YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4658
KARAR NO : 2015/17196
KARAR TARİHİ : 30.09.2015
Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, iş akdinin 01.02.2013 tarihinde eylemli olarak davalı işverence sonlandırıldığını ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı, posta ayrım ve dağıtım işlerinin 5584 sayılı yasanın 10. Maddesi uyarınca ihale yoluyla taşeron firmalara yaptırıldığını, husumet itirazında bulunduklarını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı işverenin, hizmet akdinin ihbar ve kıdem tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona erdiği yolundaki ispat külfetini yerine getirmediği, alt iş verenin ihale süresinin sona ermesi sebebi ile davacının hizmet akdinin feshedildiği, İş Kanununun 2/6 maddesindeki düzenleme doğrultusunda davalı …’nün asıl işveren konumunda olması sebebi ile pasif dava ehliyetine sahip olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı ve davalı …’nin harçtan muaf olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda, dosyada dağıtıcının kime hangi gönderiyi yaptığına dair tebliğ akıbetini ve barkod numarasını gösteren cihet listelerinin bir kısmı ile 22.06.2011-13.12.2012 tarih aralığını kapsayan AC Hareket listeleri ve Mart 2011-Temmuz 2011 tarihleri arası aylara ait personel devam kontrol cetveli bulunmakta ise de bu belgelerin işyerine giriş-çıkış saatlerini göstermediğinden hesaplamaya elverişli olmadığı, keza sadece Kasım 2012-Ocak 2013 dönem bordrolarının sunulduğu ve bordroların fazla çalışma tahakkuku içermediği anlaşılmakla hesaplamanın tanık beyanlarına göre yapılması yerindedir.
Ancak davacı, haftanın 6 günü 08:30-17:30 saatleri arasında çalıştığını iddia etmiş olup, buna göre haftanın 6 günü 9 saat üzerinden yasal 1 saatlik ara dinlenme süresi düşülerek hesaplama yapıldığında yasal 45 saati aşan haftalık 3 saat fazla mesaisinin bulunduğu, davacı ile işyerinde aynı işi yapan kendi tanıkları ve işyerinde halen şef olarak çalışan davalı tanığı …, davacının haftanın 5 günü 08:30-17:30 saatleri arasında, cumartesi günleri ise 08:30-13:00 saatleri arasında çalıştığını beyan etmişlerdir. Buna göre davacı haftanın 6 günü 08:30-17:30 saatleri arasında çalıştığı iddiasını ispatlayamamıştır. Davacının haftalık çalışma süresinin yasal 45 saatlik sürenin altında kaldığı anlaşılmaktadır. Davacı vekili tarafından aynı mahkemenin 2013/98 Esas sayılı dosyasındaki bilirkişi raporu emsal gösterilerek davacının davalı işyerinde 5 saat fazla mesai yaptığı iddiası ile kök rapora itirazları üzerine ek raporda bilirkişinin, -her iki dosyanın tanık beyanlarının farklı olduğu çekincesi ile takdiri mahkemeye bırakarak- Mahkemenin 2013/98 Esas sayılı dosyasındaki tanık beyanları ve hesaplama emsal alınmak suretiyle davacının haftalık 5 saat fazla mesai yaptığının kabul edilmesi halinde alabileceği fazla mesai ücretinin hesaplandığı, Mahkemece ek rapordaki hesaplama yöntemi ve miktar kabul edilmek, dolayısıyla başka bir dosyadaki(aynı mahkemenin 2013/98 Esas sayılı dosyası) tanık beyanları dikkate alınmak suretiyle fazla mesai alacağının kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece tanık beyanlarının farklı olması gözardı edilerek Mahkemenin 2013/98 Esas sayılı dosyasındaki bilirkişi raporu emsal alınmak suretiyle fazla çalışma alacağının kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
3-Davalı … harçtan muaf olmayıp davanın kısmen kabulüne karar verildiğinden karar ve ilam harcından muaf tutulması da hatalıdır.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 30.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.