Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2016/11677 E. 2016/10629 K. 11.05.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11677
KARAR NO : 2016/10629
KARAR TARİHİ : 11.05.2016

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava Türü : İşe iade

YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı vekili, davacının 16/06/2001-02/01/2014 tarihleri arasında idari ve mali işlerden sorumlu genel müdür yardımcısı olarak çalıştığını, davalı şirketteki genel müdür değişimi nedeniyle 01/08/2013 tarihinde göreve başlayan yeni genel müdür … tarafından istifasının istenildiğini, istifa etmeyeceğini diabet hastası olduğunu, istiyorsa şirketin iş akdini feshedebileceğini belirttiğini, şirketçe tekrar istifası istenilip tüm haklarının ödeneceği ve bir maaş tutarında da ek ödeme yapılacağının ifade edildiğini, davacının sağlık harcamalarıyla ilgili sıkıntı yaşayacağını belirtmesi nedeniyle vergi dilimindeki avantaj nedeniyle ocak ayında işyerinden ayrılmasının uygun olacağı belirtilerek 08/11/2013 tarihinde müvekkili henüz çalışırken ödeme tablosu, ibraname ve protokol imzalatıldığını, ödemenin ocak ayında yapılması nedeniyle bu belgelerin geçerli olmadığını, davacının iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davalı şirketteki yeniden yapılanma nedeniyle davacının iş akdinin feshinin 2013 Ekim Ayı sonlarında gündeme geldiğini, davacıya tüm hak ve alacaklarının yanında 2 maaş ek ödeme yapılmasına karar verildiği belirtilip istifa etmesi halinde de bu ödemelerin yapılacağının bildirildiğini davacının ise kesilecek verginin yüksek olması nedeniyle feshin gelecek yılda yapılmasını ve işsizlik sigortası ve sağlık yardımlarından faydalanmak için iş akdinin işverence feshedilmesini rica ettiğini, durumun protokol altına alındığını davacının 80 günlük yıllık izni bulunmasına karşılık 20 günü ücretli idari izinli sayıldığını, 51 gün ücretsiz izin verildiği ve 81 günlük yıllık izin ücretinin de davacıya ödendiğini, fesih bildirimindeki fesih nedeninin de davacının kabulünde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı tarafça 2013 Kasım ayında iş akdinin feshi düşünülmekle birlikte davacının talebi üzerine bu fesih işleminin birtakım sebeplerden dolayı yeni yıla ötelendiği ayrıca protokolde işe iade veya başka bir hak talep edilmemesine karşılık fesih işleminin yeni yılda yapılabileceği hükmü mevcutsa da işe iade davası açmama konusunda baştan yapılacak bir feragatın da yasal olarak mümkün olmadığı, davalı şirketin eski organizasyon şemasında işyerinde teknik işler genel müdür yardımcılığı ve mali ve idari işler genel müdür yardımcılığı görevlerinin bulunduğu tespit edilmiştir. Davacının görevi mali ve idari işler genel müdür yardımcılığı görevidir ve davacının görev yaptığı birime mali işler şefi, mali işler memuru ve idari işler amiri bağlıdır. Mali işler genel müdür yardımcılık görevi yeni organizasyon şemasında kaldırılmışsa da yukarıda sayılan bağlı birimlerin bu sefer mali ve ticari işler müdürü olarak atanan ….’a bağlı çalıştıkları tespit edilmiştir. Bu atama 17.12.2013 tarihinde davacının iş akdinin feshinden önce yapılmıştır. Davacının görev tanımı altındaki işlerin ortadan kalktığına dair bir tespite ulaşılamamıştır. Sadece bu işler genel müdür yardımcısı sıfatıyla davacı ve maiyetindeki elemanlarla yapılırken bu sefer genel müdür yardımcılığı görevi kaldırılarak müdür unvanına bağlı yine yardımcı personellerle yürütülmeye devam edilmiştir. Davacıya mali ve ticari işler müdürlüğü unvanıyla çalışması konusunda bir teklifte bulunulmadığı,feshin son çare olması ilkesine uyulmadığı gerekçesiyle feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanununun 20.maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, resen dikkate alınması gerekir.
