Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2016/32018 E. 2016/20859 K. 09.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/32018
KARAR NO : 2016/20859
KARAR TARİHİ : 09.12.2016

Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davalılar
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, iş akdinin feshedildiği 18.04.2015 tarihine kadar davalı … bünyesinde ara vermeden, diğer davalı şirkette ise iş sözleşmesine bağlı olarak özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, davalılar arasında asıl işveren – alt işveren ilişkisi olduğunu, feshin davacının Güvenlik-İş Sendikası üyesi olması nedeniyle yapıldığını öne sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmesini ve sendikal tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, davacının ihale neticesinde ihaleyi alan firmanın elemanı olarak çalıştığını, davacı ile idare arasında iş ilişkisi bulunmadığını, davacının işe iade talebini müvekkili idareye değil diğer davalıya yönelttiğini savunmuş, davalı şirket vekili ise, davacının asıl işveren belediyeden alınan belirli süreli ihaleler boyunca çalıştığını, davalı şirketin sadece ihale alıcısı konumundaki taşeron firma olduğunu, işçilerin üzerindeki yönetim hakları ve işe giriş-çıkışlarında tek yetkili kurumun diğer davalı … olduğunu bu nedenler ile davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, iş akdine belirli süreli iş sözleşmesinin sözleşme süresinin bitimi ve işin sona ermesi nedeniyle son verildiğini ve feshin sendikal bir nedene dayanmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece, feshin geçerli nedene dayanmadığı ancak sendikal fesih iddiasının da davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davacının davalı şirkete işe iadesine, işe iadenin mali sonuçlarından davalıların birlikte sorumlu tutulmasına, sendikal tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine göre, davalı …’nda özel güvenlik görevlisi olarak çalışan davacının iş akdine 18.04.2015 tarihinde yazılı bir fesih bildiriminde bulunulmaksızın son verildiği, davalı şirketin cevap dilekçesi ile feshin nedeninin ihale süresinin sona ermesi olduğunu beyan ettiği ancak bildirilen bu nedenin haklı ya da geçerli bir fesih nedeni olmadığı anlaşıldığından, mahkemece feshin geçersiz olduğunun tespiti ile davacının davalı şirkete ait işyerindeki işe iadesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle davalıların bu yönü kapsayan temyiz itirazları yerinde değildir.
Dava konusu olayda uyuşmazlık feshin, sendikal nedene dayanıp dayanmadığı noktasında olup mahkemece bu konuda yapılan araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir.
Sendikal tazminat 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25’inci maddesinde düzenlenmiş, işçilerin işe alınmalarının, belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri veya belli bir sendikadaki üyeliği korumaları veya üyelikten istifa etmeleri şartına bağlı tutulamayacağı ilk fıkrada hükme bağlanmıştır. Sözü edilen maddenin ikinci fıkrasında ise, işverenin, sendika üyesi olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, çalışma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamayacağı kuralı getirilmiştir.
İşverenin, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25’inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca iş sözleşmesini sendikal nedenlerle feshetmesi halinde işçi, işe iade davası açma hakkına sahiptir. İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğinin tespit edilmesi hâlinde, 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesine göre işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın sendikal tazminata karar verilir. Ancak işçinin işe başlatılmaması hâlinde, ayrıca 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen tazminata hükmedilmez. İşçinin 4857 sayılı Kanunun yukarıdaki hükümlerine göre dava açmaması ayrıca sendikal tazminat talebini engellemez.
Dairemizce, sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, iş yerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, iş yerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, iş yerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması gibi ölçütler belirlenmiştir.
Somut olayda, davacı vekili, 20.08.2014 tarihinde sendikal nedenle 10 işçinin işten çıkartıldığını, devamında işyerinde sendikal baskıların devam ettiğini ve davalı alt işveren şirketin Toplu İş Sözleşmesi’nin getirdiği yükümlülüklerden kurtulmak için işçilere sendika üyeliğinden istifa konusunda baskı yaptığını ve aksi halde iş akitlerinin sona erdirileceğinin sözlü olarak bildirildiğini, üyelikten istifa etmeyen 117 kişinin iş akdine 31.12.2014 tarihinde son verildiğini, davacının iş akdine 18.04.2015 tarihinde son verildiğini, sendikal baskılar nedeniyle Toplu İş Sözleşmesi’nin getirdiği mali haklardan yararlanmak için hiçbir işçinin başvuruda bulunamadığını, işten çıkarılan işçiler yerine yeni işçi alımı yapıldığını öne sürmektedir.
Davalılar arasında 28.02.2014 tarihinde imzalanmış bulunan hizmet alım sözleşmesine göre 01.03.2014-31.12.2014 tarihleri arasında 500 özel güvenlik personeli çalıştırılacağı kararlaştırılmıştır.
