Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/43966 E. 2015/26128 K. 22.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/43966
KARAR NO : 2015/26128
KARAR TARİHİ : 22.12.2015

Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen ihtiyati haciz talebinin kabulüne ilişkin karara itirazın reddine dair verilen kararın, Yargıtay’ca incelenmesi İtiraz Eden (davalı) vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Karşı taraf (Davacı) vekili, müvekkilinin 21.12.2011-28.11.2014 tarihleri arasında davalıya ait kırtasiyede satış ve pazarlama elemanı olarak çalıştığını, 2014yılı 8.ayından itibaren maaşlarının eksik ve düzensiz ödendiğini, yıldırma politikası uygulanarak tuhaf davranışlar sergilendiğini, bu nedenle iş sözleşmesini 1475 sayılı Yasa’nın 14/5.maddesine göre feshettiğini, aylık ücretinin 2500,00 TL olduğunu, 2,5 aylık ücretinin ödenmediğini, yıllık izinlerini kullanmadığını, fazla mesai yaptığını iddia ederek 6.250,00 TL ücret, 1.000,00 TL kıdem tazminatı, 500,00 TL fazla mesai, 250,00 TL milli bayram ve genel tatil çalışma ücret alacaklarının tahsilini aynı zamanda….,…,…. plaka sayılı araçlara davalının mali durumunun bozuk olması, çeklerini kırdırması nedeni ile ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.
Davalı (itiraz eden )vekili, davacının namazı bahane ederek her namaz vakti 1 saat işyerini terkettiğini, devamsızlık yaptığını, habersiz sipariş verdiğini, işverene saygısız davrandığını, ücretinin ödendiğini, ödenmemiş ücretinin kalmadığını, yıllık izinlerini kullandığını beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkemece 23.12.2014 tarihinde tensip tutanağının 11 numaralı bendindeki ara kararla alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirmesi nedeni ile talebin reddine karar verilmiştir. 04.06.2015 tarihli duruşmada taraf tanıkları dinlenmiş, yıllık izin belgeleri ile ilgili imza inkarı nedeni ile imza incelemesi ile gerekli usuli işlemler yapılmaya başlanmıştır. Ayrıca emsal ücret araştırması da yapılmıştır.
Davacı vekili 02.11.2015 tarihinde davalının mali durumun bozuk olması, çeklerini kırdırması ve işyerini boşaltması nedenleri ile araçların plakalarının ihtiyaten haczini talep etmiştir 02.11.2015 tarihinde mahkeme dilekçe üzerine el yazısı ile yazmak sureti ile alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden talebin ikinci kez reddine karar vermiştir. Talebin reddinden sonra davacı vekili, davalının muhasebecisi…. adına …. Kırtasiye Turizm Tekstil Sanayi ve Tic. Ltd. Şirketi adında muvazaalı olarak bir şirket kurup işyeri açarak eşyaları buraya taşıdığını, boş olan davalı işyerine (…. Mah. …. Caddesi…. Apartmanı No:48/2) kardeşinin eşinin Zoralım Bilgi Sistemleri Bilgisayar Kırtasiye İnternet İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd. Şirketi adında bir şirket kurduğunu, açıkça muvazaalı işlemler yaptığını, mal kaçırdığını, dosyada tanıkların dinlendiğini, davanın bilirkişi aşamasında olduğunu belirterek araçların plakalarının ihtiyaten haczini talep etmiştir.
Mahkemece, 10.11.2015 tarihli ek karar ile…Bu defa verilen 06.11.2015 tarihli dilekçe ekinde yer alan ticaret sicil kayıtları ve bu dilekçede yer alan anlatıma göre ihtiyati haciz kararı verilmesi lüzumu doğmuştur.” denilerek yaklaşık ispat koşulunan gerçekleştiği gerekçesi ile davalının …. ….., … plaka sayılı araçları üzerine, muhtemel alacak miktarı olan 33750 TL alacağın %15’i oranında teminat karşılığında ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiştir.
Davalı (itiraz eden) vekilinin bu karara yönelik itirazı ise dilekçe üzerine yazılmak sureti ile reddedilmiştir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 257.maddesinde, “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1 – Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2 – Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”;
258.maddesinde, “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
265.maddesinde ise; “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri yeralmaktadır.
Yukarıdaki yasal düzenlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; öncelikle mahkemenin davalı (itiraz eden) vekilinin ihtiyati hacze yönelik itirazını duruşma açmadan evrak üzerinde dilekçenin üzerine elle yazmak sureti ile reddetmesi usule aykırı olmuştur.
Öte yandan davalı vekilinin sunduğu belgeye göre davalının esnaf ve sanatkarlar odasına kaydının devam ettiği anlaşılmaktadır. Davalının işyerini boşalttığı, mallarını kaçırma hazırlığında olduğunu mahkemeye kanaat verecek şekilde ispat ettiği kabul edilemez. Öte yandan davada tanıklar dinlenmiş ise de davalı vekilinin beyanına göre emsal ücret araştırma sonucunun davacının iddiasının çok altında geldiği, henüz bilirkişi raporu alınmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla dava konusu edilen alacakların varlığı ya da yokluğu veya miktarı belli değildir ve yargılamayı gerektirmektedir. Bu durumda ihtiyati haciz talep eden davacının, alacağı ve haciz sebeplerinin varlığını ihtiyati haciz verilmesini gerektirir biçimde delillendirdiği söylenemez. Başka bir anlatımla davacı ihtiyati haciz için gerekli olan “yaklaşık ispat” yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Bu nedenle ihtiyati hacze itirazın kabulü ile verilen ihtiyati haczin kaldırılması gerekirken itirazın reddi hatalı olmuştur.
O halde itiraz eden (davalı) vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, 22/12/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.