Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2021/2356 E. 2022/1134 K. 17.02.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2356
KARAR NO : 2022/1134
KARAR TARİHİ : 17.02.2022

7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02/04/2018 tarihinde verilen dilekçeyle 6183 sayılı Kanunun 24. vd. maddesi gereğince mirasın reddinin iptali talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından reddine dair verilen 01/10/2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.

KARAR

Dava, 6183 sayılı Kanunun 30. maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali talebine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı …’ın davacı kuruma borçlu olduğunu, davalının babası … ’in 21.02.2016 tarihinde vefat ettiğini, davalıya babasından intikal edecek miras hissesi üzerine haciz konulduğunu, ancak davalının Mustafakemalpaşa Sulh hukuk Mahkemesinin 2016/223-598 Esas sayılı Kararıyla mirasın gerçek reddi beyanında bulunduğunu, yapılan mirası reddin borcu ödemekten kaçma amaçlı olduğunu belirterek 6183 sayılı Kanunun 24 vd. maddeleri gereğince tasarrufun iptalini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, talebin TMK’nın 617. maddesinde düzenlenen mirası reddin iptali talebi olduğu ve altı aylık hak düşürücü sürede gerçekleştirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf talebi, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından esastan reddedilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde taleplerinin 6183 sayılı Kanunun 24 vd. maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali olduğunu beyan etmiştir. İlk derece mahkemesince, talebin 6183 sayılı Kanunun 24 vd. maddelerine göre tasarrufun iptalini içerdiği, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 4271 sayılı Türk Medeni Kanununa göre özel kanun niteliğinde olduğu, anılan kanunun Amme Alacağının Tahsiline İmkan Bırakmamak Maksadıyla Yapılan Tasarruflar başlıklı 30. maddesindeki; “Borçlunun malı bulunmadığı veya borca yetmediği takdirde amme alacağının bir kısmının veya tamamının tahsiline imkan bırakmamak maksadıyla borçlu tarafından bir taraflı muamelelerle borçlunun maksadını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerle yapılan bütün muameleler tarihleri ne olursa olsun hükümsüzdür.” hükmünün yer aldığı dikkate alınarak, işin esasına girilip yapılacak inceleme sonucunda bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle talebin TMK’nın 617. maddesinde düzenlenen mirasın reddin iptali talebi olduğu ve altı aylık hak düşürücü sürede gerçekleştirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi, Bölge Adliye Mahkemesince de yerel mahkemenin gerekçesinin doğru olduğu belirtilerek davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle HMK 373/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 17.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.