Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/38219 E. 2015/24859 K. 09.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/38219
KARAR NO : 2015/24859
KARAR TARİHİ : 09.12.2015

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava Türü : İşe iade

YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
İş sözleşmesinin geçerli neden olmadan davalı işveren tarafından sendikal nedenle feshedildiğini belirten davacı işçi feshin geçersizliğine ve işe iadesi ile 1 ay içerisinde işe başlatılmasına ve işe başlatılmaması halinde Sendikalar Kanunu 31. maddesi uyarınca 1 yıllık ücretinden az olmamak üzere sendikal tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece feshin geçersizliğine, davacı işçinin işe iadesine karar verilirken, feshin sendikal nedenle yapıldığı gerekçesiyle 6356 sayılı Yasanın 25/5. fıkrası uyarınca işçinin başvurusu, işverenin işe başlatmaması şartına bağlı olmaksızın davacının 1 yıllık ücreti tutarında BELİRLENMESİNE”, şeklinde hüküm kurulmuştur.
4857 sayılı İş Kanununun 21. maddesi uyarınca, mahkemece feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işçinin başvurusu üzerine işveren tarafından bir ay içinde işe başlatılmaz ise, işçiye ödenmek üzere en az 4, en çok 8 aylık ücreti tutarında tazminatın belirlenmesi gerekir. Dairemizin yerleşik uygulaması gereği, iş güvencesi niteliğindeki bu tazminat işçinin kıdemi, fesih sebebi gibi olgular dikkate alınarak belirlenmelidir. Maddenin alt ve üst sınırları aşılamaz. Üst sınırın aşılmasının tek istisnası 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 25. maddesindeki sendikal nedenle yapılan fesihlerdir. Bu maddede sendikal neden halinde takdir edilecek tazminatın işçinin en az bir yıllık ücreti tutarında belirleneceği açıklanmıştır. Dairemizin uygulaması bu yöndedir.
Ayrıca feshin geçersizliği istemi tespit niteliğinde olduğundan, boşta geçen süre için ücret ve diğer hakların miktar belirtilmeksizin, hüküm altına alınması ve ödenmesi gerektiğinin tespiti ile yetinilmesi gerekir.
6100 sayılı HMK.’nun 26.1 maddesine göre Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/2 maddesi uyarınca “feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir”. İşçi fesihte sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı iddiasında bulunacaktır. İspat yükü ise işverendedir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia etmesi durumunda, bu iddiasını ispatla yükümlüdür (m. 20/f.2). İşçinin feshin başka bir sebebe dayandığını iddia etmesi ve bunu ispatlaması, işverenin geçerli fesihle ispat yükünü ortadan kaldırmaz.
Gerek işverenin geçerli sebebin varlığı gerekse işverenin gösterdiği sebep dışında bir sebeple dayandığı ileri sürülmesi durumunda bu vakıalar bir hukuki işlem olmadığından takdiri delillerle ispatı mümkündür.
Davacının iş akdinin fesih nedeni davalı işverence sipariş azalmasına bağlı üretimin düşmesi ve istihdam fazlalığı gösterilmesine karşın yapılan bilirkişi incelemesine göre davacının iş akdinin feshinden sonraki üç ayda üretim miktarının artarak devam ettiği, bundan sonra düşme eğiliminde olduğu ancak bunun bir ekonomik krize neden olacak büyüklüklere ulaşmadığı, SGK bordrolarına göre iş akdi fesih tarihi olan Şubat 2014, Ekim 2014 tarihleri arasında iş yerine 188 işçi alınırken, 174 işçi çıkışı yapılmasından dolayı sürekli bir işçi hareketinden bahsedilebileceği, davalı iş yerinde işçi çıkarılmasında sosyal kriterlerin neler olduğu belirlenemediği, davalıya ait işyerinde fazla mesai yapılmasına devam edildiği, işverence başka ekonomik tedbirler alındığının ispatlanamadığı gerekçeleri ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine ve sendikal fesih iddiası hakkında ise davacı tanık beyanlarına göre, davalı işyerinde işçilerin ücretine zam ve çalışma koşullarının iyileştirilmesini talep ettiği, ancak bu isteklerin işveren tarafından yerine getirilmediği, bunun üzerine işçiler arasında sendikaya üye olunursa, haklarının daha iyi korunacağı ve gerekli zammın alınacağı hususunda söylentiler dolaşmaya başladığı, bu söylentilerin dolaşmaya başlamasından 10-15 gün sonra 20 civarı işçinin iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiği, bazı işçilerin üye olmadan bazılarının sendika üyesi olduktan sonra işten çıkarıltıldığı, sendikal nedenlerle iş güvencesinden faydalanma bakımından sendika üyesi olmak veya olmamak arasında bir fark bulunmadığı, bu güvenceden sendika üyesi olmayıp da sendikal faaliyetlere katılan diğer işçilerin de faydalanabildiği, ayrıca sendikalı işçi sayısının iş yerinde 40 kişi olduğu, sendikalı olarak iş yerinde çalışan işçilerin 5’inin Şubat 2014 tarihinde, birinin ise Mart 2014 tarihinde iş akitlerinin fesh edildiğine ilişkin bilirkişi raporu dikkate alındığında, ayrıca davacının işyerinden çıkarılma süreci bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı ve arkadaşlarının gerçekte sendikal sebeplerle görünürde sipariş azalmasına bağlı üretim düşüklüğü ve çeşitli sebeplerle iş akitlerinin feshedildiği gerçeği karşısında sendikal tazminata karar verilmesi isabetli olup davalının sebepleri bildirilmeyen temyiz itirazının reddine karar verilmiştir.
Ancak, Mahkemece talep aşılarak sendikal tazminatın 6356 sayılı Yasanın 25/5. fıkrası uyarınca işçinin başvurusu, işverenin işe başlatmaması şartına bağlı olmaksızın davacının 1 yıllık ücreti tutarında BELİRLENMESİNE” şeklinde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının işçinin 1 yıllık ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok 4 aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine,
5-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 27,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubuyla bakiye 2,50 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T.’ye göre 1.500,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 965.40 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avanslarından varsa artan miktarının ilgili tarafa iadesine,
9-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 09.12.2015 tarihinde oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.