İşveren fesih bildiriminde bulunmuş, ancak bunu tebliğ etmemiş olmasına rağmen, örneğin, işçi, işvereni şikayet ederek, fesih bildiriminin yapıldığı tarihi kesin olarak belirleyecek bir işlem yapmışsa, artık bu tarihin esas alınması uygun olacaktır. Bu anlamda işverenin fesih bildiriminin tebliğden imtina edildiği tutanakların tutulduğu tarih, tutanak düzenleyicilerinin doğrulaması halinde tebliğ tarihi sayılacaktır. …i fesih halinde dava açma süresi, eylemli feshin yapıldığı tarihten itibaren işler. Fesih bildirimine karşı idari itiraz yolu öngören personel yönetmeliği ya da sözleşme hükümleri, dava açma süresini kesmeyeceği gibi, işçinin bu süre içinde hastalığı nedeni ile rapor alması da bu süreyi durdurmayacaktır.
İş sözleşmesinin önel verilerek feshi halinde, dava açma süresi önelin sona ereceği tarihte değil, işverenin fesih bildirimini tebliğ ettiği tarihten başlar.
Somut uyuşmazlıkta, davacının imzasını taşıyan tarihsiz 5 maddeden oluşan protokolün 1. maddesinde; şirketin zarar etmesi sebebiyle şirket yapısında yapılan değişiklikler sonucu davacının iş akdinin 08.11.2013 tarihinde feshedilmesine karar verildiği, 2.maddesinde, …’nın fesih işleminin yılbaşından sonra yapılması yönünde talepte bulunmasına işe iade ve başkaca bir hak talep etmemesi karşısında olumlu bakılacağının bildirildiği 3.maddede, …’nın işsizlik sigortası ve sağlık hizmetlerinden daha uzun faydalanmak için istifa etmesinin iyi bir yöntem olmadığını bildirdiği, 4.maddede, … ay sonuna kadar ücretli izinli olacağı, ayrılma esnasında kıdem, ihbar tazminatı, ikramiye, kullanılmamış yıllık izin ücretleri gibi hakları ile ilave 2 maaş ücret ödeneceğini kabul ettiği 5. maddesinde …’nın Kasım Ayında 20 gün ücretli idari izinli, Aralık Ayında ücretsiz izinli olacağı kararlaştırılmış ve Davacı ile İşletme Müdürü Haluk İncedoğan ve Genel Müdür … tarafından imzalanmıştır. Davacı tarafça imzalı yıllık izin formlarında davacının 09/11/2013-01/12/2013 arası ücretli idari izinli olduğu, 01/12/2013-11/12/2013, 11/12/2013-21/12/2013, 21/12/2013-01/01/2014 arası ücretsiz izinli olduğu, Ocak 2014 bordrosunda Prim: 25.796,00 TL, İzin: 47.149,36 TL, İhbar tazminatı: 28.455,92 TL, kıdem tazminatı: 43.140,11 TL olmak üzere net toplam 108.505,93 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça bordroya ihtirazi kayıt konulmamış, protokol hükümleri aynen uygulanmıştır.
O halde iş akdinin feshine dair protokol 08/11/2013 tarihinde imzalanmış karşılıklı anlaşma ile fesih 02.01.2014 tarihine ötelenmiştir. Gerek dava ve gerekse cevap dilekçesinde bu duruma yer verildiği gibi davalı tanıkları da davacıyla işverenin fesih konusunda iki ay öncesinde anlaştığını beyan etmişlerdir. Bu tarihten itibaren 1 aylık yasal süre aşıldıktan sonra 31/01/2014 tarihinde davanın açılmış olması karşısında davanın reddine karar vermek gerekirken hatalı değerlendirme ile kabulü cihetine gidilmesi bozmayı gerektirmiştir.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3.Alınması gereken 29,20 TL peşin harçtan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,00 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4.Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı yargılama gideri 347,60 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6.Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
7.Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 11/05/2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.