Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/36411 E. 2016/2613 K. 10.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/36411
KARAR NO : 2016/2613
KARAR TARİHİ : 10.02.2016

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava Türü : İşe iade

YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı, 01.07.2007 tarihinden itibaren yaklaşık 7,5 yıl … Büyükşehir Belediyesi’nde özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, Belediye’nin özel güvenlik işini ihale yolu ile alt işverenlere verdiğini, alt işverenlerin sürekli değiştiğini, ancak kendisinin sürekli belediyede çalışmaya devam ettiğini, en son diğer davalı şirkette çalışmakta iken hiçbir sebep gösterilmeksizin iş akdinin 21.08.2014 tarihi itibari ile feshedildiğini, savunmasının dahi alınmadığını, 2012 yılında birkaç arkadaşı ile birlikte … Sendikasını kurduklarını, 28.04.2012 tarihinde yapılan 1.olağan genel kurul toplantısında sendikanın genel denetleme kurulu başkanı olarak seçildiğini ve halen bu görevde olduğunu, iş akdinin sendikal nedenlerle feshedildiğini, yapılan yerel seçimler sonrası yönetimin değiştiğini, bu değişiklikten sonra işçilere baskı yapılarak başka bir sendikaya (Hak-İş’e bağlı … ) üye olmaya zorlandıklarını, bu baskılar sonucu 100 civarında işçinin sendikasını değiştirdiğini, beklenen performansı gösteremediğinden bahisle savunması dahi alınmadan iş akdinin sendikal nedenle feshedildiğini belirterek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine, 1 yıldan az olmamak üzere sendikal tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, husumet itirazında bulunduklarını, davacı işçinin müvekkili şirkette yaklaşık 8 ay çalıştığını, müvekkilinin ihale alıcısı konumundaki taşeron firma olduğunu, ilk defa 2014 yılında Belediyenin güvenlik işini aldığını, davacının iş akdinin feshinin sendika kurucu üyesi ve sekreter olmasıyla alakası olmadığını, müvekkil şirkete yetki belgesi verilmediğini, müvekkil şirketin tebligatı almaya yetkili dahi olmayan bir şahsın eline tespit yazısı verildiğini, akabinde müvekkil şirketin gerek bu tebligatın usulsüzlüğüne gerekse de işletme toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olunmadığına dair yetki tespitine itiraz davası açtıklarını, ortada sendika ile imzalanmış bir toplu iş sözleşmesinin bulunmadığını, işçilerin üzerindeki yönetim hakları ve işe giriş-çıkışlarında tek yetkili kurumun … Büyükşehir Belediyesi olduğunu, iş akdinin İş Kanununun 17-18 maddeleri uyarınca işçinin yeterliliği dolayısıyla geçerli nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının belediye personeli olmadığını, diğer davalı şirket işçisi olduğunu, husumet itirazında bulunduklarını, Belediye tarafından iş eksilişine gidildiğini, davacı ile ilgili herhangi bir işlem tesis edilmediğini, görev itirazında bulunduklarını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, savunma alınmadığı, feshin biçimsel koşullarına uyulmadığı için feshin geçerli olmadığı belirtilerek davanın kabulüne, feshin geçersizliğine, sendikal tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine göre davacının iş akdinin 07.08.2014 tarihli fesih yazısına göre performans düşüklüğü gerekçesiyle feshedildiği, davacının savunmasının alındığına dair davalı işverenlikçe bir belge sunulmadığı, dolayısıyla feshin şekli koşullarının yerine getirilmediği ve fesih için geçerli bir nedenin varlığı davalı işverence kanıtlanmadığından mahkemece feshin geçersizliğine karar verilmiş olması isabetlidir. Bu itibarla davalıların temyiz itirazları yerinde değildir.
Dava konusu olayda uyuşmazlık feshin, sendikal nedene dayanıp dayanmadığı noktasındadır.
Fesih tarihinde yürürlükte olan 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun “sendika özgürlüğünün güvencesi” başlıklı 25. maddesinin ikinci fıkrasına göre; işveren, ücret, ikramiye, prim ve paraya ilişkin sosyal yardım konularında toplu iş sözleşmesi hükümleri saklı kalmak kaydıyla bir sendikaya üye olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında çalıştırma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamaz; üçüncü fıkrasına göre; işçiler, sendikaya üye olmaları veya olmamaları, iş saatleri dışında veya işverenin izni ile iş saatleri içinde işçi kuruluşlarının faaliyetlerine katılmaları veya sendikal faaliyette bulunmalarından dolayı işten çıkarılamaz veya farkli işleme tabi tutulamaz; dördüncü fıkrasına göre; işverenin fesih dışında yukarıdaki fıkralara aykırı hareket etmesi halinde işçinin bir yıllık ücret tutarından az olmamak üzere sendikal tazminata hükmedilir. Aynı maddenin beşinci fıkrasına göre ise; sendikal bir nedenle iş sözleşmesinin feshi halinde işçi, 4857 sayılı Kanunun 18,20 ve 21 inci madde hükümlerine göre dava açma hakkına sahiptir. Iş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğinin tespit edilmesi halinde, 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesine göre işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın sendikal tazminata karar verilir.
