Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2016/23138 E. 2016/20569 K. 06.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/23138
KARAR NO : 2016/20569
KARAR TARİHİ : 06.12.2016

Mahkemesi :İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki işe iade davasının yapılan yargılaması sonunda; hüküm davalılarca süresi içinde temyiz edilmiş, davalı … vekili tarafından duruşma istenmiş ise de; işin mahiyeti itibariyle duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği görüşüldü;
Davacı vekili, davalı … İle diğer davalı … arasında tanıtım ve hizmet sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşme uyarınca davalı Merck … bir takım ürünlerinin tanıtımı faaliyetleri ile ilgili olarak davacının tıbbi tanıtım uzmanı olarak 23/10/2010 tarihinde işe başladığını, davalıların müvekkilini 17/04/2014 tarihinde İstanbul’a çağırdıklarını, iş ile ilgili birkaç konuşma sonrasında geri gönderdiklerini, 18/04/2014 tarihinde de sözlü olarak; artık kendisi ile çalışılmak istenmediği, yollarını ayırdıklarını ve iş akdinin feshedildiği, hak kazandığı ihbar-kıdem tazminatı ile diğer alacaklarının ödenmeyeceğinin belirtildiğini, davalılar tarafından işyeri ile ilişik kesme adına yapılması gereken tüm işlemlerin yapıldığı, ancak yazılı bir fesih bildirimi yapılmadığını belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …ilaçları vekili, husumet itirazında bulunarak, davacı asilin, gerçekleşmemiş yemekleri masraf olarak göstererek diğer davalı …’den bedellerini tahsil etmesi ve tahsil ettiği bu bedelleri haksız kazanç sağlamak amacı ile yöneticisine vermesinin, … ile arasındaki iş sözleşmesinden kaynaklanan sadakat borcuna da açıkça aykırılık teşkil ettiğini, davacının bu davranışlarının …’i müşterisi ve 3. şahıslar önünde itibarını sarsıcı nitelikte olduğunu savunarak açılan davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili müvekkili şirket ile MSD şirketi arasında hiçbir şekilde muvazaalı bir alt işverenlik-asıl işverenlik ilişkisi bulunmadığını, davacının müvekkili şirket bünyesinde profesyonel satış sorumlusu olarak çalıştığını, müvekkili şirket ile MSD arasındaki tanıtım sözleşmesi uyarınca MSD projesini yürüten ekipte görev aldığını, şirket prosedürlerine ve yasalara aykırı bir takım eylemlerle ilgili olarak yapılan soruşturma kapsamında davacının soruşturma konusunu bildiği halde müvekkili şirkete bunu rapor etmediği, işvereni olan müvekkili şirket ile işbirliği içinde davranmadığı, cevapları arasında tutarsızlık olduğu, kendisine tahsis edilen Ipad’inde bulunan soruşturma konusu mailleri silmiş olduğu, nezdinde bulunan ve soruşturma ile ilgili olan belgeleri müvekkili şirkete teslim edeceğini söylediği halde etmediği, ayrıca masraf raporlarında ortaya çıkan tekrar eden aynı tutarlı yemek bedelleri ve şüphe uyandıran masraflar olduğu, bu masrafları müvekkili şirketten tahsil ederek bu bedelleri haksız kazanç sağlamak için yöneticilerine vermesi sadakat borcuna aykırı davranması nedenleriyle 17/04/2014 tarihinde haklı nedenle feshedildiğini, yazılı fesih bildiriminin davacıya 17/04/2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davacı anılan fesih bildirimini imzalamaktan imtina ettiğini, bunun üzerine fesih bildiriminin noter kanalıyla tebliğ edildiğini beyanla açılan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı tarafından davacıya gönderilen İstanbul Beyoğlu 17. Noterliğinin 18/04/2014 tarih 06643 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile 4857 sayılı iş kanunun 25. Maddesi uyarınca ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışlar sebebiyle iş akdinin feshedildiği, yapılan yargılama sonucunda davacının iş akdinin haklı ve geçerli nedenle feshedildiğinin ispatlanamadığı, davacının savunmasının da alınmadığı, iş akdinin “feshin son çare olması” ilkesi gözetilmeksizin feshedildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanununun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir.
İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir. Bu nedenle, geçerli fesih için söz konusu olabilecek sebepler, işçinin iş görme borcunu kendisinden kaynaklanan veya işyerinden kaynaklanan sebeplerle ciddi bir biçimde olumsuz etkileyen ve iş görme borcunu gerektiği şekilde yerine getirmesine olanak vermeyen sebepler olabilecektir. Sonuçta, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.
Keza işçinin iş sözleşmesini ihlal edip etmediğinin tespitinde, sadece asli edim yükümlülükleri değil; kanundan veya dürüstlük kuralından doğan yan edim yükümlülükleri ile yan yükümlerin de dikkate alınması gerekir. Sadakat yükümü, sözleşmenin taraflarına sözleşme ilişkisinden doğan borçların ifasında, karşı tarafın şahsına, mülkiyetine ve hukuken korunan diğer varlıklarına zarar vermeme, keza sözleşme ilişkisinin kapsamı dışında sözleşme ile güdülen amacı tehlikeye sokacak özellikle karşılıklı duyulan güveni sarsacak her türlü davranıştan kaçınma yükümlülüğünü yüklemektedir.
Dosya içeriğine göre tıbbi tanıtım uzmanı olan davacının iş sözleşmesi davalı işveren tarafından, 18.04.2014 tarihli fesih bildirimi ile kendisine verilen şirket kredi kartını gerçekleşmeyen yemek faaliyetleri için kullanarak bu yemek bedellerini masraf olarak göstermek suretiyle şirketten tahsil ettiği, aynı zamanda kotalarını doldurmak için tahsil edilen bu bedelleri yöneticisine vererek haksız kazanç elde ettiği veya haksız kazanç elde etme girişiminde bulunduğu, doğruluk ve bağlılığa aykırı eylemleri nedeniyle haklı nedenle feshedildiği anlaşılmaktadır.
Davalı … şirketince yapılan soruşturmada bölge müdürü Bilal Özkara “tüm sorumluluğun kendisinde olduğunu, satışa destek olmak adına doktor ve eczacılar ile kalfaları da yemeğe götürdüğü ve bir kısım gider gösterilmeyen masraflar için, daha çok yemek için kullanıldığını, satış desteği için kullanıldığını, depolar aranılarak satış desteği alındığını, Aslıhan’ın hiç para vermediğini, diğerlerinin verdiğini, bu satışlarla ilgili Aslıhan dışında herkesin haberi olduğunu, suç olduğunu bilmesine rağmen hedefleri tutturmak adına yaptığını ve herkesin kotaları tutturduğu için sonuçtan memnun olduğunu beyan ettiği, davacının ise şirkete verdiği savunmalarda kendisine bu tür teklifler gelmesine rağmen olaya yanaşmadığını, Bilal beyle yaptığı görüşmelere dair ses kaydının bilgisayarında kayıtlı olduğunu, sonra alınan beyanında Bilal Beyin para istediği kayıtların silinmiş olduğunu, satışları kendisinin gerçekleştirdiğini belirtmiştir.
Davacının masraf formlarında sık ve tekrar eden yemek faturalarının bulunduğu ve bütçe aşımının çok fazla olduğu, masrafların bölge müdürünce onaylandığı anlaşılmıştır. Davalı tanıklarınca da fesih gerekçesi doğrulanmıştır. Davacının da içinde bulunduğu eylemin güven duygusunu sarstığı, iş ilişkisini sürdürmesinin davalı işverenden beklenemeyeği, davalı işverence iş sözleşmesini feshin geçerli nedene dayandığı, davanın reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olmuştur.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3. maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Alınması gereken 29,20 TL harçtan peşin yatırılan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,00 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalı ….. tarafından yapılan tanık talimat ve yargıtaya gidiş dönüş posta ücreti 116,70 TL ve davalı ….nce yapılan tanık talimat ücreti 81,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
7-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 06/12/2016 tarihinde oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.