Dosya içeriğinden, davalı …’nda davalı alt işveren işçisi olarak çalışan 500’e yakın işçi bulunduğu ve 31.12.2014 tarihinde bu işçilerin tamamının iş akdine kod 18 (işin sona ermesi) SGK kodu ile son verildiği, bu işçilerden 300 tanesinin 11.12.2014 tarihinde 2015 yılı güvenlik hizmet alım işi için yapılan ihaleye itiraz nedeniyle ihalenin sonuçlanmaması üzerine, 01.01.2015-18.04.2015 tarihleri için davalı alt işverende, 19.04.2015 tarihinden itibaren ise dava dışı Delta up… Şirketi ve Güven Özel Güvenlik Ortaklığı Şirketinde çalıştırılmaya devam ettirildikleri, 200 işçinin işe başlatılmadığı, bu işçilerden 117’sinin Güvenlik İş Sendikası üyesi olduğu, 83’ünün ise sendika üyesi olmadığı anlaşılmaktadır. Ne var ki; 31.12.2014 ve 18.04.2015 tarihli fesihlerden sonraki dönem yapılan ihaleye ilişkin belgeler ve hizmet alım sözleşmesi getirtilmemiş, ihaleyi alan şirket ya da şirket ortaklığının kim olduğu, davalı alt işveren şirket ile aralarında organik bir bağ bulunup bulunmadığı, yeni dönemde güvenlik işinin kaç güvenlik görevlisi ile sürdürüldüğü hususları netleştirilmemiştir.
Ayrıca, Güvenlik-İş Sendikası cevabi yazısından, Antalya Büyükşehir Belediyesi işyerinde feshe yakın tarihlerde 500 özel güvenlik personeli çalıştığı, 09.02.2014 tarihinde sendika tarafından yetki tespit başvurusunda bulunulduğu ve Bakanlıkça 27.03.2014 tarihli yazıyla toplamda 962 işçisi olduğu anlaşılan davalı şirkette sendikaya 391 çalışanın üye olduğu tespit edilerek işletme düzeyinde yetki belgesi verildiği, yetki aldığı tarihten itibaren işyerinde yapılan baskı nedeni ile 210 üyenin istifa ettiği, 21.08.2014 tarihinde 10 sendika üyesinin, 31.12.2014 tarihinde ise 117 sendika üyesinin işten çıkarıldığı, sendikadan istifa eden 210 işçiden 147 işçinin halen davalı …’nda çalıştığı, sendikanın 17.07.2014 tarihinde alt işveren Doğuş Güvenlik Koruma ve Eğitim Hizm. Ltd. Şti. ile toplu iş sözleşmesi görüşmelerine başladığı ancak hiçbir konuda anlaşma sağlanamaması üzerine 6356 sayılı Yasa gereği arabulucu atandığı, arabulucu raporunda anlaşmazlık tutanağı tutulduğundan 6356 sayılı Yasa gereği sendika tarafından Yüksek Hakem Kurulu Başkanlığına müracaat edildiği ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından davalı alt işveren şirket ile Güvenlik İş Sendikası arasında 15.05.2014 tarihi ile 14.05.2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 09.12.2014 tarihli kararı ile toplu iş sözleşmesi bağıtlandığı görülmektedir. Ancak, sendikanın hali hazırda kaç sendika üyesi işçisinin bulunduğu, sendika üyesi olan işçilerin Toplu İş Sözleşmesinden faydalandırılıp faydalandırılmadıkları, işyerine 31.12.2014 ve 18.04.2015 tarihinde yapılan fesihlerden sonra yeni işçi alımı olup olmadığı, var ise bu işçilerin Güvenlik İş Sendikasına üye olup olmadıkları ya da işyerinde örgütlendiği ve işverence desteklendiği ileri sürülen Öz-İş Sendikasına üye olup olmadıkları araştırılmadığı gibi 31.12.2014 ve 18.04.2015 tarihlerinde iş akdine son verilen ve Güvenlik İş Sendikasına üye olmayan işçiler arasında Öz-İş Sendikasına üye olan işçiler bulunup bulunmadığı da araştırılmamıştır.
Öte yandan, Dairemizce incelenen 2015/25890-25891 ve 36411 Esas sayılı dava dosyalarında, 21.08.2014 tarihinde davalı alt işveren tarafından yapılan feshin, ”…davacı tanıklarının açık beyanlarından işyerinde Güvenlik-İş Sendikası üyesi işçiler üzerinde baskı yapıldığı sonucuna varılması, sendika cevabi yazısı içeriği, davacıların sendika kurucusu, genel sekreteri ve işyeri temsilcisi olmaları …” nedeniyle sendikal nedenle yapıldığı kabul edilmiştir.
Dairemizce incelenen aynı mahiyetteki dava dosyalarında (2016/ 6521- 6527- 6455- 6456- 6457- 6458- 6459- 6460- 6641- 6642- 6678- 6679- 6680- 6681- 6682- 6683- 6684- 6685- 6686- 6687- 6688- 6689- 6690 Esas gibi ) ise sendikal tazminat talebinin reddine yönelik kararlar araştırmaya yönelik bozulmuştur.
O halde, mahkemece belirtilen yönlerden araştırmaya gidilmeli ve toplanacak deliller dosya içeriği ile yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak davalı işverenin işyerinde bağıtlandığı anlaşılan Toplu İş Sözleşmesi’nden yararlanılmasını önlemek ve işyerinde Güvenlik İş Sendikasının gücünü kırmak ve /veya Öz-İş Sendikasını etkili kılmak amacıyla peyder pey işçi çıkarımı yoluna gidip gitmediği bir başka deyişle feshin sendikal nedene dayanıp dayanmadığı hususu kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Mahkemece eksik inceleme sonucu sendikal tazminat talebinin reddine karar verilmiş olması bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, davalılardan temyiz harçları peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 09/12/2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.