Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/40611 E. 2015/26051 K. 21.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/40611
KARAR NO : 2015/26051
KARAR TARİHİ : 21.12.2015

Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : İşe İade

YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı, iş sözleşmesinin haklı ve geçerli bir neden olmaksızın gerçekte sendikaya üye olması ve üyelikten istifa etmemesi ve sendikal faaliyetin engellenmesi nedeniyle feshedildiğini belirterek, 4857 sayılı Yasanın 18. ve 21.maddelerine aykırı bir biçimde işverence yapılan feshin yerinde olmadığının tespitine, işe iadesine, ve 6356 sayılı yasanın 25. maddesi uyarınca 1 yıllık ücret tutarında sendikal tazminat ile boşta geçen süre ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, Türkiye …Sendikası … Şubesi temsilcilerinin …’ya gelerek gerçekleşmesi mümkün olmayan vaatlerle propaganda yaparak çalışanları örgütlemeye başladığını, işçilerin işveren aleyhine kışkırtıldığını, işletmede huzur ve çalışma düzeninin bozulduğunu, sendikaya üye olmak istemeyenlere baskı yapıldığını, işlerin mesai saatleri içerisinde aksatıldığı yönünde tutanak tutulması üzerine işverence duruma müdahale edilerek tespit edilenlerin iş akitlerinin haklı nedenle bildirimsiz olarak feshedildiğini, işverenin sendikaya karşı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece 31/01/2014 tarihinde işe iade ve sendikal tazminatın kabulü yönünde verilen karar Dairemizin 2014/8065-16540 E/K sayılı 09/09/2014 günlü ilamıyla fesih için geçerli bir nedenin varlığının davalı işverence kanıtlanamadığı bu nedenle feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesinin isabetli olduğu ancak sendikal tazminata karar verilmesinde yapılan araştırmanın yetersiz olduğu gerekçesiyle araştırmaya yönelik bozulmuş, Mahkemece Dairemiz bozma kararına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda 01/01/2013 tarihinden 30/04/2013 tarihine kadar davalı işveren tarafından toplam 130 işçinin işten çıkarıldığı, bunlardan sadece 25 tanesinin sendikalı işçi olduğu, kaldı ki fesihten önce davalı işyerinde davacı sendikanın işçi sayısı 116 iken fesih tarihinden sonra üye işçi sayısının 440 a ulaştığı, yani fesihten sonra davacı sendikanın davalı işyerindeki sendikalı işçi sayısının arttığı, sendika üyeliğinden istifa eden işçi sayısının 51 olduğu, bunların da Şubat/2015 tarihlerinde istifa ettikleri istifalardan sonra dahi davacı sendikanın davalı işyerinde 389 üyesinin bulunduğu ve bu üye işçilerin davalı işyerinde sendikalı olmalarına rağmen çalışmaya devam ettikleri hususu gözönüne alındığında davacı işçi tarafından davalı işverenin iş akdini sendikal nedenle feshettiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle sendikal tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Somut olayda, Dairemiz bozma kararında feshin geçersizliğine dair kararın isabetli olduğu ifade edilmiş ve bu yön bozma kararı kapsamı dışında bırakılmıştır. Bu nedenle davalının temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak Mahkemece yapılacak araştırma davanın açıldığı andaki koşullara göre ilke kararıda dikkate alınarak yapılmalı sonraki değişim ve gelişmelerde gözetilerek deliller değerlendirilmelidir. Fesihten neredeyse 2 yıl sonraki sonuç tek başına hükme esas alınamaz.
