunmaya değer ve üstün hakkının olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalıların taşınmazın %50’lik kısımlarına müdahalelerinin önlenmesine, bu yerlerin %50’sinin davacıya teslimine, davalıların bu kısımdan tahliyesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; davanın esasına etkili olacak delillerin toplanmadığını, satış vaadi sözleşmesi teminat amacıyla düzenlendiğinden ve tapu siciline kayıtlı olmayan bir taşınmaza ilişkin olduğundan geçersiz olduğunu, icra dosyalarının derdest olduğunu, tahliye kararı verilmesinin mükerrer tahsilata neden olacağını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, aksi hâlde de davanın kısmen kabulüne karar verilerek lehlerine vekâlet ücreti takdir edilmesi gerektiğini beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile satış vaadi sözleşmesine konu olamayacak bir muhdesatın temliki geçersiz olduğundan, muhdesattan kaynaklanan şahsi hakkın temlikine dayanılarak elatmanın önlenmesi talep edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisine ve davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davalılar vekilinin yerinde olmayan ve daha önce reddedilen istinaf taleplerinin Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yeniden incelenerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İlk Derece Mahkemesinde usulüne uygun bir şekilde ileri sürülmeyen olayların Bölge Adliye Mahkemesi önünde ileri sürülemeyeceğini, davalı …’in dava konusu taşınmazlarda hak sahibi olduğunu, dayanılan satış vaadi sözleşmesiyle zilyetlik hakkının devredildiğini ve sözleşmenin geçerli olduğunu beyan ederek ve re’sen gözetilecek sebeplerle kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, şahsi hakka dayalı elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Yargıtay duruşma vekâlet ücreti 8.400,00 TL’nin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.