Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2016/26446 E. 2016/21955 K. 28.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/26446
KARAR NO : 2016/21955
KARAR TARİHİ : 28.12.2016

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : İşe İade

YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin iş akdine ”Belediye taş ocağı hazır beton tesisinin işletmesinin kiraya verilmesi sebebiyle belediyemizde istihdam fazlası personel oluşmuştur. Belediyemizin mali imkanları ölçüsünde yapılan değerlendirmeler neticesinde işyerinin gereklerinden dolayı iş akdiniz feshedilmiş ve Belediyedeki görevinizden ilişkiniz kesilmiştir.” içerikli fesih bildirimi ile son verildiğini, belediye başkanının işçileri sendikasızlaştırmak ve TİS hükümleri göre almakta oldukları taban ücret ve sosyal haklarınını düşürmek kendi belirlediği miktarda aylık ödemek istediğini, işçileri defalarca toplayarak işçileri çıkış ve sendika değiştirmezlerse işlerine son vereceğini beyanla baskı altına aldığını, başkanın bizzat TİS tarafı sendika yetkilileri ile birlikte görüşmelerinde yevmiyelerin ve sosyal hakların düşürülmesi ve işçilerin sendikadan istifalarının istendiğini, istifa etmeyen ve temel haklarının düşürülmesine muvafakati olmadığını beyan eden işçilerin işten çıkarıldığını, aylık ve sosyal hakları düşürülen işçilerin Belediyeye karşı alacak davası açması ve hem de sendikalı işçilerin Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulunması üzerine de çalışan ve kar getiren bir işletmeyi kiraya verdiği gerekçesi ile işçilerden bir kısmının ve başka birimlerde çalışan bazı işçilerin de aynı gerekçe ile işine son verildiğini öne sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine, 6356 sayılı Yasa kapsamında 1 yıllık ücret tutarında sendikal tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının belediyenin taş ocağı hazır beton işletmesinde işçi olarak çalıştığını, belediyenin daha fazla kar etmek için bu işyerini kiraya verdiğini, dava dilekçesinde işine son verilmesinin amacının siyasi ve sendikal nedenlerle olduğundan bahsedilmiş ise de bu durumun gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların yargılama aşamasındaki yazılı ve sözlü beyanları, tanık anlatımları, taraflarca ibraz edilen belgeler ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davalı işverence davacının iş akdinin “Belediyeye ait taş ocağı hazır beton işletmesinin kiraya verildiği ve istihdam fazlası oluştuğu” gerekçesiyle feshi işleminin haklı ve geçerli nedene dayalı olmadığı ayrıca TİS nin 54/b maddelerine aykırı olarak genel yönetim ve disiplin kurulu kararı olmaksızın fesih işleminin gerçekleştirildiği ve davacının iş akdinin sendikal nedenle feshedildiği sonuç ve kanaatine varılarak feshin geçerli bir nedeni bulunmadığı ve esasında sendikal nedene dayandığı gerekçesiyle feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine ve sendikal tazminatın 1 yıllık brüt ücret tutarında belirlenmesine karar verilmiştir.
Dosya incelendiğinde, iş akdine belediyeye ait taş ocağı işletmesinin 10.12.2014 tarihli encümen kararı ile kiraya verilmiş olması gerekçe gösterilerek son verilmiş ise de; işyerinde uygulanan TİS 54/b maddesinde belirtildiği şekilde disiplin kurulu karar olmaksızın fesih işleminin gerçekleştirildiği ve sözü edilen kiralama işleminin sonradan iptal edildiği anlaşıldığından mahkemece feshin geçersiz olduğunun tespitinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle davalının bu yönü kapsayan temyiz itirazı yerinde değildir.
Taraflar arasında feshin sendikal nedenlerle yapılıp yapılmadığı hususu tartışmalıdır.