Davacı, 2012 yılında … Sendikasını kurduklarını, kurucu üye ve halen sendikanın genel denetleme kurulu başkanı olduğunu, sendikanın kurulmasından sonra örgütlenme faaliyetlerinin başladığını, 500 çalışanı olan işyerinde yaklaşık 400 çalışanın üye yapıldığını, 02.05.2014 tarihinde Bakanlık yazısı ile, ilgili sendikanın işyerinde toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili kılındığını, yerel seçimler sonrasında sendika üyesi işçilere baskı yapılarak başka bir sendikaya üye olmaya zorlandıklarını, iş akdinin sendikal sebeple fesholunduğunu iddia etmiştir.
Davacı tanıklarının, davacı iddialarını doğruladığı, sendika üyesi ve aktif olarak çalışan 10 işçinin iş akdinin feshedildiğini, başka sendikaya geçmeleri yönünde kendilerine baskı uygulandığını beyan ettikleri görülmüştür.
… Sendikası, cevabi yazısında, … Büyükşehir Belediyesi işyerinde feshe yakın tarihlerde 500 özel güvenlik personeli çalıştığını, 04.02.2014 tarihinde sendika tarafından yetki tespit başvurusunda bulunduklarını ve Bakanlıkça 27.03.2014 tarihli yazıyla sendikaya 391 çalışanın üye olduğu tespit edilerek yetki belgesi verildiğini, çıkarılan işçilerden 10 kişinin sendika üyesi olduklarını, bunların genel mali sekreter … , denetleme kurulu başkanı …, … il temsilcileri …-…, işyeri baştemsilcisi … , işyeri temsilcisi … olduklarını, diğer 4 kişinin de sendika adına çalışan aktif üyeler olduklarını, sendikanın yetki aldığı tarihten itibaren… Büyükşehir Belediyesi yönetimi tarafından yapılan baskı ile 254 üyenin istifa ettiğini, 31.12.2014 tarihinde 117 sendika üyesinin işten çıkarıldığını, sendikadan istifa eden 254 işçinin halen çalıştığını, sendika üyeliklerinden istifaların Belediye yönetiminin değişmesinden sonra başladığını, sendikanın 17.07.2014 tarihinde alt işveren… Koruma ve Eğitim Hiz.Ltd. Şirketi ile toplu iş sözleşmesi görüşmelerine başladığını ancak hiçbir konuda anlaşma sağlanamadığını, 6356 sayılı Yasa gereği arabulucu atandığını, bu arada 6552 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesi ile … Güvenlik Koruma ve Eğitim Hiz.Ltd. Şirketinin kamu işveren sendikalarından Kamu-İş’e yetki verdiğini, arabulucu nezaretinde yapılan toplantılara gerek kamu işveren sendikası olan Kamu-İş, gerekse alt işveren … Güvenlik Koruma ve Eğitim Hiz.Ltd. Şirketinin katılmadığını, arabulucu raporunda anlaşmazlık tutanağı tutulduğundan 6356 sayılı Yasa gereği sendika tarafından Yüksek Hakem Kurulu Başkanlığına müracaat edildiğini ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından 15.05.2014 tarihi ile 14.05.2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 09.12.2014 tarihli kararı ile toplu iş sözleşmesi bağıtlandığını belirtmiştir.
Hal böyle olunca dinlenen davacı tanıklarının açık beyanlarından işyerinde sendika üyesi işçiler üzerinde baskı yapıldığı ve Dairemizce 30.11.2015 tarihinde temyiz incelemesi yapılan 2015/25891-23649 E.K. sayılı ve 2015/25890-23648 E.K. sayılı dosyalarda davacı ile aynı tarihte iş akdi feshedilen sendika genel sekreteri … ve işyeri sendika temsilcisi … hakkında yerel mahkemenin sendikal tazminat talebinin reddine dair kararının bozularak ortadan kaldırıldığı ve sendikal tazminata hükmedildiği, davacıların sendika kurucusu, genel sekreteri, denetleme kurulu başkanı ve işyeri temsilcisi olmaları ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında davacı temyizi yerinde olup davalı işveren tarafından yapılan feshin haklı ve geçerli nedene dayanmadığı, yukarıda belirtilen mevcut delil durumu gözetildiğinde feshin sendikal nedenlerle yapıldığı anlaşılmakla mahkemece sendikal nedenin ispatlanmadığı gerekçe gösterilerek işe iade kararı verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE, davacının alt işveren … Güvenlik Koruma ve Eğitim Hiz.Ltd. Şirketindeki işyerine İADESİNE,
3-6356 sayılı Yasanın 25/5.fıkrası uyarınca davacının işe başlatılması veya başlatılmaması şartına bağlı olmaksızın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili gereken tazminat tutarının işçinin 1 (bir) yıllık ücreti olarak belirlenmesine,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine,
5-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 29,20 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubuyla bakiye 4,00 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 155,00 TL yargılama gideri ile 50,40 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, davalıların yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avanslarından varsa artan miktarının ilgilisine iadesine,
9-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harçlarının davalılara yükletilmesine, 10.02.2016 tarihinde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.