Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/9652 E. 2015/7208 K. 16.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/9652
KARAR NO : 2015/7208
KARAR TARİHİ : 16.04.2015

İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK’nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili; taraflar arasındaki iş sözleşmesinin davalı işveren tarafındna haklı bir sebebe dayanmaksızın feshedildiğini belirterek bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, iş sözleşmesinin davacının eylemleri sebebiyle haklı nedenle feshedildiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamına göre; davacı hakkında 30.5.2013 tarihinde işyerinde başka bir işçi ile cinsel ilişkiye girmekten tutanak tutulduğu, 5.6.2013 tarihinde davacının işverenin izni olmadan vardiyasını diğer güvenlik elemanı ile değişmesi ve diğer çalışanların ifadelerine göre yine işyerinde başka bir işçi ile cinsel ilişkiye girmekten işlem yapılarak savunmasının istendiği anlaşılmaktadır. Öncelikle mahkemece davacı ile vardiya değiştiren işçi hakkında işlem yapılmamasının eşit işlem borcuna aykırı olduğu belirtilmişse de fesih bildirmine göre davacıya atfedilen tek eylem vardiyasını işverenden izin almadan değiştirmek değil aynı zamanda işyerinde cinsel ilişkiye girmek olup bu bakımdan işveren tarafından eşit işlem borcuna aykırı davranıldığı düşünülemez. Ayrıca yukarıda değinildiği üzere davacı hakkında tutulan tutanaklar ve mahkeme huzurundaki yeminli ifadelerinde davalı tanıklarının davacıya atfedilen eylemleri doğrulaması ve bu ifadelerin kendi içerisinde tutarlılık arzetmesi karşısında daha sonra sunmuş olduğu dilekçeyle davalı tanığı Harun’un ifadesinden dönmesi esasa etkili görülmemiştir.Yine ifadesinden dönen tanık Harun dışında ifadesine başvurulan tanık Ömer’in ifadeleri de 5.6.2013 tarihli davacıya atfedilen eylemlerin ispatı bakımından da yeterli görülmüştür. Şu halde yapılan tespitlere göre davalının iş akdini feshi haklı nedene dayanmakta olup davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 16.4.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.