Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/5877 E. 2015/4243 K. 12.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5877
KARAR NO : 2015/4243
KARAR TARİHİ : 12.03.2015

İş Mahkemesi
Dava Türü : İşe iade

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 15.07.2010 tarihinden itibaren elektrik teknikeri – elektrik bakım elemanı olarak çalışmaya başladığını, iş akdinin İş Kanunu 25/2-b,h fıkraları gereği 30.04.2014 tarihinde feshedildiğini, … İş Sendikasının davalı işyerinde örgütlendiğini ve ÇSGB’ye yetki talebinde bulunduğunu, Bakanlığın 06.01.2014 tarihli yazısıyla da toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olduğunun tespit edildiğini; davacının sendikanın işyeri temsilcisi olduğunu, sendikanın örgütlenmesi sonrasında sendikalı işçilere işveren tarafından baskı uygulandığını, sendika kayıtlarından da anlaşılacağı üzere bazı işçilerin bu baskı nedeniyle sendikadan istifa ettiklerini; işveren tarafından davacıya hitaben yazılan 25.04.2014 tarihli yazıda davacının işine ilişkin esaslı değişiklik yapıldığının bildirildiğini; İş Kanununa göre iş akdinde esaslı değişiklik yapılması halinde bunun davacı tarafından 6 günlük süre içinde kabulü gerektiğini ancak davacının böyle bir kabulü olmadığı gibi davacıya yüklenmek istenen işin de yapmakta olduğu işle hiçbir alakası bulunmadığını; İş Kanunu’nun 20/2 maddesi uyarınca feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğünün işverene ait olduğunu ancak fesih bildiriminde feshin sebeplerinin bildirilmediğini, bu nedenle feshin haksız olduğunu; davacının sendikanın işyeri temsilcisi olduğunun işverene 20.01.2014 tarihli yazısıyla bildirildiğini, sendika üyeliği ve temsilciliği öğrenildikten sonra davacıya yönelik baskıların başladığını ve haksız tutanakların tutulduğunu, tutanakların görev değişikliğine ilişkin olduğunu ve davacıdan göreviyle hiçbir ilgisi olmayan işleri yapmasının istendiğini; davacının iş tanımının belirli olup elektrik teknisyeni olduğunu, buna rağmen kendisinden savunma istendiğini, kınama cezası verildiğini ve cep telefonu kullandığı gerekçesiyle savunmasının istendiğini; davacının savunmasının istendiği yazıda cep telefonu kullandığını tespit eden kişinin fabrika müdürü Ş.. K.. olduğunun belirtildiğini, oysa aynı fabrika müdürü tarafından yapılan 28.03.2011 tarihli tebliğde işyerinde kimlerin hangi durumlarda cep telefonu kullanacağının belirtildiğini ve bakım elemanlarının cep telefonu kullanabileceklerinin belirtildiği, buna rağmen bu konuda tutanak tutulmasının haksız olup sendikal nedenle işten çıkarmalara yönelik göstermelik sebep olduğunu öne sürerek davacının işe iadesine ve sendikal tazminat ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının iş akdinin İş Kanunu’nun 25. maddesi gereğince haklı nedenle feshedildiğini, işyerinde dizayn ve imalatı tamamen bakım ekibi tarafından yapılmış olan atık bertaraf sisteminde görevli personelin uzun süre raporlu olması nedeniyle sistemin çalışamaz duruma geldiğini, sistemin, çalışma ve işleyişi bilen davacı ve bakım ekibi tarafından yürütülmesi ve bu görev esnasında başka görev verilmeyeceğinin davacıya ve bakım ekibine tebliğ edildiğini, davacının bu duruma karşı çıktığını ve kendisine verilen görevi yerine getirmediğini, yapılacak olan işin davacının iş tanımına uyduğunu ve davacının haksız olarak kendisine verilen görevi kabul etmediğini ve kendisine verilen işi yerine getirmediğini, davacının yasak olmasına rağmen fabrika içerisinde birçok defa mesai saatleri içerisinde telefonla konuşurken ve telefonla ilgilenirken yakalandığını, bu hareketlerine karşı savunmasının alındığını ve disiplin uyarı cezası da verildiğini, bununla birlikte davacının fabrika müdürü Ş.. K..’a karşı diğer işçilerin yanında sesini yükselterek tepki gösterdiğini, davacının iş akdinin sendikal nedenlerle feshedildiği iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, işyerinde yaklaşık 35 sendikalı işçi olduğunu ve bu işçilerin sendikal faaliyetlerini hiçbir baskıya maruz kalmadan serbestçe sürdürdüklerini savunarak beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davacının işyerindeki asıl işinin elektrik bakım işi olduğu, davalı tarafından davacıya hitaben yazılan 25/04/2014 tarihli yazıda ve yine dosya içerisindeki daha önceki tarihli tutanaklardan anlaşıldığı üzere davacıya atık buharlaştırma ünitesinde iş verildiği, tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere atık ünitesindeki iş konusunda bilgi ve eğitim alınması gerektiği, mahiyeti itibariyle sağlığı ciddi surette tehdit edici nitelikte olduğu, davacının asıl işinin elektrik teknisyenliği olduğu düşünüldüğünde