Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/3753 E. 2015/6073 K. 01.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3753
KARAR NO : 2015/6073
KARAR TARİHİ : 01.04.2015

İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle davalı işverenin Bölge Müdürü tarafından davacının kişilik hakları saldırıya uğradığından mahkemece kıdem tazminatına hükmedilmesinin yerinde olduğunun anlaşılmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, davalı işyerinde 10/03/2008-18/06/2011 tarihleri arasında kasiyer olarak çalıştığını,davalı işverenin bölge müdürü tarafından hakaret edilmesi sonucunda işten ayrıldığını, işten ayrılırken özel sebeplerden dolayı kendi isteğim ile istifa ediyorum ibareli imzalı belge alındığını, söz verilmesine rağmen yasal haklarının ödenmediğini, iş aktinin hiçbir şartına davalının uymadığını, fazla çalışma yaptırılarak bedellerinin ödenmediğini bildirerek kıdem tazminatı ile fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı ve buna bağlı olarak iş akdini feshetmekte haklı nedene dayanıp dayanmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.
Somut olayda bilirkişi tarafından davacının fazla mesai ücreti; her hafta vardiya değişmek koşuluyla, sabah mesaisinde 3 saat, akşam mesaisinde ise 6 saat fazla mesai yaptığının kabulüne göre yapılmıştır. Dairemiz tarafından onanan emsal İzmir 11. İş Mahkemesi 2012/305 E. ve 2012/257 K. ve aynı mahkemeye ait 2012/262 E. ve 2012/255 K. sayılı dosyalarında fazla çalışmaya ilişkin yapılan hesaplama ile dosyada bulunan çeşitli işçilerin başvuruları üzerine hazırlanan Bölge Çalışma Müdürlüğü müfettiş raporlarında yapılan tespitlere göre davalı işyerinde 9.00-19.00 ve 14.00-22.00 saatleri arasında 2 vardiya uygulandığı, işçilerin sabah vardiyasında yarım saat erken işe başladığı ve akşam vardiyasında ise yarım saat geç işten çıktığı şeklinde tespitler yapılmıştır. Bilirkişi raporu bu tespitlere uygun değildir. Davacının ücreti asagri ücretin yaklaşık 2 katı oaranında olup ayrıca çok yüksek miktarda olmasa da prim aldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle bilirkişinin fazla mesai ücretinin aylık ücretin içinde olduğu yönündeki sözleşme maddesini davacının aylık ücret seviyesinin düşük olduğundan bahisle dikkate almaması hatalıdır. Yapılacak iş yukarıda numaraları verilen emsal dosyalar getirtilerek, dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilmeli, özellikle imzalı mesai çizelgelerinin ayrıntılı dökümü çıkarılarak ve emsal dosyalar ile Bölge Çalışma Müdürlüğü müfettiş raporlarına göre sabah ve akşam mesaisine yarım saat eklenerek davacının fazla mesai süresi hesaplanmalı, daha sonra fazla mesai ücreti aylık ücrete dahil olduğundan yıllık 270 saat fazla mesai çıkan süreden hakediş tarihlerine göre ilkten sona doğru mahsup edilmeli, neticeten hesaplanacak fazla mesai ücreti ile davacının almış olduğu primler karşılaştırılarak ödenen primlerin fazla mesai ücretini karşılayıp karşılamadığı belirlenmeli ve çıkacak sonuca göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile hatalı bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle fazla mesai ücreti ne ilişkin yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmayıp bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde dava1ıya iadesine, 01.04.2015 gününde oybirliğine karar verildi.