Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2016/29251 E. 2016/21367 K. 19.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/29251
KARAR NO : 2016/21367
KARAR TARİHİ : 19.12.2016

Mahkemesi : Şanlıurfa 1. İş Mahkemesi

YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı, mağazada yapılan sayımda 67 adet elektronik cihazın stokta görünmesine rağmen fiili olarak bulunmadığının tespit edilmesi üzerine iş akdinin işverence haksız olarak feshedildiğini, oysa görevi gereği elektronik aletlerin kaybolmasında bir sorumluluğunun bulunmadığını iddia ederek işe iadesini, işe başlatılmaması halinde kıdemine göre 4 aydan 8 aya kadar brüt ücreti tutarında işe başlatmama tazminatı ödeneceğinin belirlenmesini, boşta geçen süreye ilişkin 4 aylık brüt ücretinin ödenmesinin tespitini talep etmiştir.
Davalı, elektronik cihazların bulunduğu yere ait anahtarların danışma personeli olan davacı ve Muhammet Nebi Yunusoğlu’na verildiğini, çalışma saatleri içeresinde kendilerinde kaldığını, anahtarların kendilerinde bulunduğu süre zarfında meydana gelen zararlardan sorumlu olduklarını, bu nedenle davacının iş akdinin İş Kanunu’nun 25/II-ı bendi gereğince haklı nedenle feshedildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, cevap dilekçesinde kamera kayıtlarından bahsedildiği ve bu kayıtlarda yaşananlara ilişkin davacının eyleminden bahsedilmediği, ayrıca Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/6042 sayılı soruşturma dosyasında yaptırılan kamera kayıt incelemesinde davacıya ilişkin bir eylem tesbit edilemediği ve bu doğrultuda kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği de göz önüne alınarak davanın kabulüne dair hüküm kurulmuştur.
6100 sayılı HMK’nun 147. maddesinde, “(1) Taraflar, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra tahkikat için duruşmaya davet edilir. (2) Taraflara gönderilecek davetiyede, belirlenen gün ve saatte geçerli bir özrü olmadan mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde, duruşmaya yokluklarında devam edileceği ve yapılan işlemlere itiraz edemeyecekleri bildirilir.” hükmü yer almaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.03.2007 tarih ve 2007/8-161 E., 2007/155 K. sayılı kararı ile de belirtildiği üzere adil yargılanma ve dinlenilme hakkının bir gereği olarak hakim, taraflara duruşmalarda hazır bulunmak, iddia ve savunmalarını bildirmek için imkan vermeli, tarafları usulüne uygun bir biçimde duruşmaya davet etmelidir. Fakat tarafların kendilerine tanınan bu imkana rağmen, duruşmaya gelmek zorunluluğu yoktur. Hukuk davalarında duruşmaya gelmemenin müeyyidesi, dava dosyasının işlemden kaldırılması veya yargılamanın gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilmesidir.
Somut olayda, ön inceleme duruşmasında davalı taraf mazeret bildirerek gelmemiş olup, bu nedenle mahkemece 6100 sayılı HMK’nın 147/1. maddesi uyarınca taraflara davetiye tebliği ile tahkikat duruşması yapılarak, deliller toplandıktan sonra karar verilmesi gerekirken ön inceleme duruşmasında davalı tarafın yokluğunda, davalının savunma hakkının ihlal edilerek gösterilen deliller toplanmaksızın ve bildirdiği tüm tanıklar dinlenmeksizin, dinlenmesine gerek görülmedi ise gerekçesi de belirtilmeksizin karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 19/12/2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.