Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/5633 E. 2015/7106 K. 14.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5633
KARAR NO : 2015/7106
KARAR TARİHİ : 14.04.2015

İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak

Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün süresi içinde taraflarca temyiz edilip incelemenin Yargıtayca duruşmalı olarak yapılması davalı … vekili Av… tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 14.04.2015 günü belirlenen saatte temyiz eden davalı … . vekili Av… ile davacı … vekili Av… geldi. Gelenlerin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, davacının davalı …’nin değişik alt işverenler nezdinde çalıştığını, çalıştığı süre içinde sürekli fazla mesai yaptığını, ayrıca hafta tatili kullanmadığını, bunların ücretlerinin ödenmediğini, iş sözleşmesinin feshinde ödenen kıdem ve ihbar tazminatının sosyal yardımlar dikkate alınmadığından eksik olduğunu iddia ederek fark kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla mesai ve hafta tatili ücretlerinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı … vekili, davalı müvekkilinin asıl işveren olmadığını, husumetten davanın reddi gerektiğini, iddialarının asılsız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacının fazla mesai yapıp yapmadığı, hafta tatillerinde çalışıp çalışmadığı ihtilaflıdır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda tanık anlatımları ve CD hesaplamalarda dikkate alınmış ise de, davacı tanıklarının aynı istemlerle dava açan, davalılar ile husumetli olan kişiler olması nedeni ile tek başına beyanlarına itibar edilmesi mümkün değildir. Davacı vekilinin sunduğu CD’ye (compact disk) ise, hangi ortamda ne şekilde kaydedildiği, gerçekten davalı taraf yetkililerine ait konuşmalar olup olmadığı belli olmadığından delil olarak itibar edilmesine olanak yoktur.
6100 sayılı HMK’nun 220.maddesi,”(1) İbrazı istenen istenen belgenin ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteği kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahun belgenin var olduğu resmi bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin süre verir. (2)Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkar eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı halde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. (3) Belge ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkar eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın tarafın beyanını kabul edebilir.” hükmünü amirdir.
Bu itibarla davacının fazla mesai yaptığını ve hafta tatillerinde çalıştığını iddia ederek iddiasını ispat için tanık deliline dayanmasına karşılık davalıların davacının fazla mesai yapmadığını, hafta tatillerinde çalışmadığını, haftalık mesaisinin 45 saati aşmadığını ileri sürmesi karşısında, işveren olarak işçinin çalışma gün ve saatlerine, çalışma düzenine ilişkin kayıt ve belge düzenlemekle yükümlü olmaları gereği nedeni ile davalılara HMK’nun 220.maddesine uygun biçimde davacının çalışma gün ve saatlerine ilişkin bilgi belgeleri özellikle davacının bir mağazada tanzim ve teşhir işi yaptığı dikkate alındığında rut kayıtlarını sunmaları için süre verilmeli, sonucuna göre davacının mağazada tanzim ve teşhir için geçerdiği süre, sorumluluk alanındaki mağaza sayısı ve mağazalar arası ulaşımda geçirdiği süre gözönünde bulundurularak fazla mesai yapıp yapmadığı, hafta tatillerinde çalışıp çalışmadığı konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi heyetinden denetime elverişli rapor alınarak talepler hakkında bir karar verilmelidir.
Ayrıca bu davada sezon tabir edilen dönemin Nisan-Eylül ayları arasındaki dönem olarak kabul edilmesine rağmen, aynı gün temyiz incelemesi yapılan 2015/8312 Esas sayılı davada Mayıs-Eylül; 2015/5631 Esas sayılı davada ise Mart-Kasım ayları arasındaki dönemin sezon olarak kabul edilmesidir. Görüldüğü üzere işlerin yoğun olduğu sezon her bir dosyada farklı alınmıştır. Davalıların yaptığı iş dikkate alınarak sezonun hangi ayları kapsadığı konusundaki çelişki ve farklı uygulama üzerinde durularak bu husustaki karışıklık da giderilmelidir.
Öte yandan kabule göre de, davacı vekili dilekçesinde davacının sezonda ayda 10 gün 7.30-22-24.00 saatleri arasında çalıştığını beyan ve kabul ettiği halde talep aşılarak davacının sezonda her gün 7.30-23.00 saatleri arasında çalıştığı kabulüne göre fazla mesai ücretinin hesaplanması doğru olmamıştır.
3-6100 sayılı HMK’nun yürürlüğe girdikten sonra açılan bu davayı davacı vekili belirsiz alacak davası olarak açtığı halde hüküm altına alınan kıdem tazminatı dışındaki alacaklara dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi hatalıdır.
O halde davacı ve davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalı taraf yararına takdir olunan 1.100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya, 1.100,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 14.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.