Sendikal nedenle fesih yapılıp yapılmadığı noktasında inceleme yapıldığında; davacı ve arkadaşlarının sendikaya 20-25 Nisan 2013 tarihleri arasında üye oldukları, ve üyelikten hemen sonra 24-30/04/2013 tarihinde işten çıkartıldıkları, 25/04/2013-05/05/2013 arası 10 günde 122 sendika üyesinin üyelikten istifa ettiği, davalı işverenliğin 07/04/2015 tarihli cevap yazısında üyelikten istifa eden işçilerden 27/3/2013 tarihinde istifa eden 2 işçi 30/03/2013 tarihinde istifa eden 1 işçi hariç olmak üzere üyelikten çekilerek çalışmaya devam ettikleri bunlardan 9 işçinin daha sonra başka sebeplerle işyerinden ayrıldığı yani 119 işçinin üyelikten ayrılarak çalışmaya devam ettiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
İşverence ilk olarak iş akdi feshedilen sendika üyesi işçiler …, ….ve …ın resimleri ile birlikte “Yukarıdaki işçiler işyeri huzurunu ve disiplinini bozdukları için görevlerine son verilmiş olup firmamızla herhangi bir ilişiği kalmamıştır” yazısının yemekhane panosunda asılarak işçilere gözdağı verildiği, bir kısım işçilerin sendikal hakların kullanılmasını engellemek suçu nedeniyle şikayet ettikleri işyeri yetkilileri … ve… hakkında … 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/720 Esas 2014/689 Karar sayılı 24/6/2014 tarihli kararıyla sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilerek hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı ve kararın 09/09/2014 tarihinde kesinleştiği ayrıca savcılık soruşturma dosyasında tanık olarak dinlenilen… ve bir kısım işçilerin işyerine 4. Noter Başkatibinin getirildiğini ve revirde üyelikten çekilme işlemlerinin yapıldığını ifade ettikleri ve işveren tarafından da ilk temyiz dilekçesinde istifa edecek işçilerin sayıca fazla olması nedeniyle işyerine Noter getirilerek işin aksamasının önlendiği belirtilerek bu hususun doğrulandığı tespit edilmiştir.
Fesih tarihinde üyelikten çekilmeler ve fesihler nedeniyle yetki tespiti yapılamadığı daha sonra fesihten 20 ay sonra 23/12/2014 te Türkiye …Sendikasının 1014 işçi olan işletmede 411 üye sayısına ulaştığı, gerekli çoğunluğu sağladığı yönünde 24/12/2014 tarihinde yetki tespitinin yapıldığı, davalı işverence … İş Mahkemesinin 2014/621 Esas sayılı dosyası ile yetki tespitine itiraz edildiği ve 09/04/2015 tarihinde itirazın reddine karar verildiği ve işverence temyiz edildiği, yetki tespitinden sonra da yaklaşık 51 işçinin üyelikten çekildiğinin mahkeme kararında zikredildiği ve halen çalışan sendikalı işçi sayısının 289 olup yetki tespitinden sonra üye sayısının azaldığı ve işyerine yeni işçi alımı yapıldığı tespit edilmiştir. İşverenin yetki tespitine itirazı nedeniyle Toplu İş Sözleşmesi aşaması sekteye uğramıştır.
Son olarak dinlenen davacı tanıklarını açık beyanları, davalı tanıklarının ise tevil yollu beyanlarından işyerinde sendika üyesi işçiler üzerinde baskı yapıldığı sonucuna varılmıştır.
Hal böyle olunca davacı temyizi yerinde olup davalı işveren tarafından yapılan feshin haklı ve geçerli nedene dayanmadığı, davacı ve arkadaşlarının sendika üyesi olmalarından dolayı işyerinde sendikal örgütlenmeyi ortadan kaldırmak amacıyla bu işçiler üzerinde işverenin baskı ve yıldırma politikası uyguladığı, istifa etmeleri yönünde baskı uygulanıp işyerine noter getirtildiği, işyerinde sendikadan istifa eden 122 işçinin büyük çoğunluğunun 25 Nisan-05 Mayıs 2013 tarihleri arasında yani 10 günlük sürede istifa ettiği, sendikaya üye olan ve sendikal faaliyetlerde bulunan davacı ve arkadaşlarının işten çıkarılarak diğer işçilere gözdağı verildiği yukarıda belirtilen mevcut delil durumu gözetildiğinde feshin sendikal nedenlerle yapıldığı anlaşılmakla mahkemece sendikal nedenin ispatlanmadığı gerekçe gösterilerek sendikal tazminat talebinin reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE, davacının, davalı işverene ait işyerinde İŞE İADESİNE,
3-6356 sayılı Yasanın 25/5.fıkrası uyarınca davacının işe başlatılması veya başlatılmaması şartına bağlı olmaksızın tazminat tutarının işçinin 1 (bir) yıllık ücreti olarak belirlenmesine,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine,
5-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 27.70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubuyla bakiye 3.40 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan ilk başvuru gideri 52,35 TL (2.040,00 TL: 24 adet dosya)= 85,00 TL posta ve müzekkere masrafı ile gerekçeli kararın taraflara tebliği ve dosyanın Yargıtay’a gönderilmesi için yapılan posta ve davetiye gideri 33,00 TL olmak üzere toplam 170,55 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avanslarından varsa artan miktarının ilgili tarafa iadesine,
9-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, davalıdan temyiz harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 21/12/2015 tarihinde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.