YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/39055
KARAR NO : 2016/4317
KARAR TARİHİ : 25.02.2016
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : İşe iade
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı, davalılar arasında alt işverenlik ilişkisi bulunduğunu, davalı Belediyenin davalı şirketten güvenlik hizmet alımı yaptığını, davalı şirket tarafından 31.12.2014 tarihinde …’dan çıkış verilerek iş akdinin feshedildiğini, yazılı fesih bildiriminde bulunulmadığını, sözlü bildirimde ise işin sona erdiğinin gerekçe gösterildiğini belirterek işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …, davacının iş akdinin diğer davalı şirket tarafından feshedildiğini davalı şirket, davacının asıl işverene iadesinin gerektiğini, sözleşme süresinin bitimi, işin sona ermesi nedeniyle davacının iş akdinin sonlandırıldığını, feshin haklı nedene dayandığını savunarak davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, feshin biçimsel koşullarına uyulmadığı, fesih bildiriminin yazılı olarak yapılmadığı ve fesih nedeninin açık ve kesin olarak bildirilmediği, davalı işverenin geçerli feshin varlığını da kanıtlayamadığı gerekçesiyle davacının alt işveren davalı şirkete işe iadesine, mali sonuçlardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
Dosya içeriğine göre, somut olayda davalı … temyiz dilekçesinde davacının 19.06.2015 tarihinde görevine tekrar başladığını iddia etmektedir. Dosya içerisindeki hizmet döküm cetvelinden, davacının 31.12.2014 tarihinde davalı işyerinden çıkışından sonra 07.02.2015 tarihinde dava dışı… Şirketinde yeniden işe girdiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar, dosya kapsamına göre sözü edilen şirket ile davalı … arasında bir bağlantı kurulamamakta ise de, dosyaya getirtilen hizmet döküm cetvelinin, istenildiği tarihe kadar olan giriş ve çıkışları gösterdiği, davalı … vekilinin temyiz itirazına göre davacının Belediyede yeniden işe girişinin ise 19.06.2015 tarihinde olduğu ve bu tarihin yargılama aşamasına tekabül ettiği anlaşılmaktadır.
Dava devam ederken, davacının işe başlatılmış olması aksi ileri sürülmedikçe, davalı işverenin feshin geçerli bir sebebe dayanmadığını kabul ettiği şeklinde değerlendirilmelidir. 4857 sayılı İş Kanununun 21.maddesinin 3.ve 5.fıkralarına göre, boşta geçen süre ücreti, feshin geçersizliğine ilişkin karar verilmesi ve işe başlatılmak için işverene süresinde başvurulması şartına bağlıdır. Boşta geçen süre ücretine ilişkin bu şartların yargılama sırasında davacının işe başlatılmasıyla önceden gerçekleştiği kabul edilmelidir. Bu durumda davacı işçi, açıkça feragat etmemiş veya talebini geri almamış ise boşta geçen en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının hüküm altına alınması gerekir.
Buna göre, temyiz dilekçesinde davalı Belediyece ileri sürülen bu husus, davacının işe iade talebi yönünden sonuca etkili olup bozma nedenidir. Mahkemece yapılacak iş, davacının davalı Belediyede yeniden işe girip girmediğini araştırmak ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
Kabule göre de, davalı şirket tanıklarının mahkemece dinlenilmesi gerekirken dinlenilmemesi usule aykırı ise de, davalı şirket, temyiz dilekçesinde, tanıklarını “davacının davalı Belediyenin emir ve talimatları doğrultusunda işten çıkartıldığı” konusunda dinletmek istediğini belirttiğinden bu usul hatası sonuca etkili görülmemiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 25.02.2016 gününde oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.