yaptırılmak istenen atık buharlaştırma işinin davacının işinde esaslı değişiklik sayılması ve esaslı değişikliğin işçiye usulünce tebliğ edilip işçi tarafından kabulünün zorunlu olması gerektiği, davacı işçinin ise işindeki esaslı değişikliği kabul etmediğini açıkça bildirdiği; yine … Sendikasının davalı işyerinde örgütlendiği, sendikanın toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi aldığı, halen sendika ile davalı işyeri arasında anlaşma sağlanamadığı, işyerinde grev olduğu, davacının sendika baştemsilcisi olduğu, sendikalaşma konusunda öncü faaliyetlerde bulunduğu, işyeri sendika temsilcilerinin, sendika tarafından işyerine bildirildiği, davacı hakkında tutanaklar tutulması işlemleri ile esaslı iş değişikliğinin, sendika temsilciliğinin işverene bildirilmesinin ardından yapıldığı, davalı savunmasında geçen davacının mesai saatinde cep telefonu kullanarak işini aksattığının bakım elemanlarının cep telefonu kullanabileceğine dair tebliğ uyarınca geçerliliğinin olmadığı hususları dikkate alındığında davacı hakkında tutanaklar tutulmasının ve esaslı iş değişikliği yapılmasının nedeninin davacının sendika baştemsilcisi olma yönündeki kanaati güçlendirdiği gerekçesiyle feshin geçersizliğine, davacı işçinin işe iadesine karar verilirken, davacının kararın kesinleşmesinden itibaren 10 iş günü içinde işe başlamak üzere işverene başvurması sonucunda işverence işe başlatılmadığı takdirde davacının 12 aylık brüt ücreti tutarında sendikal tazminatın davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca, mahkemece feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işçinin başvurusu üzerine işveren tarafından bir ay içinde işe başlatılmaz ise, işçiye ödenmek üzere en az 4, an çok 8 aylık ücreti tutarında tazminatın belirlenmesi gerekir. Dairemizin yerleşik uygulaması gereği, iş güvencesi niteliğindeki bu tazminat işçinin kıdemi, fesih sebebi gibi olgular dikkate alınarak belirlenmelidir. Maddenin alt ve üst sınırları aşılamaz. Üst sınırın aşılmasının tek istisnası 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25. maddesindeki sendikal nedenle yapılan fesihlerdir. Bu kanun yürürlüğe girdikten sonra sendikal nedenle yapılan fesihlerde tazminat; işçinin başvurusu, işe başlatma ve başlatılmama şartına bağlı olmaksızın işçinin en az bir yıllık ücreti tutarında belirlenecektir. Dairemizin uygulaması bu yöndedir.
Somut olayda, davacının asıl işinin elektrik teknisyenliği olması nedeniyle yaptırılmak istenen atık buharlaştırma işinin davacının işinde esaslı değişiklik sayılması ve esaslı değişikliğin işçiye usulünce tebliğ edilip işçi tarafından kabulünün zorunlu olması gerektiği açıktır. Bu nedenle davacının işe iadesine karar verilmesi isabetlidir. Yine, Türk Metal Sendikasının davalı işyerinde örgütlendiği, davacının sendika baş temsilcisi olduğu, sendikalaşma konusunda öncü faaliyetlerde bulunduğu, işyeri sendika temsilcilerinin, sendika tarafından işyerine bildirildiği, davacı hakkında tutanaklar tutulması işlemleri ile esaslı iş değişikliğinin, sendika temsilciliğinin işverene bildirilmesinin ardından yapıldığı anlaşıldığından mahkemece sendikal tazminata hükmedilmesinde de bir isabetsizlik bulunmamakta olup davalının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
Ne var ki, davacı işçinin işe iadesine karar verilirken, davacının kararın kesinleşmesinden itibaren 10 iş günü içinde işe başlamak üzere işverene başvurması sonucunda işverence işe başlatılmadığı takdirde davacının 12 aylık brüt ücreti tutarında sendikal tazminatın davacıya ödenmesine karar verilmiş olup sendikal nedenle yapılan fesihlerde tazminatın işçinin başvurusu, işe başlatma ve başlatılmama şartına bağlı tutulması hatalı olup bozma nedenidir.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1.Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3.Davacının yasal sürede işe başvurmasına rağmen, davalı işverence süresi içinde işe başlatılması yada başlatılmaması şartına bağlı olmaksızın belirlenen 1 yıllık ücreti tutarındaki SENDİKAL TAZMİNATIN davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4.Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5.Alınması gerekli 27.70 TL harçtan peşin alınan 25.20 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.50 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6.Davacının yaptığı 135,75 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7.Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8.Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
9.Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yüklenmesine, 12.03.2015 tarihinde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.