Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/4380 E. 2015/5930 K. 31.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4380
KARAR NO : 2015/5930
KARAR TARİHİ : 31.03.2015

İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak

Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi süresi içinde davalı vekili tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 31.03.2015 günü belirlenen saatte temyiz eden davalı … vekili Av. … geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Gelenin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafın sözlü açıklamaları dinlendi.Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde çalışmakta iken 15/11/2013 tarihinde haksız olarak işten çıkarıldığını, fazla mesai yaptığını, hafta tatilleri ile milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia ederek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davalı şirketin ilaç tanıtım ve satış işlemlerini “tıbbi tanıtım temsilcisi” olarak adlandırılan çalışanlar aracılığı ile gerçekleştirdiğini, bölge müdürlerine bağlı olarak çalışan tıbbi tanıtım temsilcilerinin tanıtımından sorumlu oldukları ilaçların aynı zamanda satışının baz alındığı bir hesaplama ile prime hak kazandıklarını, davacı işçinin de davalı şirkette tıbbi tanıtım temsilcisi olarak sabit ücret artı prim sistemi kapsamında çalıştığını, davalı şirketin de birçok ilaç firması gibi prime esas sayısal verilerin tespiti için uluslararası … isimli şirketten hizmet aldığını, ilaç firmalarının gelen siparişler üzerine ilaçlarını depolara sattığını, tıbbi tanıtım mümessillerinin de sorumlu oldukları ilaçların tanıtımlarını görev alanındaki bölgede yer alan doktor ve eczanelere yapmak suretiyle depolardaki ilaçların eczaneler tarafından tercihen alınmasını, yani depolardan eczanelere satılmasını sağlamak olduğunu, depoların da eczanelerden gelen siparişler ile sağlanan satış bilgilerini … ile imzaladıkları anlaşma gereğince … isimli firmaya aktardıklarını, … firmasının da depolardan gelen bilgileri ilaç firmaları ile paylaştığını, tıbbi tanıtım temsilcisinin sorumluğundaki ilaçların depolardan eczanelere çıkış miktarı ile prime esas alınan miktarı gösteren … verilerinin aynı olması gerektiğini, … çıkış miktarının depo çıkış-satış miktarından fazla olmasının satılmamış bir ilacın satılmış gibi gösterildiği anlamına geldiğini, tanıtım temsilcileri ve bölge müdürleri tarafından … verilerinin haftalık olarak takip edildiğini, davalı şirketin bazı tıbbi tanıtım temsilcilerinin sorumlu olduğu ilaçların prime esas … çıkışlarının depo çıkış miktarlarından fazla olduğunun 2013 yılı Ağustos ayında yapılan satış-pazarlama toplantısında fark edilmesi ve sonrasında yapılan ön araştırmalar sırasında 2013 yılı Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Ağustos, Eylül aylarında bazı tıbbi tanıtım temsilcilerinin aracı kişilere komisyon vermek suretiyle prime esas … çıkışlarının depo çıkışlarından fazla gösterilmesini sağlayarak haksız prim kazandıkları yönünde ihbarlar alınması, hatta ilk aşamada sözel olarak bazı tıbbi tanıtım temsilcileri tarafından itiraf edilmesi üzerine konunun detaylı araştırılması için bir soruşturma komisyonu oluşturulduğunu, bu süreçte depolardan satış verilerini alan … adlı şirketten de sözlü ve yazılı bilgi talep edildiğini, şirket tarafından rakamların 7 depoda farklılık gösterdiğinin bildirildiğini, yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda içinde davacı işçinin de bulunduğu 153 tıbbi tanıtım temsilcisinin çalışma ve satış prensipleri haricindeki eylemlerle sanal bir satış artışı oluşturduğu, haksız prim elde ettikleri ve/veya performans takip sürecine girmemek için gerekli olan asgari %85’lik market indekse ulaştıklarının tespit edildiğini, soruşturma komisyonu tarafından hazırlanan raporda bazı çalışanların bu işi para karşılığında organize eden aracı-komisyoncu konumunda olduğu konusunda soruşturma komisyonunda güçlü ve yoğun şüphe hasıl olduğu tespitine yer verildiğini, davacı işçinin iş sözleşmesinin de 13.11.2013 tarihli rapor çerçevesinde İş Kanununu 25/II-e maddesi uyarınca bildir…iz ve tazminatsız olarak feshedildiğini, davacı işçinin doğruluk ve bağlılıkla bağdaşmayan ve sadakat yükümlülüğüne aykırılığın somut tezahürü olan davranışı nedeniyle haklı nedenle feshedildiğini, davacının prim ve maaş ile çalıştığını programını kendisinin hazırladığını, bu nedenle fazla mesai hafta tatili ve milli bayram ve genel tatil ücreti talep edemeyeceği gibi yapılan sözleşmeye göre bu çalışmaların ücrete dahil olduğunun kararlaştırıldığını, feshe konu olayla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, bunun sonucun beklenmesi gerektiğini savunmuş ve davanın reddini istemiştir.
Mahkemece haklı fesih nedenlerinin ispat edilemediği gerekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne, sair taleplerin reddine karar verilmiştir.
İş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı nedenle feshedilip feshedilmediği ihtilaflıdır.
Davacının iş sözleşmesi 15.11.2013 tarihinde kendisine haksız prim kazancı temin etmek amacı ile aracı kişilere komisyon vermek suretiyle prime esas … verilerini olduğundan fazla gösterdiği gerekçesi ile 4857 sayılı Kanun’un 25.maddesine göre feshedilmiştir. Davalı işveren davacının iş sözleşmesini bu nedenle feshettiği gibi davalının şikayeti üzerine davacının da aralarında bulunduğu 338 kişi hakkında emniyeti suistimal ve dolandırıcılık suçlarından İstanbul C. Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucunda kamu davası açıldığını, davanın İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/290 E.sayılı dosyası üzerinden devam ettiği görülmektedir. Aynı nedenle iş sözleşmeleri feshedilen işçiler tarafından açılan işe iade davalarında verilen kabul kararlarını inceleyen 7, 9 ve 22.Hukuk Dairelerince fesih tarihi itibari ile geçerli fesih nedenlerinin bulunduğu, feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığının açılacak kıdem ve ihbar tazminatı talepli davada veya ceza davasının sonucunda belirleneceği tespiti yapılmıştır. (9.Hukuk Dairesi 2014/21119 Esas gibi) bu itibarla davacının da aralarında bulunduğu 338 kişi hakkında açılan kamu davasının kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre kıdem ve ihbar tazminatı talepleri hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde taleplerin kabulüne karar verilmiş olması hatalı olmuştur.
O halde davalı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir olunan 1.100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 31.03.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.