Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/497 E. 2015/5546 K. 25.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/497
KARAR NO : 2015/5546
KARAR TARİHİ : 25.03.2015

Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : Alacak

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2–Davacı, davalı işyerinde 08.07.2010-19.07.2012 tarihleri arasında kamyon şoförü olarak çalıştığını, gerekçe gösterilmeden iş akdinin feshedildiğini, son ücretinin 1.050,00 TL olduğunu, mesai saatleri haftada 7 gün 07:00-18:00 arasında olmasına rağmen bordoda çok az fazla mesai gösterilerek ödeme yapıldığını, genel tatil günlerinde çalıştığı zamlı ücret ödenmediğini, yıllık izin kullanmadığını bildirerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti genel tatil ücreti ve hafta tatili alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41 inci maddesindeki, fazla çalışma süresinin toplamının bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir.
Davacı dava dilekçesinde haftada 5 gün 08:00-17:00 ve Cumartesi 08:00-12:00 saatleri arasında çalıştığını iddia etmiştir.
Davalı ise çalışma saatlerinin 5 gün 08-17.00 ve cumartesi günü 08-12.00 saatleri arasında olduğunu, şantiyede kışın çalışma olmadığını savunmuştur.
Mahkemece davacının fazla mesai alacağı talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Duruşmada dinlenen davacı tanıklardan B.. İ.. mesainin 07.00-18.00 arasında olduğunu çok nadir olarak akşam 22.00’a kadar çalıştıklarını bu durumun yılda 20 gün kadar olduğunu, ancak fazla mesai yaptıklarında ücretlerinin ödendiğini şirkette yaz kış ara verilmeden çalışıldığını 2012 yılı kışında 3 ay kadar ara verildiğini, bu dönemde 10 günde 1 nöbete gelindiğini cumartesi ve Pazar aynı şekilde çalıştıklarını beyan etmiş, diğer davacı tanığı F.. S.. da aynı beyanlarda bulunmuş yılda ortalama 60 gün kadar saat 23.00’e kadar fazla çalışmalarının ücretinin ödendiğini beyan etmiş, davalı tanıkları ise mesainin 07.30 ve 17.00 arasında olduğunu yazın Haziran, Temmuz, Ağustos aylarında işin yoğunluğuna göre yaklaşık 20 gün 17.00’dan sonra 2 saat fazla çalışma olduğunu cumartesi öğleye kadar çalıştıklarını ve 1 Aralık-1 Mart arasında çalışma olmadığını beyan etmişlerdir.
Somut olayda her ne kadar bilirkişi tarafından saat 18.00’dan sonra fazla mesai yapıldığında ödendiği beyan edildiğinden çalışılmadığı beyan edilen 1 Aralık-28 Şubat kış dönemi hariç haftada 9 saat fazla mesai ücreti hesaplanacağı, dosyada bulunan bazı bordrolarda fazla mesai ödemesi görünmekte ise de bu ödemenin davacı tanıklarının beyanlarında geçen yılda 20-60 günlük dönemde yapılan 2-3 saatlik fazla mesainin karşılığı olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmışsa da fazla mesai yapıldığının ispatı davacıya, bu fazla mesailerinin ücretlerinin ödendiğinin ispatı ise davalıya aittir. Davalı fazla mesai ücretlerinin ödendiğini tanık beyanlarıyla ispatlayamaz. Ancak yazılı bir belge ile ispatlayabilir. Davalı işverence sunulan davacıya ait bordroların incelenmesinde davacıya değişik aylarda fazla mesai tahakkuklarının yapıldığı ancak davacı tanıklarının yapılan bir kısım fazla mesai çalışmalarına ait tahakkuklarının ödendiği beyanlarının bordrolarda tahakkuk görünen aylara ilişkin olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Davalı tarafça tanıkların beyanlarında bahsedilen ve bilirkişi raporunda ödendiği kabul edilen yılda 20 veya 60 gün arası yapılan fazla mesai çalışmalarına ait ücretin ödendiği yazılı işyeri belgeleriyle ispatlanamamış ise de bordrolarda fazla mesai tahakkukları bulunmaktadır. Bilirkişi tarafından denetime elverişli bir rapor düzenlenerek tahakkuk bulunan aylarda fazla mesai ödemelerinin hesaplanan fazla mesai ücret alacağından mahsubu suretiyle fazla mesai alacağının tespiti gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle tanıkların beyanlarına dayanarak bir kısım fazla mesai ücretlerinin ödendiğinin kabulü suretiyle yapılan hesaplamaya dayanarak hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine 25.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.