Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/9861 E. 2015/9976 K. 26.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/9861
KARAR NO : 2015/9976
KARAR TARİHİ : 26.05.2015

Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü :Alacak

Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün süresi içinde taraflarca temyiz edilip incelemenin Yargıtayca duruşmalı olarak yapılması davacı-k.davalı … vekili Av….. tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 26.05.2015 günü belirlenen saatte temyiz edenler davacı-k.davalı …. vekili Av…. …. ile davalı-k.davacı …… vekili Av…. …… geldi. Gelenlerin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı-karşı davacının tüm, davacı-karşı davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı-karşı davalı vekili, müvekkilinin davalı-karşı davacıya ait işyerinde çalışırken uygulanan mobbing nedeni ile iş sözleşmesini feshetmek zorunda kaldığını, fazla mesai yaptığını, hafta tatilleri ile milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, yıllık izinlerini tam olarak kullanmadığını, 2008 yılında ücretinin 1540,00 TL olmasına rağmen sonraki yıllarda ücretinin düşürüldüğünü iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalı-karşı davacıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, davacı-karşı davalı işçinin iddialarının asılsız olduğunu,başka bir yerde daha yüksek ücretle iş bulduğundan işten kendisinin ayrıldığını, fazla mesai yapmadığını, hafta tatilini kullandığını, ne kadar ücret aldığının bordrolarda yazılı olduğunu savunmuş davanın reddini istemiş; karşı dava olarak da davacı-karşı davalının işten ayrılırken işyerinin gizli bilgi belgelerini gizlice aldığını, bu nedenle müvekkilinin manevi zarara uğradığından manevi tazminat ile davadan önce davacı-karşı davalıya ihtirazi kayıtla ödenen miktarın istirdadını istemiştir.
Mahkemece, davacı-karşı davalı işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği, kıdem tazminatına hak kazandığı, yıllık izin ücretinin bulunduğu, karşı davanın ise sübut bulmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
İşçinin ücretinin düşürülüp düşürülmediği ve fark ücret talep edip edemeyeceği ihtilaflıdır.
İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 62.maddesine göre, “her türlü işte uygulanmakta olan çalışma sürelerinin yasal olarak daha aşağı sınırlara indirilmesi veya işverene düşen yasal bir yükümlülüğün yerine getirilmesi nedeniyle ya da bu Kanun hükümlerinden herhangi birinin uygulanması sonucuna dayanılarak işçi ücretlerinden her ne şekilde olursa olsun eksiltme yapılamaz.
4857 sayılı İş Kanununun 22.maddesinde ise , “işveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz.İşçi çalışma koşullarında esaslı değişikliği kabul etmez ve işyerinde çalışmaya devam edilirse, değişiklik gerçekleşmemiş ve sözleşme eski şartlarla devam ediyor sayılır.
Ücret çalışma koşullarından en önemlisidir. Dolayısıyla işçinin ücretinde değişiklik çalışma koşullarında değişiklik anlamına gelir ve ücretteki aleyhe değişiklik yasanın 22.maddesi uyarınca ancak işçinin yazılı rızası alınmak kaydı ile yapılabilir.
Somut olayda, davacı-karşı davalı vekili davacının 2008 yılında ……’deki davalı-karşı davacıya ait mağazada mağaza müdür yardımcısı olarak çalışırken ücretinin prim hariç net 1540,00 TL olduğunu, bu mağazanın kapatılması ile önce ….’daki daha sonra ….’deki mağazada satış elemanı olarak çalıştırıldığını, ücretinin de 1540,00 TL’dan 1150,00 TL’sına düşürüldüğünü, 2009-2010 yıllarında 1150,00 TL; 2011-2012 yıllarında 1500,00 TL ücretle çalıştırıldığını iddia ederek fark ücret talebinde bulunmuş, mahkemece davacının uzun süre itiraz etmeden çalışması nedeni ile artık bu yönde bir talepte bulunamayacağı gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiş ise de, dinlenen ve işveren ile husumetli olmayan davacı-karşı davalı işçinin 2008 yılında çalıştığı alışveriş merkezindeki mağazanın müdürü olan tanık ……, davacı-karşı davalının ücretinin 1450,00 TL iken bu mağazanın kapatılması ile ….’daki mağazada görevlendirildiğini, hem pozisyonunun hem de ücretinin düşürüldüğünü, 1200,00 TL ücretle çalışmaya başladığını beyan etmiştir. Bu delil durumuna göre davacı-karşı davalının rızası dışında ücretinin düşürüldüğü yönündeki iddiasını ispat ettiği kabul edilmelidir. Bu nedenle davacı-karşı davalı işçinin iddiasını ispat ettiği ölçüde yani tanığının beyanındaki gibi 2008 yılında net 1450,00 TL ücret ile çalışırken 2009-2010 yıllarında ücretinin 1200,00 TL’ye düşürüldüğü kabul edilerek fark ücret talebinin hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile talebin reddine karar verilmiş olması hatalı olmuştur.
O halde davacı-karşı davalı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davacı-karşı davalı yararına takdir olunan 1.100,00 TL avukatlık ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine, temyiz harcının istek halinde davacı-karşı davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalı-karşı davacıya yükletilmesine, 26.05.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.