Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2016/27959 E. 2016/20781 K. 08.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/27959
KARAR NO : 2016/20781
KARAR TARİHİ : 08.12.2016

Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : İşe iade

YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı, davalı şirkette resepsiyonist olarak 17.02.2014 tarihinde çalışmaya başladığını, davacının savunmasının talep edildiği 29.04.2015 tarihinden daha önce herhangi bir yazılı veya sözlü uyarının yapılmadığını, 06.05.2015 tarihinde tebliğ edilen 30.04.2015 tarihli feshi ihbar yazısında görev ve sorumluluklarını gereği gibi yerine getirmediği gerekçesiyle iş akdinin feshedildiğini,savunmasının fesih iradesinin bildirilmesinden bir gün önce istendiğini, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacının iş akdinin 4857 sayılı iş kanunun 18 ve 19. maddeleri uyarınca 30.04.2015 tarihinde feshedildiğini, fesih bildiriminin davacıya 30.04.2015 tarihinde tebliğ edilmeye çalışıldığını fakat davacının fesih bildirimini tebliğ almaktan imtina ettiğini, davacı bildirimi tebliğ almaktan imtina ettiği için fesih bildiriminin insan kaynakları müdürü ve amiri huzurunda yüzüne karşı okunduğunu ve içeriği anlatılarak ve 30/04/2015 tarihli ekte yer alan tutanak hazırlandığını, davacının fesih bildirimini tebliğ almaktan imtina ettiği için kendisine fesih bildiriminin bir kez de noter kanalıyla gönderildiğini, davacının görevlerini gereği gibi yerine getirmediğini, amirleri tarafından defalarca sözlü olarak uyarıldığından feshin geçerli nedenlerle yapıldığını ve ayrıca davanın süre yönünden de reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanununun 20.maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, resen dikkate alınması gerekir.
İşveren fesih bildiriminde bulunmuş, ancak bunu tebliğ etmemiş olmasına rağmen, örneğin, işçi, işvereni şikayet ederek, fesih bildiriminin yapıldığı tarihi kesin olarak belirleyecek bir işlem yapmışsa, artık bu tarihin esas alınması uygun olacaktır. Bu anlamda işverenin fesih bildiriminin tebliğden imtina edildiği tutanakların tutulduğu tarih, tutanak düzenleyicilerinin doğrulaması halinde tebliğ tarihi sayılacaktır. Eylemli fesih halinde dava açma süresi, eylemli feshin yapıldığı tarihten itibaren işler. Fesih bildirimine karşı idari itiraz yolu öngören personel yönetmeliği ya da sözleşme hükümleri, dava açma süresini kesmeyeceği gibi, işçinin bu süre içinde hastalığı nedeni ile rapor alması da bu süreyi durdurmayacaktır.
İş sözleşmesinin önel verilerek feshi halinde, dava açma süresi önelin sona ereceği tarihte değil, işverenin fesih bildirimini tebliğ ettiği tarihten başlar.
Somut uyuşmazlıkta, davalı işveren tarafından sözleşmenin 30.04.2015 tarihinde feshedildiği , yazılı fesih bildiriminde dinlenen davalı tanıkları … ve … ‘ın imzalı yazısında “30.04.2015 tarihinde yukarıda yer alan fesih bildirimi yüksek sesle… yüzüne karşı okunmuş ve fesih bildirminin hukuki sonuçları kendisine anlatılmış ve … fesih bildirimi yazısını tebliğ almaktan imtina etmiştir.” şeklinde tutanak düzenledikleri, davacının 30.04.2015 tarihinde fesihten haberdar olduğu, duruşmada dinlenen tutanak tanıklarının bu hususu doğruladığı, davanın ise 05.06.2015 tarihinde açıldığı, bildirim tarihine göre davanın bir aylık hak düşürücü nitelikteki dava açma süresi geçtikten sonra açıldığı anlaşıldığından davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulü hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1- Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2- Davanın REDDİNE,
3- Alınması gereken 29,20 TL harçtan peşin yatırılan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 1,50 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4- Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan 58 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
7- Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 08.12.2016 gününde oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.