Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2016/34399 E. 2016/21092 K. 13.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/34399
KARAR NO : 2016/21092
KARAR TARİHİ : 13.12.2016

Mahkemesi :İş Mahkemesi
vekili Av….
Dava Türü : İşe iade
YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, haklı veya geçerli neden olmadan iş akdinin feshedildiğini belirterek, feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının davalı işyerinde gerçekleşen hırsızlık olayından dolayı gözaltına alındığını, bu nedenle yapılan feshin haklı nedene dayandığını savunarak haksız açılan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının şikayet üzerine gözaltına alınmasının haklı feshe gerekçe olamayacağı, soruşturma sonunda eylemle ilgili davacı hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği ve davacının şikayete konu suçu işlediğine dair delil elde edilemediğinin açıkça tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının davalı bünyesinde işe iadesine karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.
İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.

İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesih sebebi, işçinin kusurlu bir davranışını şart koşar.
Dosya içeriğine göre somut olayda, davalı işyerinin depo kısmında çalışanlarca malların depo dışına çıkarılarak market sahibi bir kişiye satıldığı ve alınan paranın eylemi gerçekleştiren kişilerce paylaşıldığı, olay hakkında yapılan soruşturma esnasında gözaltına alınan kişilerden Adilhan Akıncı’nın karakoldaki ifadesinde davacının da kendileri ile birlikte hareket ettiğini ve hırsızlık olayının içinde olduğunu beyan ettiği, bu ifade gereğince davacının da soruşturmaya dahil edilerek gözaltına alındığı, soruşturmanın devam eden aşamalarında davacı hakkında delil elde edilemediğinden kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği, Adilhan Akıncı’nın mahkemede sanık sıfatı ile verdiği ifadesinde ise “olayda Recep yoktu, onu karakolda tecrübesizliğimden olaya karıştırdım, çünkü hayatımda ilk defa karakola düştüm” dediği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı hakkında hırsızlık olayı ile ilgisi olduğuna dair delil elde edilemediği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmişse de davacının adının işyerinde yaşanan hırsızlık olayına karışması sonrasında işverenin, davacı işçiye karşı güven duygusunun önemli ölçüde zedelendiği, bu aşamadan sonra işverenden iş ilişkisini sürdürmesi beklenemeyeceğinden feshin geçerli nedene dayandığı değerlendirilerek davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulü hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasası’nın 20/3. maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Alınması gerekli 29,20 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 1,50 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca davalı yararına taktir olunan 1.800,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Davacı tarafından karşılanan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan posta ve davetiye gideri toplam 29,00 TL yargılama giderlerinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7- Artan gider ve delil avansının talep halinde taraflara iadesine,
8-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 13/12/2016 tarihinde oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.