Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/41441 E. 2016/4881 K. 29.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/41441
KARAR NO : 2016/4881
KARAR TARİHİ : 29.02.2016

Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak

YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine.
2-Davacı, davalıya ait ilaç deposunda şoför olarak çalıştığını, … Başkanlığı’nın davalı iş yerinde yapmış olduğu teftiş neticesinde kendisinin ve diğer çalışanların 01/01/2011 – 30/11/2013 tarihleri arasında ödenmeyen fazla mesai alacaklarının tespit edildiğini, davalının bu rapora itiraz etmediğini ve raporda belirtilen miktar üzerinden icra takibi başlattığını, bu icra takibine davalı tarafından kötüniyetli olarak itiraz edildiğini ve takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, müfettiş raporunu kabul etmediklerini, davacının talebinin icra takibine değil yargılamaya konu edilmesi gerektiğini, iddia edilen alacağın likit olmadığını bu nedenle icra inkar tazminatı talebinin de hukuki olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının fazla çalışma yaptığı kabul edilmiş ve yapılan hesaplamadan müfettişin çalışma saatlerine ilişkin tespiti yazılı belge kabul edilmeyerek hakkaniyet indirimi yapılıp davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacının yapmış olduğu ve ücreti ödenmeyen fazla çalışma sürelerinin ve buna bağlı olarak ta davacının fazla çalışma ücreti alacağının hesaplanması hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir. Fazla çalışmaların aylık ücret içinde ödendiğinin öngörülmesi ve buna uygun ödeme yapılması halinde, yıllık 270 saatlik fazla çalışma süresinin ispatlanan fazla çalışmalardan indirilmesi gerekir.
Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.
Yine işçilerin gece çalışmaları günde yedibuçuk saati geçemez (İş Kanunu, Md. 69/3). Bu durum günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden, haftalık kırkbeş saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa da günde yedibuçuk saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir.
Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41 inci maddesindeki, fazla çalışma süresinin toplamının bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca taktiri indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir.
Somut olayda; dosya içeriği, tanık beyanları ve özellikle işyerinde yapılan teftiş neticesinde … Bakanlığı müfettişlerince düzenlenen rapor göz önünde bulundurulduğunda işyerinde fazla çalışma yaptırıldığı sabittir. Ancak haftalık 50 saatlik çalışmanın üzerinde fazla çalışma ücretlerinin ödendiği de anlaşılmaktadır. Bu nedenle müfettişlerce inceleme yapılan 01/01/2011 – 30/11/2013 tarihleri arasında hiçbir dönemi dışlamadan haftalık normal çalışma süresinin üzerindeki ücreti ödenmeyen haftalık 5 saat fazla çalışma ücreti hesaplattırılmalı, bu hesaplamanın da gerek mahkemece dinlenen tanık beyanları gerekse de müfettişin dinlemiş olduğu tanık beyanlarına dayandırıldığı anlaşıldığından uygun oranlı bir takdiri indirim yapılarak hüküm altına alınmalıdır. Dosya içeriğine tam olarak uygun olmayan bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulmuş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 29.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.