Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2016/36440 E. 2016/20115 K. 28.11.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/36440
KARAR NO : 2016/20115
KARAR TARİHİ : 28.11.2016

YARGITAY İLAMI

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; hüküm duruşmalı olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK’nun 435.maddesi gereğince duruşma isteğinin süreden reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı Kurum nezdinde alt işveren işçisi olarak çalıştığını, aradaki hizmet alım ilişkisinin muvazaalı olduğunu, iş akdinin haklı neden olmadan feshedildiğinden bahisle kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, aradaki ilişkinin ihale ile hizmet alımı olduğunu, muvazaa iddiasının yersiz olduğunu , davacının tüm haklarının ödendiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının iş akdinin haklı neden olmadan alt işverence feshedildiği, muvazaa iddiasının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararlarının her türlü şüpheden uzak ve tarafsız olması gerekir. 6100 sayılı Yasanın 36.maddesinin 1.fıkrasında, Hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektirecek önemli bir sebebin bulunması hakimin reddi ve çekinme sebebi olarak düzenlenmiştir. HMK’nun 272. maddesi uyarınca hakimler hakkındaki yasaklılık ve ret sebepleriyle ilgili kurallar bilirkişiler bakımından da uygulanacaktır.
Bilirkişi görevini yerine getirirken uyması gereken yükümlülüklerden birisi de tarafsız davranma yükümlülüğüdür. Bu yükümlülüğe uygun davranma bilirkişinin somut maddi sorunla ilgili olarak objektif bir biçimde oy ve görüşünü beyan edebilmesinin asgari şartını teşkil eder. Objektiflik ve tarafsızlık çok yakın bir ilişki içerisindedir; biri mevcut olmadan diğerinin mevcudiyeti düşünülemez.
Somut olayda, dosyada bilirkişi olarak rapor tanzim eden davalı … aleyhine açılan Mahkemesinde görülmekte olan 2015/396 Esas sayılı dosyada davacı vekili olarak yer almıştır. Her ne kadar yargılama aşamasında bilirkişinin reddi talep edilmemiş ise de temyiz aşamasında davalı vekilince ileri sürülmüştür. Bu durum bilirkişinin tarafsızlığı ilkesi ile çelişen bir olgu ortaya çıkmış olup, mahkemece diğer mahkemelerde de temyiz incelemesi yapılan bu dosyaların tarafları aleyhine davası olmayan ve davanın tarafları ile ilişkisi bulunmayan başka bir bilirkişi seçilerek yeniden rapor alınması gerekirken başka bir dava dosyasında davalılardan Belediye Başkanlığı aleyhine davacı vekili olarak dava açmış olan bilirkişiden alınan rapor hükme esas alınarak yazılı şekilde karar verilmiş olması bozma nedenidir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya Belediye’ye iadesine, 28.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.