Sendikal tazminat 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25’inci maddesinde düzenlenmiş, işçilerin işe alınmalarının, belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri veya belli bir sendikadaki üyeliği korumaları veya üyelikten istifa etmeleri şartına bağlı tutulamayacağı ilk fıkrada hükme bağlanmıştır. Sözü edilen maddenin ikinci fıkrasında ise, işverenin, sendika üyesi olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, çalışma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamayacağı kuralı getirilmiştir.
İşverenin, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25’inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca iş sözleşmesini sendikal nedenlerle feshetmesi halinde işçi, işe iade davası açma hakkına sahiptir. İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğinin tespit edilmesi hâlinde, 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesine göre işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın sendikal tazminata karar verilir. Ancak işçinin işe başlatılmaması hâlinde, ayrıca 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen tazminata hükmedilmez. İşçinin 4857 sayılı Kanunun yukarıdaki hükümlerine göre dava açmaması ayrıca sendikal tazminat talebini engellemez.
Dairemizce, sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, iş yerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, iş yerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, iş yerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması gibi ölçütler belirlenmiştir.
Somut olayda, davacı ve arkadaşlarının dava dilekçelerinde açıkça açmış oldukları alacak davasından feragat etmemeleri nedeniyle iş akdine son verildiğini beyan ettikleri, davacı tanıklarının bu beyanı doğruladığı, davacı ve arkadaşlarının üye olduğu sendikanın yazı cevabına alacak davasından feragat ettiği için işe başlatılanların listesini eklediği dikkate alındığında davacı ve arkadaşlarının iş akdine esasında davalı işveren aleyhine alacak davası açmış olmaları nedeniyle son verildiği ve feshin sendikal nedeni bulunduğunun davacı tarafından yöntemince ispatlanamadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece açıklanan neden gözetilmeden feshin sendikal nedene dayalı olduğunun kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Davalının bu yönü kapsayan temyiz itirazı yerinde bulunmuştur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca, mahkemece feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işçinin başvurusu üzerine işveren tarafından bir ay içinde işe başlatılmaz ise, işçiye ödenmek üzere en az 4, en çok 8 aylık ücreti tutarında tazminatın belirlenmesi gerekir. Dairemizin yerleşik uygulaması gereği, iş güvencesi niteliğindeki bu tazminat işçinin kıdemi, fesih sebebi gibi olgular dikkate alınarak belirlenmelidir. Maddenin alt ve üst sınırları aşılamaz. Üst sınırın aşılmasının tek istisnası 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25. maddesindeki sendikal nedenle yapılan fesihlerdir. Bu kanuna göre sendikal nedenle yapılan fesihlerde tazminat; işçinin başvurusu, işe başlatma ve başlatılmama şartına bağlı olmaksızın işçinin en az bir yıllık ücreti tutarında belirlenecektir. Dairemizin uygulaması bu yöndedir. Dairemiz yıllık ücretli izinle ilgili 53. maddedeki kıdem sürelerini dikkate alarak 6 ay ile 5 yıl arasında kıdemi olan işçi için 4, 5 yıl ile 15 yıl arasında kıdemi olan işçi için 5, 15 yıldan fazla kıdemi olan işçi için 6 aylık ücreti tutarında işe başlatmama tazminatın belirlenmesini öngörmekte, fesih sebebine göre bu miktarlarda azami sınır 8 aya kadar da çıkmaktadır.
Davacının alacak davası açması nedeniyle iş akdinin feshedildiği anlaşıldığından işe başlatmama tazminatının kıdemine göre belirlenecek tazminata +2 ay ilavesiyle belirlenmesi dosya içeriğine uygun düşecektir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 7 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4-Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5-Karar tarihinde alınması gerekli 29,20 TL harçtan peşin olarak alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,00 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan 54,20 TL ilk masraf, 47 TL tebligat gideri, 271 TL talimat gideri olmak üzere toplam 372,20 TL yargılama giderinin davalı Belediyeden alınarak davacıya verilmesine,davalının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
9-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 28.12.2016 tarihinde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.